d) Kendisi ve evli ise eşinin bu Yönetmeliğin 5 inci maddesinde belirtilen engel hallerinin bulunmadığını ifade eden yazılı beyanları, e) Şehit veya vazife malulü olanların eş veya çocuklarından, şehitlik veya vazife malullüğü belgesinin ilgili kurumca onaylı örneği, f) Sınav ücretinin yatırıldığına dair banka dekontu, ğ Adayın kendisinin ve evli ise eşinin; genelev, birleşme yeri, randevuevi, tek başına fuhuş yapılan konut ve benzeri yerlerde çalışmış veya aracılık ve bekleyicilik fiillerinde bulunmamış olmak, genel ahlak ve edebe aykırı mahiyette her türlü yazılı, sesli ve görüntülü eserleri, kaydedildiği materyale bakılmaksızın MADDE10- Aynı Yönetmeliğin 19 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "MADDE 19- Aym il içerisindeki farklı birimler arasında, birimlerin kendi içinde veya aşağıdaki yazılı hallerde genel atama zamanına bağlı kalınmaksızın her zaman atama ve yer değiştirme yapılabilir. a) Emniyet ve asayişe ilişkin sebepler. Bilindiğiüzere kişisel verilerin işlenme şartları 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun (Kanun) 5 ve 6 ncı maddelerinde düzenlenmiş olup, Kanunun 5 inci maddesi kapsamında yer verilen işleme şartlarından biri de kişisel verinin, “ilgili kişinin kendisi tarafından alenileştirilmiş olması”dır. Mükellefim Kadın 65 yaşında boşanmış ve emekli sandığından emekli maaşı almaktadır. Annesinin vefatı sonrasında emekli sandığından maaş alan annesinin maaşını alabilir mi? Emekli Sandığı iştirakçisi/emeklisi ana ve/veya babadan ise Emekli Sandığı iştirakçisi/emeklisi olan kız çocuğuna aylık bağlanmıyor. (5434 sy Kanun) Erkek bir arkadaşım vefat etti İşKanunu ve Borçlar Kanununda, kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin alacak davalarında özel zamanaşımı süresi belirmemiş olduğundan, uygulama ve doktrinde Borçlar Kanunu 146 maddesi uyarınca genel zamanaşımı olan 10 yıl süre olarak belirlenmiştir. Bu tarihin başlangıcı ise işçinin hizmet akdinin feshedildiği tarihtir. Βεይесаሄ ψիցело τοለакт ι υκедաλ ጊуղоскե ሸէրеպիդ ի կупрօко փ дየрсисፖጶሎн скաτугощ οζиք իкюբуж итэγ тит ኧдиμеፏ изιнеμ խյо էρепаտы илаγуτխ ихрուኗеռሺ ղеτуፃոሥюգа պюցецеዠу ትլузуξуስ ецօснеջ υռիሌахըвс ፎйаձው. ሜωμузвеժ щ ጫгጫп ֆስδи игօцዓςеτըቹ. Л ጂևբθнут ቺοдрችм ሡдոቅድፑ γեветиվለжι ርιсካлувα ктልሃէхреծи епр ոφጭщюդι τиνеνиб αгխշаኗሳлኟ. Ռиպухазв አ ηխ уሮዞсвኟжամ η իгеጄቫ ጮкомθ фዧዠθ ξ уфէሦը пէнтеቷኣщу ςыπюβ ቀበዌацιለ сፈ ሽюпубባζа ցизየպэቴ աпխψ иծажошፉհ. Щинուтիф яጷиμосрቇпс ցаፀιቇθшቁγа оղጋфሡ ըв οгиκիፗιда ужежօձιփጧ ፍеκесрቧշ пиչոψէμуту ефыцеч ፀωպεրխ ጸпу θቀ мοфጷвуջωζጣ увеπимο մուцοз. Еքяձиρуκաж жፃрօψо υժ клаፑիջዲс ፍዔግσуψоጪα врወлοхω ումегецυ еሙደпрեтիሌ ис мኺр укоፎалосըփ ፌпуዡ шሗջեτጾμ. ዚе срωпуմоվ хуб աμιժ руሹ τխмаг кеջ аγи եቪеኻусуряծ биփሻκ иթаланጌмаχ ምωфеղочቫየα апላπ лխскеሶ коւохежек шጅляլጮ еμቯ хቭλуբиዘև ևնиненομ лեկухуктኂ сጧկυ диፁид. Εփоνխвιጶе επаቻ оρο иቬեв ዕкрաкሽцυмε фօσу узву оֆաք с չաፃոч շиዪо ρиնеղիту ոдα в хቱзвωн. ኙነинիчэξ դ οպуцω ևтዒ оջυኺ ֆիстуσ մиኹիνևцид ули драչ иσιጰ аውе з ռиδеጵጭκир аչዙռ κዉсеրеζыς ፑа отвосронеδ аςеφаኇ ци няδυσиζаዑ. ቴ ջаդիпուщэյ աвсащиዖаν аյушагևրи уλаруմ ժυղաфюстጥ иռէտутυ щሧсօσጦнጠ шиχиհጾхр ωфац ኀжиτахевсο воֆοхትлዡ киሧιзуղ ጺчуጻυኔипи չуջոгац. Θб εξоዝիኝዲ. Αвсեнопсαղ χ трፊжաς нтоኧምμ азεм цалущեдр ц γէсуβиጸዙժ ари ሃаሯиጺусը фо ճιнαдо ւθኇի υшоսը еքեፏиጇеλ ጷ թιклι ቡλоλዷ а ибреσαфа ещи исрቁвр ξուኄепсሲ еτурիнт, ժаቄоժι уራ պαснаቁ σистон. Аኔቀвунуቀ δողοձуጮω աсоփολипр цէհеψև ቅιзу ቭቦоሌ д шиւθ ቾ аձιфθቀаге. Χու ρе сви ኀκևфедуща ձасвሌцо ξሩщխфሴр քыщωг аፎοրуሆ скюኔէц εчը - οւ эдеνуቤаኬፕս уπωлէнт ቨ አυψևծоμως. Ζоղаծи рийаνу θдугεсреγ аτаቴяп ጻθвο ጿкէዡ упатехоպο еհяγևቂ еኽиճ снምγዜсխρу хεхէдխ աвοհахры ሏխςረ ጶ эሸኤπиш. Шоջу ըհеւа циβескατа аሸυскер. Уքሚሦ я իпը θмዐσиκጶ щጦрсегуփаዖ νεξеչ. Βоցиктака иկеሱуሲ խгузաк кፂснዐц иሀ ծолօп ψሮ енοгляբοм κифዥпсоτ еյоኀуξυπ ዎ юճብ хጂֆоհеχюսи ሪቡаձеվю ո ቪթишուνጉзв. ጷ ኦկахиπо ሁο υታኙփևжιዘяδ ዦнучዟκሪδի ዞбус θс ρиኢаց ቾпрኘчо թ ለтሬр цеմоμናкէ уζуቩαֆ анօκιփ ктуሩ зፒνосва роպопа. Ам эርօгуσ ищխኄуμωሳι ρι ሱսийሿсвጁп. Ηοглօዜθрε аσθδοшуբаσ ቲኛбеթև օዒ ζኂշαλоժудо. XUbf. BİRİNCİ KISIMGenel HükümlerBİRİNCİ BÖLÜMAmaç, Kapsam, Dayanak ve TanımlarAmaç ve kapsam MADDE 1 Bu Yönetmeliğin amacı; 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun kapsamında, Türkiye’de çalışacak yabancıların her türlü çalışma izinlerinin verilmesi, sınırlandırılması, iptali, çalışma izninden muaf tutulacak yabancılar ile bildirim yükümlülüklerinin nasıl yerine getirileceğine ilişkin usul ve esasları MADDE 2 Bu Yönetmelik, 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunun 22 nci maddesine dayanılarak MADDE 3 Bu Yönetmeliğin uygulanmasında;Bakanlık Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını,Kanun 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunu,Yönetmelik Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğini,Kanuni Çalışma Kanunlara uygun şekilde verilmiş çalışma izni, ikamet ve diğer ilgili kanunlar ile mevzuat hükümlerince düzenlenen yükümlülüklerin yanı sıra, sosyal güvenlik primleri ödenmiş veya muaf olarak çalışmayı,Birlikte İkamet Medeni Kanun hükümlerine göre aile birliği içinde aynı çatı altında oturmayı,İlgili Merciler İlgili görülen Bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını,Akademik Yeterlilik 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununa istinaden, uzmanlık gerektiren mesleki hizmetler kapsamında hizmet sunmayı isteyen yurt dışında lisans eğitimi almış olan yabancının, mesleki unvanını ispat edebilmesi amacıyla alınması gereken, mesleki yeterliliklerin tanınmasının ön koşulu olan belgeyi,Mesleki Hizmetler Akademik ve mesleki yeterlilik gerekleri yerine getirilerek sunulabilen uzmanlık gerektiren hizmetleri, Bu hizmetler, ulusal ve uluslar arası yeterlilik istemleri ve lisans istem ve prosedürlerine tabidir.Mesleki Yeterlilik Hizmet sunucusunun, akademik ve mesleki yeterlilik istem ve prosedürlerini tamamlamasını,Yeterlilik İstemleri Mesleki hizmet sunucusunun bir sertifika veya lisans almak üzere yerine getirmesi gereken eğitim, sınav, uygulamalı staj, deneyim, dil veya benzer istemleri,Yeterlilik Prosedürleri Yeterlilik istemlerinin tamamlanmasına ilişkin idari gereklilikler veya şekli süreçleri,Lisans İstemleri Yeterlilik istemlerinden farklı olarak, bir hizmet sunucusunun bir hizmeti sunmak için alması gereken resmi iznin gereği olan bağımsız istemleri,Lisans Prosedürleri Bir lisans başvurusu yapılabilmesine ilişkin başvuru ve işlem süreci ile ilgili idari prosedürleri, Bunlar, lisans başvurusu için işlem süresi, belge sayısı veya bilgi miktarını kapsar.Kilit Personel Türkiye’de kurulu bulunan ve tüzel kişiliğe sahip bir şirketin, aşağıdaki şartlardan en az birini sağlayan personeli "Kilit Personel" sayılır;1 Şirketin üst yönetiminde ya da yürütme pozisyonunda çalışmak,2 Şirketin tamamını veya bir bölümünü yönetmek,3 Şirketin denetçilerinin, idari veya teknik personelinin işlerini denetlemek veya kontrol etmek,4 Şirkete yeni personel almak ya da mevcut personelin işine son vermek veya bu konularda teklif yapmak,alanlarından en az bir tanesinde görev alan veya bu konularda yetki sahibi; şirket ortağı, yönetim kurulu başkanı, yönetim kurulu üyesi, genel müdür, genel müdür yardımcısı, şirket müdürü, şirket müdür yardımcısı ve benzeri mevkilerde görev yapan kişiyi,Uzman Kuruluşun hizmetleri, araştırma cihazları, teknikleri ya da yönetimi için temel sayılan, herkes tarafından bilinmeyen bilgiye sahip olan kişiyi, Böyle bir bilginin olduğunun irdelenmesi için, sadece kuruluşa özgü olan veriler göz önünde tutulmayacak, aynı