yiURqWw. İnsanoğlu antik dönemlerden bu yana uzay çalışmaları için uzaya roket ve araç göndermenin hayalini kurdu. Çinliler yüzyıllar önce askeri ve kutlama amacıyla uzaya fişek gönderdi. Fakat roket gönderilerek yapılan uzay çalışmaları ilk olarak 20'nci yüzyılın ikinci döneminde başladı. İlk uzay araçları yer çekimi etkisinden kurtulmayı başararak uzaya doğru yol çalışmaları ilk olarak nasıl başladı?20'nci yüzyılda Sovyetler Birliği ve ABD arasında çetin bir uzay savaşı vardı. Her iki ülke de uzaya gidebilmek için uzay roketleri geliştirme üzerinde çalışıyordu. Uzay yolculuğunun kapılarını açan ilk bilim insanları Rusya'da Konstantin Tsiolkovski, ABD'de Robert Goddard ve Almanya'da Hermann Oberth olarak ve 1940'lı yıllarda Nazi Almanyası uzun menzilli roketleri silah olarak kullanma üzerinde çalışıyordu. İkinci Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru İngiltere'nin başkenti Londra, 320 kilometre menzilli V-2 füze ile vuruldu. V-2 tipi füze Manş Denizi üzerinde 95 km irtifada saatte 5 bin 600 km hızla hareket giden ilk kişi kimdir?İkinci Dünya Savaşı'nın ardından ABD ve Sovyetler Birliği kendi füze programlarını oluşturdu. 3 Ekim 1957'de Sovyetler Birliği ilk yapay uydu olan Sputnik 1'i yörüngeye yerleştirdi. 12 Nisan 1961'de Rus kozmonot Yuri Gagarin, Vostok 1 uzay aracı ile Dünya yörüngesini dolaşan ilk insan oldu. 108 dakika süren yolculuğu sırasında Gagarin 327 kilometre yükseklikte ABD uydusu Explorer 1 31 Ocak 1958'de yörüngeye fırlatıldı. 1961'de Alan Shepard, uzaya giden ilk ABD vatandaşı oldu. 20 Şubat 1962'de John Glenn'in tarihi uçuşu onu tarihte yörüngede seyahat eden ilk ABD vatandaşı ayak basan ilk insan kimdir?1961'de dönemin ABD Başkanı John F. Kennedy '10 yıl içinde Ay'a ayak basma ve güvenli bir şekilde Dünya'ya geri dönme' hedefini koydu. 20 Temmuz 1969'da Neil Armstrong insanlık için büyük bir adım attı ve Ay'a ayak basan ilk kişi oldu. 1969 ve 1972 yılları arası Ay'a 6 adet Apollo görevi insanlar Ay'a ayak basmadan önce insansız bir uzay aracı Ay'da fotoğraf çekti ve sondaj çalışmaları yaptı. 1970'li yılların başında yörünge destekli iletişim ve navigasyon uyduları herkesin günlük yaşamına girmeye başlamıştı. Yine aynı dönem Mariner adlı uzay aracı Mars yörüngesine yerleştirildi ve Kızıl Gezegen'in yüzey haritasını çıkardı. 1970'lerin sonunda Voyager uzay aracı Jüpiter, Satürn halka ve uydularının detaylı fotoğraflarını çekmesi için uzaya gönderildi. ABD'nin ilk uzay istasyonu Skylab, 1970'lerde insanlı uzay uçuşu için önemli bir merkezdi. Burada ABD ve Sovyetler Birliği'nin ilk ortak uzay görevi olan Apollo-Soyuz Test Projesi yıllarda uydu iletişim teknolojileri televizyon programlarının evlere taşınmasına yardımcı oldu. Birçok kişi çanak anten teknolojisi ile tanıştı. Uydular Antarktika üzerinde ozon tabakası deliğini keşfetti, orman yangınlarını tespit etti ve 1986 yılında meydana gelen Çernobil reaktör kazasının fotoğraflarını çekti. Gökbilim amaçlı kullanılan uydular yeni yıldızlar keşfetti ve Samanyolu galaksisinin merkezi hakkında yeni fikirler edinmemizi 1981'de uzaya çıkan ilk uzay mekiği