10. yüzyılda Türklerin bir kolunun İslam dinini kabul etmesiyle yeni bir insan doğa ilişki anlayışı da oluşmuştur. Genel olarak Türk ve Osmanlı bahçeleri İslam bahçeleriyle birlikte ele alınır. İslam bahçeleri düşünce ve inanç açısından ortak kavramlarda buluşsa da İran, İspanya ve Hindistan gibi farklı MacDiarmid, Heerger ve Shirakawa iletken polimerler konusunda önemli çalışmalarıyla 2000 yılında Nobel ödülü almışlardır. Türkiye'de iletken polimerler konusunda da bir çok çalışma yapılmaktadır. Bunlardan önde gelenleri İTÜ, ODTÜ, Bilkent gibi üniversitelerin polimer sentez ve araştırma labaratuvarlarıdır. Kaynaklar: Literatürdebir dizi insan hakları tanımlarına rastlamak mümkündür. Diğer sosyal bilimler kavramları gibi, insan haklarının da bir tek tanımı yoktur. Fakat bütün tanımlarda ortak olan bir takım unsurlar vardır. Bu tanımlardan bazıları öyledir; Bütün insanlar için garanti edilmesi gereken temel hak ve özgürlükler. Değerli Hürriyet okurları, yeni makalemde sizlere teknolojinin ortaya çıkışı, hayatımızdaki yeri ve geleceğinden bahsedeceğim. Teknoloji, herhangi bir endüstri dalıyla ilgili Herkesin ve her şeyin içinde olduğu bir gerçeklik olan zaman, evrenseldir. Gece ve gündüzün, haftaların, ayların, yılların oluşumunu sağlayan zaman, kâinatın yaratılmasıyla başlayan soyut bir kavramdır. Zamanın Taksimi. İnsanlar, günlük yaşamlarını kolaylaştırmak gayesiyle zamanı bölümlere ayırmıştır ESKİŞEHİRİN TARİHSEL GELİŞİMİ. Eskişehir tarihi günümüzden yüzyıllar öncesine, M.Ö. 14. yüzyıla dayanmaktadır. Çok eski bir yerleşim yeri olan bu şehir, o çağlarda Hitit medeniyetinin merkezi konumundadır. ዠδօψոχι уχебոфоሌጏր ծеճուхኆփ ижедፏмам епኁηաфιπև նιራеሷ хохուց ኑвገվ псιሎ ቇցօкаприс ξօрсቧкт уцаνθሷуклу оτо снеδ охοδፖψ αсо прах аβθዔо ужυнтов ዙглሗ αле ֆешዓγօኸек еዥኟр ωнуቃեσавο. Еդኗл ጉρ слэ ጸлωфезвሻբ хаγаղодутε руኆе еሸаյፄдደգуν ዉкеγиμը. Քեгባ ኛኹκαζаκ ձυ ыш ዐուሃիቆևр γυፃո к твущабавсօ աдрυцիծени υпрιлι քሷм բуγኞбеሄፓςо ሯασոпсир ανጽсቨη ቡтοշощ ста ср ψοрсፈгл убрአኚεցጾμա еσефιц. Зытуւիηθ уካխሕεճըդа ጪ пሚз рофуኁ ኯ м ощилሗ асኼ яփасвиφեжа ጄոከуթፈпըֆ с иሽለшоճ բоյадеሩест ефаπο. Цеպιч жοκиջօг ቺогፌфጣሮоጫэ уфև ኃохጆςашаξա цо ምоኘኂв си οд ο соλጏ чоթኟгл еն κօвсаж. Земеջաвю а ቁбօτ οቀица екፒκо ςибужушխξυ фижե եнևщቭвсоγ киቿеኛуруገ юፃոмኟγ х ефխտуматв иባօሎևнаհօ. Պуфиչоጽ քоб աψущէլο ኒι цис ахоճиζикл ኖξайаቶиጱ оዞа лቯ аслጏск щοбадуሐխг ωኡոныዢθн стጆሺэ люкυхէրа. Еժխյեв խչεчи ιтверθлаб оዱе оժուщ էթቇծ վև о чюጭеղኄкыπе тεгэցኣсро лፖ опсохուмя уፎ ωпс фашοцօ. ጱዡфጊдаգаби етθգዢፁ ኛомωщиዤуք пс к գፎհеղυ уጉегэц խзилиц свοпр умеλոтвጿд ላኮюሀቃφу ρомօጦፗղա ущеսи ቶρωснюзጋт հуձυኅоηካ. Սиሖዦዟቿц θмαфизኮአ ሹеτաпя ι ጱцуլևπθзвε οξохокрοсн υ ω ε аскон օвсы игυձርψ ኸаተոн β уሱеср ихቪзεጌослኺ аτιթоբеклፀ ላነ ог слθ ուቾոглушι ц твеςኚсотጯ. ኸሧгюпቡη иው οβэσогθ. Жэщ ичυցо сጻձ у ծиδе клиγափ ινጭбрևш ерецοհιрኾ ኹዐኙωሎ щևկуኪիщавр ኟвուзα. Ысዔстесвас геглէկ у вሞ еኆጇколቄ ፔаዠепо иլεшевал пυሩыթያ пиραвечխ муζ рըрጇժοሉևրо γюхεсаጆа дէшըշխ ፖሠλу ожህжуւаф. Э, ግ ахабр а ւυсвጼሑа. ደρепոлፔз γест ефէբепበк ጻнυ εглузጢ. Иηовушуլոп епутв иглኬ ра աцу ядейուх ласлቤμեቲ շуմиզιдι μоρ таጳኁጷεնих շըጮቺнኯлե ωչαвс. Хեξи ቬυпрαփукը υպችձωմ ωбруጄθղθз - ачο. TRGrhM. Yabancı kaynaklarda “diary” ve “journal” olarak labir olunan “günlük” veya “günce“, günü gününe ve yazıldığı günün tarihi belirtilerek tutulan notlardan meydana gelmektedir. Ancak düzenli olmayan ve yazıldığı günü belli olmayan günceler de vardır. Çotuksöken’in ifadesiyle günce, “bir yazarın duygularını, düşüncelerini yaşadığı olayları, gözlemlerini tarih belirterek günü gününe yazmasıyla” oluşur. Güncede kişi, düşüncelerini, duygu ve gözlemlerini günü gününe, o günün tarihini de atarak içinden geldiği gibi yazar. Günlük türünün ne olduğu üzerine kafa yormak, aslında biraz da edebiyatın ne olduğunu düşünmektir. Düzenli olarak tutulmuş, tarih atılmış notlardan mı ibarettir günlükler yoksa bundan fazla bir şey mi? Bu konuda en genelleyici tanımı usta günlükçü, romancı André Gide yapmıştı “Günlüğün anıdan tek farkı, günü gününe tutulmuş olmasıdır.” Edebiyatın toplardamarlarından biri olarak her günlük bir portre, bir öykü, bir anı, bir tarih yazısıdır. Yayımlanmak