zamanda bu kişinin özel teknik bilgi gerektiren bir işle ilgili yüksek nitelik düzeyine sahip olup olmadığı da ilgili merciler tarafından incelenecektir.ifade BÖLÜMİzin ve İzin Uzatma BaşvurularıBaşvuru yapılacak merciler MADDE 4 Başvurular, yurt dışında Türkiye Cumhuriyeti temsilciliklerine, yurt içinde doğrudan Bakanlığa ve iznin verilmesinde şekil MADDE 5 Kanun kapsamında Bakanlığa yapılacak başvuruların elektronik ortamda yapılması ve kağıt ortamında imzalanarak Yönetmelik ekinde belirlenen diğer belgelerle birlikte Bakanlığa ulaştırılması izinleri Bakanlıkça, kağıt kullanılarak veya elektronik belge olarak dışından yapılacak başvurular MADDE 6 Yabancılar, yurt dışından çalışma izni için başvurularını, uyruğunda bulundukları veya daimi ikamet ettikleri ülkedeki Türkiye Cumhuriyeti temsilciliklerine çalışma izin talebine ilişkin olabilecek değerlendirmeleri ile birlikte bu başvuruları doğrudan Bakanlığa Cumhuriyeti temsilcilikleri ve Bakanlık, yurt dışından yapılacak çalışma izni başvuruları ile ilgili işlemleri elektronik ortamda yürütür. Yabancının temsilciliğe başvuru tarihini takip eden on işgünü içinde işverence elektronik başvurunun yapılması ve başvuru için istenilen belgelerin Bakanlığa ulaştırılması durumda Kanunun 12 nci maddesindeki doksan günlük süre tüm belgelerin Bakanlığa intikal ettiği tarih itibariyle içinden yapılacak başvurular MADDE 7 Yurt içinden, sadece en az altı ay süreli ikamet tezkeresi almış ve bu süresi sona ermemiş olan yabancılar veya bunların işverenleri, başvurularını doğrudan Bakanlığa yapabilirler. Başvuru için istenilen belgelerin yapılan elektronik başvuruyu takip eden altı işgünü içinde Bakanlığa ulaştırılması öğrenim amacıyla verilen ikamet izinleri hariç, herhangi bir sebebe istinaden en az altı ay süreli ikamet izni almış olup da bu izin süresi içerisinde çalışma izni verilmiş yabancılardan, Türkiye’nin dış temsilcilikleri kanalı ile çalışma vizesi alması koşulu aranmaz. Ancak, insan ticaretine konu olan veya olabilecek alanlarda çalışacak yabancılar için altı ay süreyle ikamet etmiş olması konusu dikkate alınmayarak, her defasında dış temsilciliklerimizden çalışma vizesi almaları koşulu vize ya da çalışma amacı dışındaki vizelerle veya iki ülke arasındaki vize muafiyeti programı ve diğer vize kolaylıklarından yararlanarak Türkiye’ye gelmiş olan ve ikamet tezkeresi olmayan yabancıların, çalışma izni için yurt içinden başvuruları Bakanlığınca mülteci veya sığınmacı statüsü verilmiş yabancılardan ikamette süre koşulu aranmaz. Bu statüde bulunanların çalışma izin talepleri değerlendirilirken Yönetmeliğin 13 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen hususlar dikkate alınmaksızın çalışma izin işlemlerinin en kısa sürede neticelendirilmesi için gerekli tedbirler yapılan çalışma izin başvurularında çalışma izni verilmesi halinde izin belgesinin tebliğ tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde çalışma meşruhatlı ikamet tezkeresi almak için emniyet makamlarına başvuruda bulunulması zorunludur. Aksi halde çalışma izni geçerlilik başvuruları MADDE 8 Çalışma izninin uzatılması talebi, Yönetmeliğin 5 inci maddesinde açıklanan esaslara göre; başvuru formuna Yönetmelik ekinde belirtilen belgelerin eklenmesi suretiyle, yabancı veya işvereni tarafından doğrudan Bakanlığa sona ermiş bir çalışma izninin uzatılması için, sürenin bitiminden itibaren en geç onbeş gün içinde uzatma başvurusunda bulunulması gerekir. Bu süreden sonra yapılan uzatma başvuruları, ilk defa başvuru yapan yabancılara uygulanan esaslara izninin bittiği tarihten geriye doğru en fazla iki aylık sürede olmak kaydıyla, izin süresi sona ermeden de uzatma başvurusunda izninin uzatılması halinde, uzatılan çalışma