olan Columbia Uzay Mekiği uzaya gönderildi. Ocak 1986'ya kadar da başarılı olarak 24 uydu uzaya gönderildi. Fakat 28 Ocak 1986'da Challenger Uzay Mekiği kalkışı sırasında patladı ve araçtaki 7 astronot hayatını Uzay Mekiği kazası, ABD'nin uzay programını tekrar değerlendirmesine yol açtı. Uzay programının yeni hedefi, uyduları fırlatırken doğru ve uygun fırlatma teçhizatının uygun olup olmadığından emin olmaktı. Günümüzde roket fırlatma için birden çok fırlatma tekniği, istasyonu ve uydu sistemleri Savaşı, modern savaşlarda uydu teknolojisinin öneminin anlaşıldığı dönem oldu. Körfez Savaşı sırasında müttfefik kuvvetler, düşman hattında gelişen olaylardan haberdar olmak için uydu teknolojilerini kullandı. Uydu teknolojileri sayesinde koalisyon güçleri savaşı hızlı şekilde sistemleri ülke savunmalarında en etkili yöntemler olma yolunda emin adımlarla ilerliyor ve gelişiyor. Uluslararası Uzay İstasyonu nedir?Uluslararası Uzay İstasyonu Dünya'nın yörüngesinde alçak irtifada araştırma yapan araştırma laboratuvarıdır. Tasarımı ve yapımına katkı sağlayan birçok farklı partner sayesinde Uluslararası Uzay İstasyonu ortak uzay araştırmalarının sembolü haline Oluşturulma Tarihi Eylül 14, 2020 0337Uzayı keşfetmek insanlık için çok önemlidir. Bunun birçok sebebi bulunur. Ancak insanlık tarihine baktığımız zaman uzayı keşfetme isteği çok eski zamanlara dayanmaktadır. Şimdi bunu inceleyeceğiz ve uzayla ilgili birçok farklı bilgiyi öğreneceğiz. İşte 7. sınıf fen bilimleri uzay araştırmaları konu yüzyılda teleskobun icat edilmesiyle uzayı keşfetmek hız aldı. Ayrıca uzay araştırmaları teleskop ile beraber daha sonraları uzay sondaları, uzay mekikleri, uzay roketleri ve uydu ile devam etti. Günümüzde hala bu çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. Uzay Araştırmaları Uzay araştırmaları birçok farklı dala ayrılmıştır. Ayrılan bu dallar sayesinde uzay araştırmaları çok daha geniş kapsamlı hale geldi. Ancak bu araştırmaları daha iyi anlayabilmek için mutlaka bazı tanımları öğrenmemiz gerekmektedir. Uzay istasyonu Bilim insanlarının ve astronotların uzayda uzun bir süre kalmasını sağlayan uzay araçları uzay İstasyonu olarak bilinmektedir. Uluslararası uzay istasyonu Uluslararası Uzay İstasyonu yapımında birçok farklı ülke çalışmıştır. Öyle ki dünyadan çıplak gözle dahi görünebilir. Büyüklüğü tam olarak Bir futbol sahası kadardır. Dünyanın etrafını tam olarak 90 dakika içerisinde dolaşmaktadır. İçinde Astronotlar bulunur ve uzay araştırmaları ile deneyler gerçekleştirilir. Uzay roketi Uzaya uydu ve uzay aracı taşımak için uzay roketleri kullanılmaktadır. Taşımış oldukları yakıt ile beraber oksijen üzerinden yanması eşliğinde gazların itmesi sonucu ilerler. Uzay roketleri genelde 1 defa kullanılır. Ancak uzay roketlerinin birden fazla kez kullanılması için, günümüzde farklı çalışmalar gerçekleştiriliyor. Uzay mekiği Uzay mekiği yeniden kullanılabilen araçlardır. Tıpkı bir roket gibi hızlı şekilde havalanır ve dikkatli bir biçimde iniş yapar. Özellikle inişi daha çok bir uçağa benzer. Uydu yerleştirmek ya da uzayla ilgili araştırma gerçekleştirmek