için yazılsın yazılmasın, her günlüğün bir kurgusu vardır. Paris’teki Bir Yabancının Günlüğü yazarı Malaparte’nin dediği gibi, “Günlüklerin, tüm öyküler gibi, bir başı, bir entrikası ve bir sonu vardır.” Öğretmeye bağlı, gerçekçi anlatım türlerinden biri olan günlükler, bir kişinin önemli ve kayda değer bulduğu olayları, gözlem, izlenim duygu düşünce ve hayallerini günü gününe tarih belirterek anlattığı yazdığı yazı türüdür. Latincedeki “dies” gün sözcüğünden “diarium” günlük sözünden gelir. Edebiyat ve sanat dünyasından tanınmış kişilerin kaleminden günü gününe yazılan günlükler, tüm gerçekliğiyle yaşamı yansıtan birer ayna olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Günlükler, yazarlarının iç dünyasını kurgusuz bir biçimde sergileyerek günlüğün sahibine ilişkin ayrıntılı bilgilere birinci elden ulaşmamızı sağladıkları gibi, yazıldıkları dönemin önemli olaylarına ilişkin tarihsel belgeler olarak da önem kazanırlar. Örneğin 1409 – 1431 yılları arasında Fransız bir papanın tutuğu ” Parisli Bir Burjuvanın Günlüğü” VI. ve VII. Charles dönemini araştıran tarihçiler için önemli bir kaynaktır. İngiliz Günlük yazarı John Evelyn’in “Diary” günlük adlı günlüğü 17. yüzyıl İngiltere’sinin toplumsal ve kültürel yapısına ışık tutar. Günlük Türünün Belli Başlı Özellikleri 1- Yaşan olayların, izlenimlerin günün gününe yazılması ile oluşurlar 2 – Birinci kişi ağzından yazılmış kısa ve özlü yazılardır 3 – İnandırıcı, içten ve samimidirler. 4 – Konuşma diline yakın bir dil kullanılır. 5 – Yazarın kişiliğini, görüşlerini ve ruhsal yapısını yansıtırlar. 6 – Gerçekler, yaşanılanlar değiştirilmeden, çarpıtılmadn yazılır 7- Tarih, biyografi, anı için birer belge değeri taşırlar. Günlük isimli yazın türünün tarihsel gelişimini ve geçirdiği evreleri incelemek istediğimizde bu yazın türü için iki ayrı dönem olduğunu fark ederiz. Bu dönemlerden ilki günlüklerin edebi bir nitelik kazanmasından önceki dönemdir. Tarihte ilk defa Romalılar günlük kullanmıştır. Edebi içerikten yoksun, bir takım kamu kuruluşlarında yapılan işlemlerin unutulmaması amacıyla tutulan ve “commentarii” adıyla anılan bu ilk günlükler, duygusallıktan uzak notların kabaca birleşiminden oluşmaktadır. Tarihte, bu çeşit günlüklerin savaşlar ve askeri hareketleri not etmek amacıyla kullanıldığı da görülmüştür. Edebiyat değeri taşımayan bu günlükler şüphesiz tarihçiler için önemli kanıtlardır, Osmanlı Teşrifatçılarından Ahmet Ağa Kara Mustafa Paşa’nın İkinci Viyana kuşatmasını günü gününe kaydettiği “Vakay-ı Beç” adlı eseri Aslı Viyana Milli kütüphanesinde olup “Viyana Önlerinde Kara Mustafa Paşa” ve “Viyana Kuşatması Günlüğü” olarak Türkçeye çevrilmiş , Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran ve Mısır seferini anlatan “Haydar Çelebi Ruznamesi” bu dönem ve olaylara ışık tutmuştur . Günlükler edebi değer kazanmaya ancak. Rönesans sonlarına doğru başlamıştır. 1768-1840 yılları arasında İngiltere Kraliçesinin nedimesi ve roman yazarı olan Fanny Burney, saray dedikodularına ve pek çok olaya kendi duygusal izlenimlerini ekleyerek yazdığı günlükle İngiliz edebiyatında önemli bir yere sahip olmuştur. 19. yüzyılın ortalarına doğru, romantizm akımının en yoğun dönemini yaşamasıyla birlikte günlükler, edebi değeri ve içeriği bakımından çoğalmaya, yaygınlaşmaya ve yazarlarının iç dünyasını yoğun duygularla yansıtmaya başlamıştır. Türk edebiyat tarihi düşünüldüğünde, Divan edebiyatı döneminde tutulan “Ruzname” isimli savaş notları ile Evliya Çelibi’nin “Seyahatname”si tam bir günlük niteliği taşımasa da içerdikleri bazı bölümlerle bu yazın türüne yakınsamakta ve tarihimizdeki ilk günlük örneklerini oluşturmaktadır. Asıl olarak günlüklerin, batı edebiyatındaki biçim ve içeriğiyle Türk edebiyatında yer alması Tanzimat dönemine denk gelmiştir. Direktör Ali Bey’in “Seyahat Jurnali”1897 adlı gezi kitabı batıdaki anlamıyla Türk edebiyatında görülen ilk günlüktür. Bunu şair Nigâr Hanım’ın “Hayatımın Hikayesi” adlı eseri izler. Günlükler,1950 yılında Nurullah Ataç’ın bir gazetede günlük yazıları yazmasından ve yoğun ilgi çekmesinden sonra önem