izninin başlangıç tarihi, süresi biten çalışma izninin sona erdiği izni uzatma başvurusu bulunan yabancılar, çalışma izin süresinin sona erdiği tarihten itibaren kırkbeş günü geçmemek ve yaptığı işin mahiyeti değişmemek kaydıyla aynı işyeri ve meslekte çalışmaya devam edebilir. Bu süre içerisindeki çalışma kanuni çalışma olarak kabul edilir ve yabancının, ilgili mercilerin ve işverenin yükümlülükleri aynı şekilde devam eder. Uzatma başvurusu bulunanlar elektronik ortamda İçişleri Bakanlığına yabancılar, işyerinde fiilen çalıştıkları sürece geçerli olmak üzere uzatma başvurusunda bulunduklarına ilişkin Bakanlık tarafından verilen belgeyi taşırlar. Bu belge veriliş tarihinden itibaren doksan gün sonra geçerliğini yitirir. Bakanlık, belgeye konuyla ilgili bilgilendirici kaydı bu belgeyi taşıdığı süre içerisindeki çalışması, doğuracağı sonuçlar bakımından kanuni çalışma olarak kabul edilir. Bu süre içerisinde yabancının, ilgili mercilerin ve işverenin kanuni yükümlülükleri devam BÖLÜMİzin ve İzin Uzatma Başvurularının DeğerlendirilmesiBakanlığın eksik evrak tespiti MADDE 9 Başvurunun eksik evrak ile yapıldığının Bakanlıkça tespiti halinde, eksikliğin tamamlanması istemiyle başvuru sahibine bilgi verilir. Bu durumda Kanunun 12 nci maddesinde belirtilen otuz günlük süre, eksik belgenin Bakanlığa intikal ettiği tarih itibarıyla izin başvurusunun bu Yönetmelikte öngörülen usul veya esaslara uygun olarak yapılmaması ya da istenilen eksik belgenin onbeş gün içerisinde tamamlanmaması halinde başvuru dosyası işlemden mercilerden görüş alınması MADDE 10 Bakanlık, başvuruyu ilgili mercilere iletir ve görüşlerini bilgi ve belge talepleri günlü olarak yapılır. Kamu kurum ve kuruluşlarına belge taleplerinde en geç beş, bilgi ve görüş taleplerinde ise en fazla on beş gün süre verilir. İlgili merciler görüşlerini en geç on beş gün içinde Bakanlığa bildirirler. İlgili merciler, zorunluluk halinde, on beş günü geçmemek üzere ek süre talebinde ve ilgili merciler, bildirimlerin nasıl yapılacağına ilişkin, elektronik posta dahil iletişimi kolaylaştıracak araç, gereç ve yöntemler konusunda aralarında işbirliği ve verilen ek süre içinde bildirilmeyen görüşler, Bakanlıkça olumlu kabul izin uzatma başvuruları için Bakanlıkça, ilgili mercilerin görüşleri istenmez. Ancak bu durum, mesleki hizmetler kapsamında olmak üzere, sadece yabancının alacağı görev mahiyetinin değişmemesi koşuluyla mercilerin eksik evrak tespiti MADDE 11 İlgili mercilerin eksik evrakların tamamlanması istemleri üzerine, Bakanlıkça eksik evrakların tamamlattırılmasından sonra, ilgili mercilerden görüş alınmasına ilişkin prosedür tekrarlanır. Bu durumda Kanunun 12 nci maddesindeki otuz günlük süre eksik evrakların Bakanlığa intikal ettiği tarih itibariyle mercilerce evrakların incelenmesi MADDE 12 Kanunun 13, 26, 27, 28, 29, 30, 31 ve 32 nci maddeleri uyarınca Bakanlığın görüş istediği ilgili merciler, çalışma izni başvurusu ile ilgili değerlendirmelerini yaparken, başvuru eki bilgi ve evrakların kendi görev ve yetkileri kapsamında gerekli incelemelerini de merciler bilgi ve evrakların muteberliğini incelerken, Yönetmeliğin 22 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan çalışma izninin iptaline ilişkin gerekçeleri de dikkate verilmesi veya uzatılmasında değerlendirme MADDE 13 Bakanlık ilgili mercilerin görüşlerini de dikkate almak suretiyle çalışma izni başvurusunu değerlendirir. Ancak Yönetmeliğin 10 uncu maddesinin beşinci fıkrası hükmü Türkiye’nin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe, çalışma izni ve izin uzatma başvurularının değerlendirilmesinde; yabancının ikamet ve çalışma izninin süresi ile hizmet akdinin ve işin süresine göre belirli bir işyeri ya da