için tasarlanmıştır. Bu konuda Columbia uzay mekiği ilk uzay mekiği olarak bilinmektedir. Uzay sondası Uzaktan kumanda ile uzaya gönderilen ve uzay araştırmalarında kullanılan araçtır. Özellikle toprak ve atmosfer analizi yaparken, ilgili bölge hakkında fotoğraflar çeker. Uzay Teleskobu Uzayda belirlenmiş olan yörüngeler etrafında dönen teleskoplardır. Dünyadaki ışık kirliliği ile beraber herhangi bir olumsuz hava şartlarından etkilenmeyen cihazlardır. Günümüzde hala kullanan Hubble Uzay Teleskobu en büyük teleskoptur. Yapay uydular İnsan eliyle yapılmış olan ve dünyanın yörüngesine yerleştirilmiş uydular yapay uydu olarak bilinmektedir. Birçok farklı görevi bulunmaktadır. Bunlar içerisinde başta haberleşme için çok önemlidir. Aynı zamanda meteoroloji hakkında bilgi verir ve gök cisimlerini inceler. Aynı zamanda askeri amaçla kullanılır. Uzay Araştırmaları Nedenleri Birçok farklı sebepten dolayı uzay araştırmaları gerçekleştirilmektedir. İnsanlık adına ve insanların gelişmesi için çok önemli sebepler barındırır. - Güneş sistemimize araştırmak ve aynı zamanda gezegenlerin yapısını öğrenmek. - Dünya dışındaki yaşam olasılığını araştırmak. - Yıldızlar, galaksiler ve karadelikler ile beraber tüm uzayı incelemek. - Fizik, kimya, biyoloji, tıp ve endüstri gibi alanlarda önemli katkılar sağlanması. - Uzayda yaşanan doğal olayların anlaşılması ve ölçülmesi. - Dünyanın dışında uzayda başka gezegenlerde insanlık için yararlı olacak enerji ve kaynakları bulmak. - Dünyadaki yeraltı ve yerüstü kaynaklarının tespit edilmesi. - Denizlerden faydalanma. - Meteoroloji ve haberleşme ile beraber enerji amaçlı. Bu şekilde daha birçok farklı sebep söylemek mümkün. Önemli olan günümüzde hala devam etmesi ve uzay araştırmalarının vazgeçmeden sürmesidir. Astronot Uzay araştırmaları adına uzaya giden kişilere astronot denir. Ancak bu konuda Ruslar astronot kelimesi yerine kozmonot kelimesini kullanmaktadır. Uzaydaki koşullara uyum sağlayabilmek için Astronotlar özel uzay kıyafetleri giyer. Böylece güneşin zararlı ışınlarından uzak kalırlar. Aynı zamanda vücut sıcaklığını ve hava basıncını sabit tutar. Fizik dersinde son yıllarda öne çıkan konulardan biri de bilimsel araştırma merkezleri konusudur. Fizik bilimine giriş konusunun bir parçası olarak anlatılan bu konu bize bilim yapılan bazı yerleri tanıma imkanı sağlamaktadır. Bu yazıda bilimsel araştırma merkezleri nedir kısaca anlatmaya çalışacağız. Bütün bilim merkezlerinin üzerinde duramayacağımız için ülkemizde ve dünyada belli başlı merkezler üzerinde duracağız. Bilimsel araştırmaları sistematik bir şekilde yürütmek ve bilimi geliştirerek ondan faydalar elde etmek için kurulan merkezlere bilimsel araştırma merkezleri denir. Bilimsel çalışmalar eskiden bireysel çalışmalara dayanırken belli bir aşamadan sonra toplumlar arası rekabetin de etkisiyle bu çalışmalar çeşitli merkezlerde yapılmaya başlanmıştır. Buna rağmen bireysel çalışmalar da devam etmektedir. Bilimsel araştırma merkezleri çeşitli ekonomik imkanların bilim için kullanılmasına ve ekip olarak çalışmaya imkan sağlaması açısından çok