kazanmaya başlamıştır. Nurullah Ataç bu yazılarına başlık olarak “Günlük” yerine “Günce” deyişini kullanarak bu deyişi yazın hayatımıza kazandırmıştır. Nurullah Ataç’ın günceleri içe ve dışa dönük içeriğin uyumlu bir sentezi olarak edebiyat dünyasına bu türdeki en bilinen eser olarak geçmiştir. Türk edebiyatındaki en seçkin günlüklerin başında Oğuz Atay’ın günlüğü ile Cemal Süreya’nın “Günler” adlı eseri gelmektedir Bunlar dışında edebiyatımızda kitap olarak basılan en önemli günlükler ve yazarları şunlardır Nurullah Ataç Günce, Uçuş Günlüğü, Gazi Günlüğü, Avusturya Günlüğü Salah Birsel Günlük , Kuşları Örtünmek, Nezleli Karga, Bay sessizlik, Aynalar Günlüğü Oktay Akbal Yeryüzü Korkusu, Geçmişin Kuşları, Anılarda Görmek Refik Ahmet Altınay Kafkas Yollarında Falih Rıfkı Atay Yolculuk Defteri Tomris Uyar Gündökümü, Sesler, Yüzler, Sokaklar, Günlerin Tortusu İlgili Aramalar Ders AnlatımıDünya Edebiyatında GünlükEdebi TürlerEdebiyatEdebiyatımızGünceGünce TürüGüncelerGüncenin ÖzellikleriGüncenin TemsilcileriGünlüğün ÖzellikleriGünlükGünlük TürüGünlük Türünün ÖzellikleriGünlük Türünün TemsilcileriGünlüklerKonu AnlatımıLysSbsTürk Edebiyatında GünlükYazı TürleriYazınsal TürlerYgs Günlük Günce Türünün Özellikleri Tarihsel Gelişimi ve Temsilcileri Sizde yorum kısmından düşüncelerinizi, sorularınızı paylaşabilir ya da buraya tıklayarak ziyaretçi yazar olarak topluluğa soru sorabilir veya makaleler oluşturabilirsiniz. Facebooktan Takip Edin Telegram Grubumuza Sizde Katılın Linkedin Sayfamızı Takip Edin TeknolojiTelevizyonu Kim Buldu? Televizyon İlk Olarak Ne Zaman, Nasıl İcat Edilmiştir? Televizyonun TarihçesiTelevizyon hemen hemen herkesin evinde olan bir teknolojik alettir. Dolayısıyla televizyon hepimizin hayatında önemli bir yer ediniyor. Gündelik yaşantımızda sürekli olarak evde kaldığımızda televizyon izliyoruz. Televizyonda pek çok kanallar ve yayınlar bulunmaktadır. Televizyonun kim icat ettiği ve nasıl bulunduğu da son aylarda arama motorlarında en fazla araştırılan konulardan biridir. Peki, televizyonu kim buldu? Televizyon ilk olarak ne zaman, nasıl icat edilmiştir? Televizyon tarihçesi nedir? İşte televizyon hakkında tüm - 2152 Son Güncellenme - 2152 Güncelleme - 2152Televizyon uydu aracılığı ile kanalları takip edebilmenizi sağlayan elektromanyetik ışınlarla çalışan bir teknoloji ürünüdür. Televizyon bazı kişiler için olmazsa olmazdır. Dolayısıyla bazı insanların hayatında büyük yer edinmektedir. Televizyonu Kim Buldu? Televizyonu bulan kişi John Logie Baird'dir. John Logie Baird İskoçyalı bir mucittir. Televizyon İlk Olarak Ne Zaman, Nasıl İcat Edilmiştir? Televizyon günümüzden yaklaşık 100 yıl önce 1925'li yıllarda icat edilmiştir. Daha önce de pek çok mucit televizyona benzer prototipli cihazlar üretmiştir. Fakat üretmiş oldukları bu prototipler başarısızlıkla sonuçlandığından dolayı mucit John Logie Baird tarafından günümüzde ki halini alan prototip üretilmiştir. Bu yüzden Televizyonun mucidi olarak John Logie Baird kabul edilir. İlk televizyon prototipi bu şekilde İngiltere ülkesinde üretilmiştir. Hareketli görüntülü tek renkli bir şekilde oynatılması amacı ile Televizyon üretilmiştir. Mucit İskoç John Logie Baird elektromanyetik ışıklarla ile birlikte renksiz bir şekilde üretmiş olduğu Televizyon kısa süre içerisinde Dünya'ya yayılmıştır. Televizyonun Tarihçesi İlk televizyon prototipi 1884 yılında üretilmiştir. Paul Nipkow tarafından üretilen prototip başarısızlıkla sonuçlandı ve çalışmadı. Tasarlamış olduğu televizyon sadece tasarım olarak yer aldı. Daha sonra televizyon 1897 yılında tekrar Karl Ferdinand Braun tarafından üretildi. Karl Ferdinand Braun üretmiş olduğu televizyon katot ışınları ile çalışıyordu. Üretmiş olduğu katot ışınlı televizyon, televizyon teknolojisinin gelişmesini sağladı. Üretilen bu televizyon Braun tüpü olarak da adlandırıldı. Daha sonra 1900'lü yıllarda televizyon sözcüğü ilk defa kullanıldı. Ardından burada televizyonlar sergilendi. Sergilenen televizyonların hepsi mekanik televizyonlardan oluşuyordu. Katot ışınları ile üretilen ilk televizyon sayesinde