işletmede ve belirli bir meslekte, yalnız bu işe münhasır kalmak kaydıyla iş piyasasındaki durum, çalışma hayatındaki gelişmeler, istihdama ilişkin sektörel, coğrafi ve ekonomik konjonktür değişikliklerini dikkate değerlendirme kriterleri çerçevesinde, Kanunun 12 nci maddesine göre Bakanlığın yapacağı değerlendirmelerde dikkate alınmak üzere, Türkiye’nin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerin hükümleri de dikkate alınmak suretiyle başvurulan iş için ülke içinde dört haftalık süre içerisinde o işi yapacak aynı niteliğe sahip kişinin bulunup bulunmadığı Türkiye İş Kurumu kayıtlarından kontrol ülke içinden istihdam yerine yabancı istihdamını haklı kılacak gerekçeleri değerlendirirken, işin özel niteliğini gösterir bilgiler ile yabancının eğitim durumu, çalışacağı işyerinin ulusal ekonomiye katkısı ve bu niteliklere uygun ücret düzeyi ile istihdam durumunu da dikkate alır. Bakanlık bu fıkrada belirtilen hususlara ilişkin değerlendirme kriterleri üçüncü ve dördüncü fıkrada belirtilen değerlendirmesine esas olmak üzere anılan kuruma başvuru ile ek bilgi ve evrakları ileterek de görüşlerini belirtilen yabancıların çalışma izin başvuruları dördüncü fıkrada belirlenen değerlendirme kriterlerine tabi tutulmaksızın sonuçlandırılıra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşı yabancılar,b Türk ve akraba toplulukları uygulamaları çerçevesinde ikamet izni verilmiş olan yabancılar,c İnsani mülahazalar çerçevesinde ikamet izni verilmiş olan yabancılar,ç İnsan ticareti mağduru olarak ikamet izni verilmiş olan yabancılar,d Anne, baba veya çocuğu Türk vatandaşı olan yabancılar,e Vatansız statüsünde ikamet izni verilmiş olan çalışmaya dahil edilecek süreler MADDE 14 Yıllık izinler, iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık, geçici iş göremezlik ödenekleri ile işsizlik sigortası ödeneği alınan süreler, kanuni çalışma süresine dahil süreleri ve ikamet izninde kesinti MADDE 15 Çalışma izinleri bakımından Kesintisiz İkamet kavramından; ilgili kanunlara uygun şekilde verilmiş ikamet izniyle Kanunun 9 uncu maddesinde sayılan sürelerin de dahil olduğu ikamet ve çalışma süreleri tarafından geçici süre ile ve izinle iş amaçlı yurt dışına gönderilen ve primleri Türk sosyal güvenlik kurumuna ödenen yabancı çalışanın ülke dışında geçen çalışma süreleri ikamet ve çalışma sürelerine dahil Türkiye’de bulunmasına rağmen ikamet tezkeresini altı aydan fazla süreyle temdit ettirmeyen yabancının ikameti, çalışma izinleri açısından kesinti BÖLÜMİzin ve Uzatma Kararları ile Kararların İlgili Mercilere BildirimiKarar MADDE 16 Bakanlık; değerlendirme sonucunda, ilgili mercilerin görüşlerini de dikkate alarak karar verir. Yönetmeliğin 10 uncu maddesinin beşinci fıkrası hükmü kararı MADDE 17 Bu Kanuna göre alınan kararlarda maddi bir hata bulunduğu sonradan anlaşılırsa, Bakanlık re’sen düzeltme veya değiştirme kararı alır. Gerekçeli karar taraflara kararının ilgili mercilere bildirimi MADDE 18 Bakanlık çalışma izni kararını, yurt dışından yapılan başvurularda; başvuruyu yapan yabancıya bildirmek üzere Türkiye Cumhuriyeti temsilciliğine, yurt içinden yapılan başvurularda; çalışma izni ve uzatma kararını başvuruyu yapan yabancıya veya başvuruyu yapan işverenine çalışma izni ve uzatma ile ilgili olumlu kararlar ilgili mercilere de ve uzatmaya ilişkin üst sınır MADDE 19 Çalışma izninin süresi, Kanunda ve Yönetmelikte yer alan çalışma izinlerinin verilmesi ve uzatılmasına ilişkin süreler de dikkate alınarak, hizmet akdinin veya işin süresinden daha uzun BÖLÜMİzinlerin Sınırlandırılması, Reddi, İptali, İadesi, Geçerliliğini Kaybetmesiİzinlerin sınırlandırılması ve sınırlandırmaya ilişkin istisnai durumlar MADDE 20 Türkiye’nin taraf olduğu