önemlidir. Detaylı okumaya vakti olmayanlar için bilimsel araştırma merkezlerini şöyle sıralayabiliriz TÜBİTAK CERN TAEK ASELSAN NASA ESA Bunlardan ilk üçü Türkiye’de diğer üçü de yurt dışında bulunmaktadır. Bilim araştırma merkezleri ile ilgili özet bilgi isteyenler için bu merkezler yeterlidir. Bilimsel Araştırma Merkezleri Nelerdir? Bilimsel araştırma merkezleri nedir kısaca anlattık. Şimdi de ülkemizde ve dünyada önemli görülen bilim merkezlerini kısaca ele alalım. Tübitak Açılımı Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Merkezi şeklindedir. Bakanlığa bağlı olarak çalışan bir resmi kuruluştur. Tübitak’ın görevi Türkiye’de bilim ve teknolojinin gelişmesini teşvik etmek, bu alanda öncü olarak bilimsel ve teknolojik gelişmelerin sürekli olmasını sağlamaktır. Tübitak’ın amaçlarından biri de bilimsel araştırmaların ülkenin kalkınmasına katkı yapmasını sağlamaktır. Doğrudan bilim yapmaktan çok Tübitak bilimsel araştırmaları koordine etmekle görevlidir. CERN Son yıllarda ortaya koyduğu çalışmalarla adından daha sık söz ettiren bir kurumdur. İsviçre ve Fransa sınırlarında bulunur. İsmi Fransızca Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi ifadesinin baş harflerinden oluşmuştur. Tam açılışı Conseil Européen pour la Recherche Nucléaire şeklindedir. 1954 yılında 12 ülkenin desteğiyle kurulan bu merkez Avrupa’nın en büyük parçacık fiziği tesisidir. Özellikle atom çekirdeği ile ilgili son yıllarda çok önemli çalışmalara imza atılmıştır. Bugün CERN’e üye olan ülkelerin sayısı daha da artmıştır. Çeşitli ülkeler buraya para yardımı yapmakta ve kendi bilim insanlarını göndermektedir. CERN’de kilometrelerce uzunluğunda büyük tüneller bulunmaktadır. Özellikle Büyük Hadron Çarpıştırıcı’sının olduğu bölge çok önemlidir. NASA Adını çeşitli haber programlarında ya da filmlerden mutlaka duymuşuzdur. Soğuk savaş döneminde ortaya çıkan uzay araştırmaları yarışının bir sonucu olarak Amerikan Başkanı Dwight Eisenhower tarafından 1958 yılında kurulmuştur. Çeşitli uzay mekikleri geliştirerek uzay araştırmalarına hız katmıştır. Uzaya defalarca insanlı ve insansız araçlar göndermiştir. Nasa barışçıl amaçlarla bugün de birçok yeni araştırmaya imza atmaktır. Zaman zaman haberlerde Nasa’nın yeni çalışmalarına dair haberler duyarız. TAEK Yerli bir kuruluştur. Açılımı Türkiye Atom Enerjisi Kurumu şeklindedir. 1956 yılında Atom Enerjisi Komisyonu Genel Sekreterliği olarak kurulmuş, zamanla isim değiştirmiştir. Atomdan enerji elde etmenin yegane yolu olan nükleer konularda araştırmalar yapmakla görevlidir. Böylece Türkiye’nin Dünyadaki nükleer çalışmaların gerisinde kalmaması hedeflenmiştir. TAEK’e bağlı olan çeşitli nükleer araştırma merkezleri bulunmaktadır. Ankara Nükleer Araştırma Merkezi ve Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi bunlara örnek verilebilir. ASELSAN Yine çeşitli haberlerde savunma ve silah sanayiyle ilgili adını duyduğumuz bir kurumdur. 