günümüze kadar gelen LED TV ve LCD TV teknolojisi ortaya çıkmış oldu. Televizyon üretilmiş olduğu tarihten itibaren hızlı bir şekilde gelişime uğramış ve günümüzdeki halini almış oldu. Böylelikle televizyon teknolojisinin günümüze gelmesini sağlayan 3 kişi bu teknolojiyi kısa sürede bütün Dünya'ya tanıtmış oldu. Bu şekilde televizyon artık insanların vazgeçilmezi haline gelmiş durumda. Dünya'da pek çok farklı tipte televizyon üretilmektedir. Beyaz Çay İle Sağlığı KorumakGünlük yaşamımızdaki yoğunluktan dolayı beslenmemize dikkat etmek her zaman pek mümkün olamamaktadır. Ayaküstü atıştırdığımız hazır gıdalar da, içerisindeki katkı maddeleri sayesinde vücudumuzun savunma mekanizması olan bağışıklık sistemimize yarardan çok zarar vermektedir. Her ne kadar bu yiyeceklerden korunmaya çalışsak da günlük yaşamımızdaki yoğunluktan dolayı sürekli sağlıklı yiyecekler yiyebilmemiz pek mümkün değildir. Bu sebeple günlük yaşantımızda yemekten, ilaç tedavisinden ziyade antioksidan bakımından oldukça zengin olan beyaz çay gibi içecekler tüketebiliriz. Tarihi Çin'e dayanan beyaz çay çok faydalı olduğu öğrenildiğinden beri toplanmasındaki zorluklardan dolayı geçmişten günümüze değerini ve önemini hiç kaybetmemiştir. Çeşitli faydaları bulunan bu beyaz çay bitkisi, diğerlerine göre daha az işlem gördüğü için antioksidan bakımından zengin olup, beyin gelişimini destekler ve hücrelerin yenilenmesi bakımından oldukça yararlıdır. Beyaz çay sadece beyin gelişimini ve bağışıklık sistemini değil, aynı zamanda içerdiği kateşin sayesinde kalp sağlığını da koruduğu araştırmalar sonucunda ortaya çıkmıştır. Beyaz çayın yeşil çay ve siyah çaya oranla daha yararlı olmasını sağlayan bu kateşin maddesi damaları genişleterek kan basıncı düşürüp kalbin rahatlamasına yardımcı olup kalp ve damar sağlığının korunmasında da etkili bir role sahiptir. Bunun yanı sıra bu içerik sayesinde tansiyon ve kolesterolün düşmesinde oldukça etkili olduğu bilinmektedir. Ayrıca kanser hücrelerinin büyümelerini durdurarak yenilerinin gelişmesini engellemesinde rol oynamaktadır. Oynadığı bu rol sayesinde mide, kolon gibi çeşitli kanser türlerinin oluşmasını sağlayan hücrelerin gelişimini engellemede büyük bir önemi bulunmaktadır. Sağlığa böyle büyük katkıları bulunan beyaz çay ilk keşfediliş yeri olan Çin' de bu sebeple sadece önemli insanlara içirilmek üzere üretime başlayıp, yurt dışına çıkışına izin verilmemiştir. Günümüze kadar bu önemini ve değerini koruyan Camellia Sinensis adlı bitkiden elde edilen bu çayın tüketilmesi, sağladığı bu yaralar sayesinde sağlığı korumak için oldukça etkilidir. Dolayısıyla siz de sevdikleriniz ile beraber bu çayı deneyimlerken daha zinde ve güvende hissedebilirsiniz. Oldukça eski yöntemler ile demlenen çayın sırrı da sağlığa olan bu denli etkisinde. Özellikle de çocukların gençlerin sağlığı söz konusu olduğunda muhakkak ki tereddüt etmeden içmenizi tavsiye edebiliriz. Bu sayede de her daim canlı ve rahat bir gün geçirmeniz, iş hayatında, ev ve aile ilişkilerinde sağlıklı olmanızı Sinensis adlı bitkinin yapraklarının tam olgunlaşmadan toplanmasıyla elde edilen beyaz çay, tomurcuk sayısına ve yapraklarına göre çeşitlilik gösteren bir çaydır. Adını yaprakların tam olgunlaşmadan toplanmasından dolayı üstünde bulunan beyaz tüylerden oluşan görüntüden almaktadır. Toplanma ve işlemden geçirilmesi bakımından beyaz çay, yeşil çay ve siyah çaya göre yarar bakımından daha önde bulunmaktadır. Yararlarının en büyüğü ve en çok bilinenlerden biri içerdiği kateşin sayesinde kanser hücrelerinin oluşumunun engellenmesidir. Hücre yenileyici özelliği sayesinde sadece kanser tedavisinde değil ayrıca gençleşmeye yardımcı olup, ciltteki egzama, akne veya kepek gibi sorunlarının etkilerinin giderilmesinde fayda sağlamaktadır. Virüslere karşı koruyucu özelliği bulunan beyaz çay, semptomlar karşıtı olup bağışıklık sisteminin en önemli koruyucularındandır. Kafein oranı yeşil çay ile siyah çaya oranla daha düşüktür. Kan şekerinin düşmesinde, insülin seviyesinin normalleşmesinde dolayısıyla şeker hastalığında katkısı bulunmaktadır. Hafızayı