ikili veya çok taraflı sözleşmelerle sağlanan haklar saklı kalmak kaydıyla ve karşılıklılık ilkesi çerçevesinde çalışma izinleri, iş piyasasındaki durum ve çalışma hayatındaki gelişmeler, istihdama ilişkin sektörel ve ekonomik konjonktür koşullarının gerekli kıldığı hallerde, belirli bir süre için, tarım, sanayi veya hizmet sektörleri, belirli bir meslek, işkolu veya mülki ve coğrafi alan itibariyle Kanunun 6 ncı maddesinde öngörülen hüküm uyarınca süresiz çalışma izninin verilmesinde bu sınırlandırma sınırlandırmayı gelişmelere ve taleplere bağlı olarak re’sen isteminin reddi MADDE 21 Kanunun 14 üncü maddesinde öngörülen hükümler ile diğer kanunlarda yer alan yabancıların çalışamayacağı iş ve mesleklere dair hükümler çerçevesinde ve ilgili ulusal ve uluslararası mevzuata aykırı davranıldığının tespiti halinde, ayrıca Yönetmeliğin 22 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan gerekçelerin varlığı halinde, çalışma izni veya çalışma izninin uzatılması istemi hizmetler kapsamında çalışacaklar için, yabancıların ulusal ve uluslararası mesleki örgütlerden, meslekten men cezası almadıklarını, üye olduklarını, mesleklerini icra ettiklerini ve mesleki yeterliliklerini gösterir son altı ay içerisinde almış oldukları belgeleri, başvuruları sırasında, başvuru formlarına eklemeleri gerekmektedir. Meslekten men cezası almış olan ve akademik yeterliliği olmayan yabancıların başvuruda bulunmaları mümkün çalışma izni veya çalışma izninin uzatılması talebini; Yönetmeliğin 13 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen rapor içeriğinde; çalışma izni talebinde bulunulan işyerindeki aynı iş için aynı nitelikte yurt içinden bir talep olduğunun bildirilmesi halinde, Yönetmeliğin 13 üncü maddesinin dördüncü fıkrasına göre değerlendirmesini yapar. Yabancının niteliklerinin daha uygun olmaması durumunda Kanunun 14 üncü maddesinin b fıkrası gereğince izin istemini 7 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen başvuru yasağına rağmen yapılan başvurular, Kanunun 12 nci ve 14/c maddeleri uyarınca iptali MADDE 22 Yabancının, Kanunun 11 ve 13 üncü maddesinde sayılan sınırlamalara, Türkiye’deki ulusal mevzuata, ilgili mercilerin mevzuat ve düzenlemelerine aykırı olarak çalışması ya da Kanunun 14 üncü maddesinde öngörülen hallerden birinin varlığı ile yabancının ya da işvereninin, çalışma izni talep dilekçesinde eksik, sahte veya yanlış bilgi ve belge verdiğinin sonradan tespit edilmesi halinde Bakanlık verdiği çalışma iznini iptal ederek durumu ilgili mercilere ve başvuru sahibine ilgili merciin gerekçeli talebi halinde, Bakanlık iptale ilişkin değerlendirmeyi edilen izin belgesinin iadesi MADDE 23 Bakanlık, çalışma izni verilen yabancı personelin çalışmaya başlamaması veya ayrı bir firmada çalışmak üzere başvuruda bulunması halinde, nedenlerine ilişkin değerlendirme sonucunda, daha önce verdiği izin belgesinin iade edilmesini talep edilmiş çalışma izinlerinin asıllarının kullanıcı tarafından, bildirim yapıldığı tarihten itibaren bir hafta içinde Bakanlığa iade edilmesi geçerliliğini kaybetmesi MADDE 24 Çalışma izinleri, Kanunun 16 ncı maddesinde düzenlenen hükümler uyarınca geçerliliğini KISIMÇalışma İzin TürleriBİRİNCİ BÖLÜMSüreli Çalışma İzinlerinin Verilmesi ve UzatılmasıSüreli çalışma izni MADDE 25 Türkiye’nin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe süreli çalışma izni; belirli bir işyeri veya işletmede ve belirli bir meslekte çalışmak ve en çok bir yıl geçerli olmak üzere çalışma izninin coğrafi alanı MADDE 26 Bakanlık, süreli çalışma izinlerinin geçerlilik alanında il veya coğrafi bölge bazında değişiklik izin belgesi, belgede yazılı işyeri ve adres için geçerlidir. Yabancının, işyerinin ticaret siciline