1975 yılında kurulduğunda ana amacı silahlı kuvvetlerin yerli üretim araçlarla haberleşmesini sağlamaktı. Çünkü bu tür haberleşme araçlarının güvenli olabilmesi için yerli üretim olması gerekiyordu. Zamanla bunun ötesine geçen ASELSAN bugün çeşitli silah ve silah elektroniği ürünlerini geliştirmektedir. Silahlı kuvvetlere önemli katkı yapan bu kuruluş aynı zamanda insanları bilim ve teknolojiye de dolaylı olarak özendirmektedir. Ülkemizde büyük bilim kuruluşlarının sayısı çok fazla olmadığından ASELSAN önemli bir merkezdir. ESA Tam adı European Space Agency yani Avrupa Uzay Ajansı şeklindedir. Nasa’nın Avrupa versiyonu olarak düşünülebilir. 1975 yılında Avrupa hükumetlerinin desteğiyle kurulmuş bir ortak kuruluştur. Bu kuruluşun ana amacı uzayla ilgili araştırma yapmaktır. Uzayla ilgili araştırmalar altında birçok çalışmayı da gerekli kılar. Uzay araçlarının geliştirilmesi, bunlarla ilgili planlama yapılması da önemlidir. ESA genellikle NASA kadar meşhur olmadığı için çok bilinmemektedir. Ancak uzay araştırmaları konusunda önemli bir kuruluştur. Bilim araştırma merkezleri örneklerde gördüğümüz gibi çeşitli devletlerin, bilimi sanayi ve teknoloji alanında fayda elde etmek için kullanma amaçlarına hizmet etmektedir. Burada bilim, sanayi ve teknoloji işbirliği hedeflenmektedir. Bilim araştırmaları sadece bu merkezlerde değil aynı zamanda üniversitelerde de yapılmaktadır. Bu tür kurumların etkileşimi bilimsel araştırmaları hızlandırır. Fizik bilimi için bilimsel araştırma merkezlerinin önemli olması bu merkezlerin genelinin temelinde fizik olmasıyla ilgilidir. Aslına bakılırsa temel bilimlerde fiziğin olmadığı hiçbir alan yok diyebiliriz. Uzayda hava ve canlılara dair hiçbir şey yok. Uzayda sürekli batma hissi yaşanıyor. Ucu bucağı olmayan karanlık boşluğun açıklanamayan fenomenleri de var. İşte derin uzayın hala açıklanamamış sırlarından bazıları...1Derin uzayın açıklanamayan 12 gizemi Uzayda hava ve canlılara dair hiçbir şey yok. Uzayda sürekli batma hissi yaşanıyor. Ucu bucağı olmayan karanlık boşluğun açıklanamayan fenomenleri de var. İşte derin uzayın hala açıklanamamış sırlarından bazıları...21. 1991 VG ABD'li gök bilimci James Scotti 1991 yılında gökyüzünde ilginç bir şey fark etti. İlk gözlemlerini kontrol eden Scotti, gördüğü ilginç cismin tekrar nerede ortaya çıkacağını tespit etti ve teleskobunu o yöne doğru çevirdi. Standart varsayımlarla yaptığı hesaplamaların sonucu yanlış gibi görünüyordu. Scotti'nin keşfettiği şey her neyse, hız ve yön olarak bilinen hiçbir gök cismine benzemiyordu. Scotti daha sonra tesadüfen cismi tekrar gördü. Tuhaf cismin Güneş'in etrafında daireler çizdiğini fark etti. Dünya'nın ve Güneş'in yer çekim sebebiyle sürekli yörüngesinden sapıyordu. Scotti'nin gördüğü cismin mantıklı tek açıklaması, Soğuk Savaş Dönemi sırasında uzaya gönderilmesi muhtemel bir uydu olması. Fakat tuhaf cismin Dünya'ya bir önceki yakınlaşma tarihinin 1973 yılı olduğu saptandı. Bu saptamaya göre cismin, Soğuk Savaş Dönemi'nden kalma ihtimali olan bir uydu ya da uzay aracı olma olasılığı ne bulduğu bugün bile Turist kara delik Kara delikler, uzayda karşılaşmak isteyeceğiniz son şeylerdir. Etrafındaki her şeyi içine çeken kara deliklerin en tuhafı ise, uzayda uçuyor gibi gezinen turist bir kara delik ve bu