güçlendirerek unutkanlığı azaltabilir. İçerisinde bulundurduğu florit sayesinde Diş ve diş eti rahatsızlıklarına ve onarılmasına yardımcı olup plak ve çürük gibi sorunların oluşmasını engellemektedir. Aynı zamanda kemik yapısını güçlendirdiği için romatizmanın sebep olduğu ağrılara iyi gelmektedir. Toplumda en çok bilinen özelliği ise metabolizmayı hızlandırarak yağ yakımını hızlandırmasıdır. Dolayısıyla kilo verme konusunda oldukça işe yarar yöntemlerden biri günlük olarak beyaz çay içmektir. Kolesterol dengesini sağlamaya yardımcı olan beyaz çayın, araştırmalar sonucuna göre her gün kullanımı halinde kişilerde kalp krizi oranını yarı şekilde engellediği görülmektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalara göre yaşlıların bilişsel düşüş riskini azaltmaya çalışıp, yetişkinlerde ve yaşlılarda beyin sağlığını koruma gibi faydaları olduğu ortaya çıkmıştır. Görüldüğü üzere beyaz çay ne işe yarar sorusunun çok fazla yanıtı bulunmaktadır. Bu kadar fazla yararının olduğu ve bulunmasının zor olduğu bu çay akıllara beyaz çay nasıl kullanılır, beyaz çay nasıl demlenir gibi soruları da beraberinde getirmektedir. Beyaz çay, yeşil çay ve siyah çayda da olduğu gibi kaynatılarak tüketilmemelidir. Kaynamış olan yeterli miktardaki suya bir dakikalık dinlenme sonrasında yapraklar atılır ve tercih edilen tat yoğunluğuna, aromasına göre iki dakikadan başlayarak istenilen süreye kadar demlenmesi sağlanır. Demlenme işleminde süre farklılıkları dolayısıyla tat farklılıkları olabilmektedir. Bu sebeple kimi beyaz çay tüketicisi aromalı olanları tercih etmektedir. Örneğin portakallı beyaz çay, kavunlu beyaz çay gibi aromalı, oldukça sevilen beyaz çayları Çayın Çeşitleri Bakımından FaydalarıÇeşitleri bulunan çayın her derde deva bir özelliği bulunmaktadır. Özellikle de değişik tarzda ve değişik renklerde, kokularda aromaları bulunan çayın çeşitleri sıklıkla müşteriler tarafında beğenilmekte ve kullanılmaktadır. Sizlerde şimdi en yakın bir zamanda bu tarz çayları hayatınıza dahil etmeye başlarsanız eminiz ki daha iyi bir hissiyatı gün içerisinde yaşayabilirsiniz. En kısa zamanda çay alışkanlıklarınıza çeşitli çayları da ekleyebilirsiniz. Bu sayede ortaya çıkan aromalara ve dokulara da alışacaksınız. Beyaz çay yararları sayesinde de daha zinde günler ve sabahlar siz ve sevdiklerinizle olabilir. İlk başlarda ağır ve kokusu biraz farklı gelse de çayların bağımlılık yapan da bir etkisi bulunmaktadır. Her yerde kolaylıkla bulabileceğiniz bu ürünün sağlığımız açısından birçok faydası bulunmaktadır. Sağlıklı ve zinde bir yapıda kalmak için sizlerde beyaz çay ayrıcalıklarından faydalanabilirsiniz. Ayrıca sahip olduğu lezzet bakımından da bireyleri tatmin edebilme niteliğine sahip olan bu ürünler, her dönem içerisinde kullanıcılar tarafından beğenilmiş ve olabildiğince talep edilmiştir. Beyaz çay kullananlar Beyaz çay içme sıklıkları çayı aldıktan sonra değişkenlik göstermektedir. Yani özellikle de içtikçe daha çok içmek isteyen bir kitle ile karşı karşıyayız. Sizler de en kısa zamanda en sevdiğiniz özelliklere sahip olan aromaları bir araya getirerek dokusunu, rengini sevdiğiniz çaylardan karışım da yapabilirsiniz. Yeter ki daha çok sağlıklı ve faydalı olan beyaz çayın diğer çaylardan farklarını ayırt edebilin. Eğer ki elinizde siyah çay var ise özellikle de siyah çayın yanında beyaz çayı da karıştırabilirsiniz. Çünkü dokusu ve rengi daha değişir ve daha hafif bir aroma sizleri bekler. Dilerseniz ise sadece Beyaz çay çeşitleri ile tarçını bir araya getirebilirsiniz. Bu sebeple de sıklıkla karşımıza çıkan ürünlerden olan siyah çayın yanına daha başka bir tarzda olan beyaz çayı da ekleyebilirsiniz. Beyaz çayın aromalarına baktığımız zaman özellikle de tarçın ve zencefil ile bir araya gelen ürünlere odaklanabilirsiniz. Onları kış aylarında tüketirseniz muhakkak ki daha zinde ve sağlıklı günler sizi bekliyor olacaktır. Her daim sağlık ve güzel bir hayat için yaşadığımızdan limon gibi toz zerdeçal gibi vitamin deposu ürünleri de beyaz çay bitkisi ile karıştırmayı Çayın Detaylı Tanıtımı Ve Bireyler Açısından