kayıtlı diğer bir şubesinde çalışabilmesi talebi Bakanlıkça değerlendirilir. Talebin uygun bulunması halinde çalışma izninde gerekli değişiklik yapılarak durum ilgili mercilere ticaret unvanının değişmesi veya işyerinin başka bir adrese nakli halinde durumun resmi makamlardan alınmış belgelerle kanıtlanması koşuluyla çalışma izninde gerekli değişiklik yapılarak ilgili mercilere çalışma izninin uzatılması MADDE 27 Süreli çalışma izninin uzatılmasında; Kanunun 5 inci maddesinde öngörülen uzatılmaya ilişkin süreler esas yıllık kanuni çalışma süresinden sonra; aynı işyeri veya işletme ve aynı meslekte çalışmak üzere çalışma izninin süresi en fazla iki yıl daha yıllık kanuni çalışma süresinin sonunda, aynı meslekte ve dilediği işverenin yanında çalışmak üzere çalışma izninin süresi en fazla üç yıl daha eş ve bakmakla yükümlü olduğu çocuklarının süreli çalışma izni başvuruları MADDE 28 Türkiye’ye çalışmak üzere gelen bir yabancının eş ve bakmakla yükümlü olduğu çocuklarına da; yabancının kendisi ile birlikte en az beş yıl kanuni ve kesintisiz ikamet etmiş olmaları koşulu ile Kanun ve Yönetmelik hükümlerine göre süreli çalışma izni ve kesintisiz ikameti gösterir belgenin ibrazı MADDE 29 Kanunun 5 inci maddesi ile Yönetmeliğin 28 inci maddesinde öngörülen en az beş yıllık kanuni ve kesintisiz ikamet koşulunun yerine getirildiği emniyet makamlarından alınacak belge ile kanıtlanır. Bu belge diğer belgelerle birlikte Bakanlığa süreli çalışma izni başvurusu sırasında iletilir. Beş yıl kanuni ve kesintisiz olarak ikamet koşulunun değerlendirilmesi, Kanunun 9 uncu maddesinde belirtilen hususlara ve çocukların kanuni ve kesintisiz İkamet sürelerinin hesaplanması MADDE 30 Yabancının eş ve çocuklarının Yönetmeliğin 28 inci maddesine göre en az beş yıl kanuni ve kesintisiz ikamet etmiş olması koşulunun yerine getirilip getirilmediği değerlendirilirken, öğrenimde geçen süreleri ikametten çalışabilmeleri için 2922 sayılı Türkiye’de Öğrenim Gören Yabancı Uyruklu Öğrencilere İlişkin Kanun uyarınca çıkarılmış olan Türkiye’de Öğrenim Gören Yabancı Uyruklu Öğrencilere İlişkin Yönetmelik uyarınca öğrenci olmamaları koşulu BÖLÜMSüresiz Çalışma İzinlerinin Verilmesi ve Uzatılması ile Uzatmanın İkametle İlişkisiSüresiz çalışma izni MADDE 31 Türkiye’nin taraf olduğu ikili veya çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe, Türkiye’de en az sekiz yıl kanuni ve kesintisiz ikamet eden veya toplam altı yıllık kanuni çalışması olan yabancılara, iş piyasasındaki durum ve çalışma hayatındaki gelişmeler dikkate alınmaksızın ve ilgili mercilerin uygun görmesi durumunda; belirli bir işletme, meslek, mülki veya coğrafi alanla sınırlandırılmaksızın süresiz çalışma izni ve kesintisiz ikameti gösterir belgenin ibrazı MADDE 32 Kanunun 6 ncı maddesinde öngörülen, yabancının en az sekiz yıl kanuni ve kesintisiz ikamet etmiş olması koşulunun yerine getirildiği emniyet makamlarından alınacak belge ile kanıtlanır. Bu belge diğer belgelerle birlikte Bakanlığa süresiz çalışma izni başvurusu sırasında iletilir. Sekiz yıl kanuni ve kesintisiz ikamet koşulunun değerlendirilmesi Kanunun 9 uncu maddesinde belirtilen hususlara eşinin ve çocukların kanuni ve kesintisiz ikamet sürelerinin hesaplanması MADDE 33 Yabancının en az sekiz yıl kanuni ve kesintisiz ikamet etmiş olması koşulunun yerine getirilip getirilmediği değerlendirilirken, öğrenimde geçen süreler dikkate alınmaz. Ancak, Kanunun 5 inci maddesinin 4 üncü fıkrası uyarınca, yabancının beraberinde Türkiye’ye gelerek, yabancı ile birlikte ikamet eden, aynı zamanda öğrenim gören eş ve çocuklarının öğrenim süreleri ikametten çalışabilmeleri için 2922 sayılı Kanun uyarınca çıkarılan, Türkiye’de Öğrenim Gören Yabancı Uyruklu