kara deliğin hareket halinde olma sebebi ise büyük bir yılında NASA, kendi galaksisinden çıkan dev bir kara deliği tespit etti. Saatte birkaç milyon kilometre hızla hareket eden kara delik, Güneş'ten milyonlarca kat daha büyük kütleye deliğin hareket halinde olmasını açıklayan birkaç teori var. Bunlardan biri şu Merkezlerinde kara delik olan iki galaksinin birleşmesi sonucu kara delikler arasında dev bir savaş başladı. Bu savaşın sonucunda kara deliklerden biri ağırlık dalgası etkisiyle kaçmaya mahkum kaldı. Turist kara deliği açıklayan bir başka teori ise, üç farklı kara deliğin çarpışması sonucu en parlak olanının uzaklaşmaya başlaması... Mevcut veriler ağırlık dalgası teorisini desteklese de, henüz kanıtlanmış bir şey ASASSN-15lh İnsanların tanık olabileceği en büyük patlamalar kuşkusuz süpernovalar. Süper parlak süpernova ASASSN-15lh, ilk olarak Haziran 2015'te tespit edildi. Elde edilen verilere göre ASASSN-15lh, milyar ışık yılı uzaklıktaydı. Yani ASASSN-15lh süpernovası günümüzden milyar yıl önce özel kılan şey, bilim insanlarının süpernovayı açıklayamaması. ASASSN-15lh, ortalama süpernovalardan on kat daha parlak ve çok daha güçlüydü. ASASSN-15lh'ten yayılan ışığı inceleyen bilim insanları, normalde var olması gereken hidrojen maddesini bulamadı. Bu sebeple ASASSN-15lh için söylenebilecek en mantıklı açıklama, bunun bir nötron yıldızı türü olan magnetar yapılan incelemeler ASASSN-15lh'ten yayılan enerjinin, magnetar yıldızının oluşturacağından çok daha fazla olduğunu ortaya koydu. ASASSN-15lh patlamasının ardından aylar geçmesine rağmen Samanyolu Galaksisi'nden bile çok daha fazla enerji vermeye devam durumunda ilk önce çok parlak bir ışık yayılır ve ışık bir süre sonra zayıflamaya başlar. ASASSN-15lh için de durum böyle olsa da, yaydığı ultraviyole ışığında ciddi bir artış süpernovanın bilinen özelliklerini göstermiyordu. Bilim insanları ASASSN-15lh'yi bugün bile KIC 8462852 Güneş Sistemi dışında kalan gezegenler, yıldızların yaydığı ışığın miktarına göre tespit edilebiliyor. Yörüngedeki gezegen, yıldızının önünden geçtiği zaman yıldızın ışığı az da olsa zayıflar. Bu esnada gezegen tespiti yapılabilir. Dünya benzeri olduğu düşünülen gezegenler de bu şekilde keşfediliyor. Fakat teleskoplar bazen açıklaması son derece zor gözlemler de 8462852 yıldızı, Dünya'dan yaklaşık 1400 ışık yılı uzaklıkta yer alan Cygnus takımyıldızındadır. KIC 8462852 yıldızını diğerlerinden farklı kılan şey, verdiği ışığın gücünün zaman zaman yüzde 20 oranında azalmasıydı. Işığın gücünün azalması için yapılan açıklamalardan biri, yıldızın önünden geçen kuyruklu yıldız bulutuydu. Fakat daha ilginç teoriler de ortaya yılında fizikçi Freeman Dyson, uzaylı medeniyetinin yıldızın etrafını bir küre şeklinde çevrelediğini ve bu sayede yıldızdan enerji toplayabildiğine dair bir teori ortaya attı ve bu teorinin adına Dyson Küresi adı verdi. Dyson Küresi teorisine göre yıldız sisteminin ana öğesi olan yıldızın etrafı, küre biçiminde bir ağ ile çevreleniyor ve yıldızın yaydığı enerji bu şekilde toplanabiliyordu. KIC 8462852 yıldızının da bir tür Dyson Küresi ile