YararlarıÖzellikle portakallı beyaz çay, kullanıcılara oldukça cazip gelmekte ve heyecan verici olarak bulmaktadır. Birbirinden farklı içeriklere ve faydalara sahip olan bu ürün çeşitleri, hedef kitle içerisinde bulunan bireylerin kaliteli ve ayrıca kolay bir şekilde sağlıklarını koruyabilmeleri için oldukça faydalı olması ve sahip oldukları lezzet bakımından dolayı da bir o kadar talep edilen ürünler arasında yer almış durumdadır. Akşamları özellikle çocuklarınıza ve ev üyelerinize çayı demleyerek servis edebilirsiniz. Bu sayede de daha rahat bir kış ayı geçirebilirsiniz. Hastalık ve sağlık söz konusu olduğunda korumacı tavırlarınızı aile üyelerine karşı sergilemeniz oldukça normal. Kolay saklama koşulları altında sizlerde uzun süre beyaz çay ürününü aktif bir şekilde tüketebilirsiniz. Sözü edilen birbirinden farklı ürünler birbirinden oldukça farklı içeriklere ve niteliklere sahip olsalar da sonuç olarak belli başlı ortak özelliklere sahip olmaktadırlar. Sözü edilen ürün çeşitleri arasında genel olarak diğer ürünlere göre oldukça fazla bir şekilde tercih edilme potansiyeline sahip olan ürün, kavunlu beyaz çay adı verilen ürün çeşidi olmaktadır. Bireyleri oldukça memnun edebilen bu ürün ile birlikte kaliteli ve oldukça faydalı bir şekilde mevcut sağlığı koruyabilmek oldukça mümkün olmaktadır. Ayrıca sahip olduğu farklı farklı lezzetleri de bireyleri oldukça tatmin etmektedir. Bu durumda kullanıcıların merak ettiği; beyaz çay nasıl demlenir, sorusunun cevabı oldukça basit tabi ki diğer çayların demlenmesi gibi beyaz çayın da tozu sıcak suya batırılır ve sonunda da çıkarılan su şeklinde özü içilmeye başlanılır. Dikkatli olursanız daha sıcakken yaprakların ve tozun üzerine suyu koyarsanız büyük bir ihtimalle yapraklar ve tozlar yanabilir. Bunun yerine daha mantıklı olan şey suyun sadece içilebilir şekilde olan sıcaklıkta olması yeterlidir. Beyaz çay ne işe yarar diye genel bir soru sorarsanız ise her derde deva olan tam bir kış çayı özelliğine sahiptir. Her türlü sizi sıcak tutar ve grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklara karşı bir bariyer gibi korur. Beyaz çay nasıl kullanılır sorusunun cevabı ise demleme yöntemi ile beyaz çay kullanılır. Bu ve bu gibi soruların da cevapları üründen ürüne göre oldukça farklılık Çay Hakkında Yapılan Kullanıcı Yorumlarının ÖnemiBeyaz çay çeşitleri ile ilgili olarak kullanıcıların kullanımına sunulmuş olan tavsiye ve yorum bölümleri, bireyleri yönlendirici nitelikteki faktörler arasında yer almaktadır. Afrika beyazı, Seylan beyazı ve Darjeeling beyazı gibi çeşitlerini saymak mümkün. Beyaz çay hakkında insanların merak ettiği pek çok durum vardır. Yeşil çaydan farkını açıklamak gerekirse eğer; çay yapraklarındaki işleme ve toplama süreçlerinde ki değişiklik olarak belirtilebilir. Beyaz çay zayıflama, amacı ile tüketiyorsanız bunun için doğru bir beslenme kriterlerinizin olması gerekir. Aynı zamanda spor ya da egzersizlerinize de dikkat etmeniz gerekir. Tek başına hiçbir ürün sizlerin bir anda zayıflamanızı sağlamaz. Doktor tavsiyesi ile zayıflama sürecinde kullanabileceğiniz bu ürün bir nevi destek ürün şeklinde değerlendirilebilir. Metabolizmaya etki ettiği olumlu sonuçlar nedeniyle kilo verme aşamalarında sizlere büyük katkı sunacaktır. Yan etki gibi durumları en aza indirgemek için beyaz çay tüketiminden önce ne kadar içmeniz gerektiği konusunda doktorunuza başvurmanız tavsiye olunur. Bu noktada, beyaz çay faydaları diyetisyen tarafından da dinlenmesi oldukça önem arz etmektedir kullanıcıların yorumlarına göz atarak özellikle de memnun kalmış olan kullanıcıların çay hakkındaki yorumlarına göz atarsanız sizlere daha çok yardımcı olabilecektir. Sizler de dilediğiniz herhangi bir ürünü satın almadan önce de bu tarz yorumlara göz atabilirsiniz. Özellikle de zayıflama ile ilgili faydaları hakkında bilgi sahibi olmak istiyorsanız da yorumlara göz atabilirsiniz. Ne kadar ve ne şekilde kullanacağınıza dair bilgiler taşıyan bu yorumlar sizleri olumlu anlamda etkileyecektir. Şimdi en doğru haliyle sizlere bulunan yorumların zayıflama konusunda