çevrelendiği olasılığı dillendirildi. Dyson Küresi'nin günümüz teknolojisi ile yapılması mümkün görünmüyor. Dyson Küresi gibi dev bir yapıyı inşa edebilen uzaylı medeniyeti bulunuyorsa biz insanlardan çok daha gelişmiş teknolojilere sahip olmaları Wow sinyali 1963'te Ohio Eyalet Üniversitesi, yıldızlardan yayılan geniş bantlı radyo dalgalarını dinleyebilmek için Big Ear radyo teleskobunu inşa etti. Teleskop 1973 yılında Dünya Dışı Zeki Yaşam Arama Programı SETI için kullanılmaya başlandı. Ağustos 1977'de gök bilimci Jerry Ehman, Big Ear'ın 1 gün önce yakaladığı sinyalleri kontrol ediyordu ve '6EQUJ5' harflerinin oluşturduğu ilginç bir sinyal tespit etti. Sagittarius takımyıldızından geldiği saptanan 1420 megahertzlik sinyal, 'Wow' sinyali olarak kayıtlara sinyalinin keşifinin ardından Ehman ve diğerleri benzer sinyalleri tekrar tekrar aradı fakat sinyal bir daha hiç ortaya Büyük Çekici Büyük Çekici saatte milyon kilometre hızla hareket eden ve Samanyolu Galaksisi ve diğer galaksileri uzayın belli bir bölgesine çeken çok büyük kütleli bir yapı. Büyük Çekici'nin tam olarak ne olduğu ise henüz açıklanamamış derin uzay Çekici, uzayın Kaçınma Bölgesi adı verilen bir yerinde bulunuyor. Fakat ondan kaçmak imkansız. Büyük Çekici'nin bulunduğu alanda daha önce keşfedilmemiş galaksilerin varlığı saptandı. 87. Karanlık Enerji Hubble Uzay Teleskobu 1998'de evrenin geçmişe nazaran daha hızlı genişlediğini keşfetti. Keşfin ardından NASA ve bilim insanları, genişlemenin sebebini anlamaya çalıştı. Genişlemenin açıklaması olarak ortaya atılan teorilerden biri de, uzayı dolduran tuhaf bir enerji akışkanıydı. Enerji akışkanı teorisi çürütülmüş ya da kanıtlanmış olmasa da bu fenomene 'Karanlık Enerji' adı Enerji neydi? Bu sorunun bir cevabı yok. Karanlık Enerji ile ilgili bilinen tek şey, ışıktan daha fazla olması. NASA'ya göre evrenin yaklaşık yüzde 68'i Karanlık Enerji'den oluşuyor. Albert Einstein'in İzafiyet Teorisi'nin bir parçası olan Kozmolojik Sabit, boş uzayın kendi enerjisi ile dolmasını açıklıyordu. Teoriye göre, uzayın ürettiği bu enerji sürekli genişliyor ve daha çok boşluk oluşturuyordu. Fakat uzayın kendi enerjisini nasıl oluşturduğu sorusu hiçbir zaman Evren nasıl yok olacak? Dünya da Güneş de bir gün ölümü tadacaktır. Fakat iki gök cisminin de ölümüne 6 milyar yıl var. Bu sebeple çalışmaya, faturalarınızı ödemeye ve daha az endişe duymaya devam evren nasıl yok olacak? Bazı bilim insanlarına göre evrenin sonunu sıcaklık getirecek. Bu teoriye göre evrendeki farklı nesneler arasındaki ısı sıfır olacak ve normal koşullarda ısı farkı sebebiyle işleyen tüm sistem çalışmayı durduracak. Böylece evren intihar edecek. Evrendeki ısı C nasıl yok olacağına dair bir başka iddia ise Büyük Çöküş. Bu teoriye göre evren genişleyebileceği maksimum sınıra erişecek ve ardından çökmeye başlayacak. Bir diğer teori ise Büyük Değişim. Bu teoriye göre de Karanlık Enerji, evreni tüketmeye başlayacak ve evren moleküler seviyeye dönüşecek. Küçülen evren atomların dahi var olamayacağı nokta haline gelecek. Dev Ölüm Teorisi'ne göre de Karanlık Enerji genişleyerek daha yoğun kütleli hale gelecek ve galaksileri parçalara ayıracak. 109. Gama ışını patlaması Gama ışını patlaması son derece nadir görülen bir gök olayı. Son derece devasa, uzun enerji patlamalarını anlatıyor. En son 2013'te tespit edilen GRB 130427A Gama ışını patlaması 20 saat sürmüştü. Nadir görülen gök olayları olduğu için Gama ışını patlaması hakkında bilinen çok şey ışını patlamasının ne olduğu ve nasıl meydana geldiği bilinmiyor. NASA, Gama ışını patlamasının uzaya saçılan düşük enerjili Gama ışınlarının yüksek enerjili ışınlara dönüşmesi sebebiyle oluştuğunu açıklıyor. Fakat NASA'nın açıklaması da henüz yılında yapılan bir araştırmaya göre Dünya, kitlesel yok oluşa sebep olan Gama ışını patlamasından etkilenmiştir. 1110. Eridanus Supervoid Eridanus Süper Hiçliği Eridanus Supervoid, Kozmik mikrodalga arka plan ışıması araştırması sırasında keşfedildi. Eridanus takımyıldızı yönündeki verileri inceleyen bilim insanları, soğuk bir boşluk olduğunu keşfetti. Boşlukla ilgili yapılan gözlemler sonrası bu yapıya Eridanus Supervoid adı verildi. Devasa boşluk içindeki bölgede hiçbir şey yoktu. Boşluğun çağı 1 milyar ışık yılına eş değerdi. Yani boşluğun bir ucundan diğer ucuna ışık hızıyla 1 milyar yılda seyahat Supervoid'i açıklamaya çalışan bilim insanları bazı teoriler ortaya attı. Bu teorilerden en olağanı, Eridanus Supervoid'in dev bir kara delik bilim insanları da Eridanus Supervoid'i paralel evren olarak değerlendirse de, gerçekte ne olduğu gizemini Zombi yıldızlar Ağustos 2014'te NASA, SN 2012Z adlı süpernovaya yol açan bir yıldız sisteminin yok olduğunu tespit etti. Patlamanın ardından bilim insanları, yıldızdan geriye kalan kırmızı cücenin bir tür zombi yıldızı olarak yaşamaya devam ediyor olabileceğini patlaması son derece zayıftı. Bu tip bir patlama yıldıza büyük hasar verse de, gerisinde 'zombi yıldız' adı verilen yapıyı bırakabilirdi. Bu tür patlamalarında ardından kalan yıldızlara da 'zombi yıldız' adı verilmeye yıldızların diğer yıldızların enerjisini de yuttuğu gözlemlendi. Bu tespite göre zombi yıldızlar, yüksek enerjili X ışınlarını kendisine doğru Karanlık Akış Gözlemlenebilir evren 90 milyar ışık yılı büyüklükte. Fakat tüm evrenin gözlemlenebilir evrenden 250 kat daha büyük olduğu yılında NASA, uzak galaksi adalarında tuhaf ve beklenmedik hareketler tespit etti. Bu hareketler, galaksileri yalnızca tek bir yöne doğru gönderiyordu. Keşfi yapan ekibin lideri Alexander Kashlinsky, bu garip hareketlere sebep olan şeyin kaynağı hakkında emin değildi. Bu sebeple Kashlinsky, gök adalarını kontrol eden görülmez güçler teorisini ortaya attı ve buna Karanlık Akış Teorisi adını Akış'ın var olup olmadığı hakkında kesin bilgi yok. 2013 yılında Avrupa Uzay Ajansı ESA'nın uzay aracı Planck, Karanlık Akış Teorisi'nin aksini ispat Planck uzay aracını kontrol eden bilim insanlarından bazıları, Planck'tan alınan verilerin hatalı olduğu konusunda ısrarcı davrandı. 2015'te Kashlinsky ve ekibi yeni kanıtlarla tekrar sahneye çıktı ve Karanlık Akış'ın varlığına kanıt olabilecek deliller sundu.

uzayla ilgili araştırma yapan bilim adamları