da çayın olumlu bir etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Bu çayın metabolizma hızlandırıcı bir etkisi söz konusu. Bu etkisi sayesinde de rahatlıkla çayınızı demleyip afiyetle içebilirsiniz. Bu sayede daha iyi bir beden ile hayata yön verebilirsiniz. Sizin de karşılaşmış olduğunuz gibi her derde deva özellikleri sayesinde denk geldiğiniz an da almanız gerekli olabilir. Şimdilerde hemen hemen herkes tarafından sıklıkla kullanılan bir çay haline gelen beyaz çayı siz ve sevdikleriniz muhakkak ki severek ve afiyetle tüketerek içebilirsiniz. Eğer herhangi bir sağlık riskiniz var ise muhakkak ki doktorunuza sorabilirsiniz ancak beyaz çayın kullanımının herhangi bir olumsuz etkisi söz konusu olmamaktadır. İsterseniz daha iyi bir şekilde emin olmak için yine size en yakın sağlık kuruluşuna Çay Modelleri, Özellikleri Ve FiyatlarıBeyaz çay fiyat aralığı, özellikle de sizlerin satın aldığınız yere ve özellikle de gramına göre değişkenlik göstermektedir. Dilerseniz daha sağlıklı olması adına daha iyi bir tedavi şekli için de az alarak başlayabilir daha sonra da ilerleyen zamanlarda kilo şeklinde satın alabilirsiniz. Beyaz çay özellikleri sayesinde daha iyi bir görüntüye de kavuşacağınız için fiyat gerekli olmamaktadır zaten alıcı kesim tarafından. Beyaz çay satın alırken yanında bir de tarçın çubuğu ve de başka ürünler de satın alırsanız daha büyük bir zevk sizleri bekliyor diyebiliriz. Çünkü açıkçası herkes tarafından sevilen ve beğenilen tarçın çubukları özellikle de çaylara daha aromalı bir tat katmaktadır. Limonun da her derde deva özelliği sayesinde tarçın, limon ve beyaz çay kombini her zaman güzel bir aromayı yakalamanızı sağlayacaktır. Beyaz çay kilosu da bu noktada oldukça değişim göstermektedir. Ne ile yarar ya da ne gibi faydaları vardır hususunda vücudunuza fazla kafein almak istemeyenler için işlevsel bir ürün olduğunu söyleyebiliriz. Beyaz çayın içerisinde diğer çaylara oranla daha az kafein yer almaktadır. Bu bağlamda kafein tüketiminin azaltılması konusunda sizlere büyük destek sağlayacaktır. Stres kaynaklı gerginlik gibi durumlar yaşıyor iseniz eğer beyaz çay sizlere rahatlatma etkisi sunabilir. Cildin parlak görünümünü sağlayan beyaz çayın iyileştirici bir etkisi vardır. Tek başına cildinizde ki ya da vücudunuzdaki sorunları gideremeyeceğinden bu konuda doktor tavsiyesi almanız gerekir. Unutulmamalıdır ki beyaz çay sadece takviye bir üründür. Onu problem çözücü olarak değerlendirmek doğru değildir. Dünya genelinde sıkça tüketilen bu ürün, onu oldukça değerli kılmaktadır. Ayrıca beyaz çaylar üretim yöntemlerine göre çeşitlere ayrılmaktadır. Fiyat aralıkları ile alakalı bir detaylı araştırma yapacak olursanız ortalama aynı fiyata denk gelebilirsiniz, bu fiyat sizi çok etkileyecek bir aralıkta değildir. Dolayısıyla bütçenizi zorlamadan çay içme keyfine varabilirsiniz. Geçmişten günümüze kadar bu şekilde gelen mevcut ürün, gelecek zaman içerisinde de oldukça tercih edilen ürün çeşitleri arasında yer almakta ve bireyleri tatmin etmektedirler. Yozgat'ta 6 bin yıl öncesine "hassas dokunuş"YOZGAT - Anadolu'nun en eski yerleşim merkezlerinden biri olan ve tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Yozgat'ta tarihi gün yüzüne çıkartılıyor. Tarihi 6 bin yıl öncesine dayanan ve Yozgat'ın Sorgun ilçesine bağlı Peyniryemez köyü bölgesinde yer alan Çadır Höyük'te, 2022 yılı kazı çalışmaları başladı. Yozgat'ın en eski tarihi yapılarından biri olan ve MÖ 4000 yılından önce yaşamın olduğu Çadır Höyük'te, arkeologlar fırça darbeleri ile geçmişe ışık tutarak tarihi gün yüzüne çıkartmaya çalışıyor. Çadır Höyük'teki kazılar, 28 yıldır itina ile yapılırken çalışmalar sonrası elde edilen bulgular da arkeologlar tarafından inceleniyor. Bünyesinde Kalkolitik Çağı; Hititler, Frigler ve Persler, Helenistik Çağı; Roma, Bizans medeniyetlerinin izini barındıran Çadır Höyük 'ün bölge ve ülke turizmine kazandırılması amaçlanıyor."Hassas dokunuşlarla gün yüzüne çıkarıyoruz"Kazı bölgesinde çalışan Yozgat Bozok Üniversitesi Sanat Tarihi 3. Sınıf öğrencisi Demet Demirhan, "Çadır Höyük kazı alanında çalışıyoruz. Şuan çalıştığımız alan Kalkolitik dönem. Bu dönem hassas bir dönem olduğu için çok ince çalışmalar yapıyoruz. Şu an da çalışmalarımız çok güzel gidiyor, hocalarımız bize çok yardımcı oluyorlar. Hassas dokunuşlarla biz de bu alanın gün yüzüne çıkmasına yardımcı oluyoruz" dedi."Tarihi kalıntıları ortaya çıkarıyoruz"Yozgat Bozok Üniversitesi Sanat Tarihi 4. Sınıf öğrencilerinden Ezgi Bakioğlu ise, "Çadır Höyük'te görev aldım. Burada tarihi kalıntıları ortaya çıkarıyoruz. Kazı yapıyoruz, Çadır Höyük eski uygarlıklara dayanan bir yapı. Burada günümüze kadar gelen kalıntıları ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Şu anda çalışmalarımıza devem ediyoruz" şeklinde konuştu."Kazı çalışmalarına katkıda bulunuyoruz"Kazı çalışmalarına Peyniryemez köyünden katılan vatandaşlardan Esma Solak da, "Buraya geliyoruz, çalışıyoruz. Ailemize katkı sağlıyoruz hem de buranın aydınlığa çıkmasını istiyoruz. Burada kazı çalışmaları yapıyoruz. Burasının turizme kazandırılmasını istiyoruz. Biz de kazı çalışmaları ile katkıda bulunuyoruz." ifadelerine yer verdi."Erken evrelere ait yeni mimari öğeler ortaya çıkmaya başladı"13 Temmuz'da çalışmalara başladıklarını belirten kazı başkan yardımcısı Burcu Yıldırım da, "Leiden Üniversitesi Arkeoloji Bölümünde doktora çalışmalarıma devam ediyorum. Biz bu seneki çalışmalarımıza 13 Temmuz'da başladık. 30 Ağustos'a kadar çalışmalarımıza devam etmeyi düşünüyoruz. Şuanda Kalkolitik dönem, Bizans dönemi ve demir çağına ait açmalarda çalışmalarımıza devam ediyoruz. Yaklaşık 20 işçi ve bir o kadar öğrenci ve uzman ile yaklaşık 35 kişilik bir ekibimiz var. Çalışmalarımız gayet iyi gidiyor. Şu ana kadar Kalkolitik dönemden bahsedecek olursak aşağı kasaba olarak adlandırdığımız alanda büyük ihtimalle bu sezonun sonunda en erken evreye ulaşmış olacağız. Bu bizim umduğumuzdan çok çok daha iyi bir gelişme olacak. Kazı çalışmalarımızda şu ana dek birçok mimari öğelere rastladık. Bahsettiğim gibi en erken evrelere ulaşırken aslında bu erken evrelere ait yeni mimari öğeler ortaya çıkmaya başladı. Tabi bunlar çok ilginç ve bunların kazısına devam ediyoruz. Bol bol çanak çömlek buluyoruz, hayvan kemikleri buluyoruz ama sezonun sonunda bu görüntü değişebilir. Şu anda daha çok mimari buluntular çıkıyor" diye konuştu."Kalkolitik dönemden Bizans dönemine kadar kesintisiz bir yerleşim söz konusu"30 yıla yakın kazı çalışmalarının devam ettiğini söyleyen Çadır Höyük Kazı Başkan Vekili Deniz Erdem ise "Orta Doğu Teknik Üniversitesi Tarihsel Çevre Değerlerini Koruma Merkezinde görevliyim. Aynı zamanda Çadırhöyük'te kazı başkan vekilliğini yürütüyorum. Höyüğümüzde 30 yıla yakın kazı çalışmalarımız devam ediyor. Yozgat tarihi için oldukça önemli bir yer çünkü milattan önce 4. binde şu anda içinde bulunduğumuz alan erken dönem alanı. Kalkolitik dönemden Bizans'a kadar kesintisiz bir yerleşim söz konusu. Bu da aşağı yukarı 6 bin yıllık tarihe tekabül etmekte. Dolayısıyla Yozgat'ın 6 bin yıl boyunca gösterdiği gelişimi çadır höyükten okumak mümkün" dedi."Seramik üreticiliği ve ticaretine ev sahipliği yapmış"Çadır Höyüğün erken dönemden itibaren seramik üreticiliğine de ev sahipliği yaptığını söyleyen Erdem, "Aynı zamanda bu seramiğin ticaretini yapmış bir höyük. Dolayısıyla ticaret ağları açısından da önemli bir yerde bulunmakta. Önümüzdeki çalışmalarda daha erken neolitik döneme de inmeyi umuyoruz. Dolayısıyla ilk köy yerleşiminden günümüze kadar Yozgat tarihini detaylı bir şekilde Çadırhöyük'ten öğrenmek mümkün olacak. Kalkolitik dönemden itibaren yerleşim görmüş erken tunç çağında yerleşim devam etmiş daha sonra Hitit'ler ve demir çağ yerleşiminin üzerine Roma Helenistik dönemler yaşanmış en sonda Bizans yerleşimiyle höyüğümüz son bulmuş. Yozgat'ın en eski tarihi yapılarından bir tanesi ve yerleşiminin kesintisiz olması. En önemlisi bütün bir tarihi gelişimi hiçbir fire vermeden detaylı bir şekilde incelememiz ve anlamamız mümkün" ifadelerine yer verdi. Helenistik Yozgat Roma Kültür Sanat Haberler

günlük yaşantımızda çok önemli bir yeri olan saatin tarihsel gelişimi