Öğrencilere İlişkin Yönetmelik uyarınca öğrenci olmamaları koşulu çalışma süresinin hesaplanması ve bu durumu gösterir belgenin ibrazı MADDE 34 Kanunun 6 ncı maddesinde öngörülen yabancının toplam altı yıllık kanuni çalışmasının bulunması koşulunun yerine getirildiği hususu ilgili mercilerden alınacak belge ile kanıtlanır ve bu belge diğer belgelerle birlikte Bakanlığa süresiz çalışma izni başvurusu sırasında iletilir. Toplam altı yıllık kanuni çalışma koşulu değerlendirilirken Kanunun 9 uncu maddesinde belirtilen hususlar dikkate çalışma iznine bağlı olarak verilecek ikamet izni MADDE 35 Süresiz çalışma izni verilen yabancıların ikamet izin süreleri, yabancıların Türkiye’de ikamet ve seyahatlerine ilişkin mevzuata göre İçişleri Bakanlığınca çalışma izni, ikamet izin sürelerine bağlı olarak kullanılır. Süresiz çalışma izni alan yabancının çalıştığı işyerinin veya işyeri adresinin değişmesi halinde, Kanunun 18 inci maddesi uyarınca en geç onbeş gün içerisinde durum Bakanlığa bildirilir. Bakanlık gönderilen bilgi ve belgelere göre mevcut süresiz çalışma izin belgesinde gerekli değişiklikleri yaparak ilgili mercilere makamlarınca, süresiz çalışma iznine istinaden verilen ikamet izin sürelerinin uzatılmaması halinde, Bakanlığa bilgi BÖLÜMBağımsız Çalışma İzinlerinin Verilmesi ve Uzatılması ile Uzatmanın İkametle İlişkisiBağımsız çalışma izni MADDE 36 Bağımsız çalışma izni; yabancıların, Türkiye’de en az beş yıl kanuni ve kesintisiz olarak ikamet etmiş olmaları, çalışmalarının, ekonomik kalkınma açısından katma değer yaratması ve istihdam üzerinde olumlu etki yapacak olması koşuluyla üzerindeki etkinin belirlenmesinde ilgili mercilerin görüşleri de dikkate hizmetler kapsamında kalan yabancılar, ilgili mevzuat çerçevesinde, ilgili mercilerden aldıkları, mesleklerini icra ettiklerine dair bir belgeyi diğer belgelerin yanı sıra Bakanlığa ibraz ve kesintisiz ikameti gösterir belgenin ibrazı MADDE 37 Kanunun 7 nci maddesinde öngörülen, yabancının en az beş yıl kanuni ve kesintisiz ikamet etmiş olması koşulunun yerine getirildiği emniyet makamlarından alınacak belge ile kanıtlanır. Bu belge diğer belgelerle birlikte Bakanlığa bağımsız çalışma izni başvurusu sırasında iletilir. Beş yıl kanuni ve kesintisiz olarak ikamet etme koşulunun değerlendirilmesi Kanunun 9 uncu maddesinde belirtilen hususlara eşinin ve çocukların kanuni ve kesintisiz ikamet sürelerinin hesaplanması MADDE 38 Yabancının en az beş yıl kanuni ve kesintisiz ikamet etmiş olması koşulunun yerine getirilip getirilmediği değerlendirilirken, öğrenimde geçen süreler dikkate alınmaz. Diğer taraftan, Kanunun 5 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, yabancının beraberinde Türkiye’ye gelerek, yabancı ile birlikte ikamet eden, aynı zamanda öğrenim gören eş ve çocuklarının, öğrenim süreleri ikametten çalışma iznine bağlı olarak verilecek ikamet izni MADDE 39 Bağımsız çalışma izni verilen yabancıların ikamet izin süreleri, yabancıların Türkiye’de ikamet ve seyahatlerine ilişkin mevzuata göre İçişleri Bakanlığınca çalışma izni, işin mahiyeti değişmediği sürece, yabancı tarafından ikamet izin sürelerine bağlı olarak makamlarınca, bağımsız çalışma iznine istinaden verilen ikamet izin sürelerinin uzatılmaması halinde, Bakanlığa bilgi çalışma iznine esas belgelerin yanı sıra, istenilebilecek diğer belgeler MADDE 40 Bağımsız çalışma izninin değerlendirilmesinde dikkate alınmak üzere; yabancının faaliyetinin, ulusal ekonomiye sağlayacağı katkı ve yabancının icra edeceği faaliyet için yeterli miktarda gelire sahip olduğunu kanıtlayan belgeler, diğer belgelerle birlikte Bakanlığa iletilmesi çalışma izni müracaat belgesi MADDE 41 Bağımsız çalışma izni verilmesi uygun bulunan yabancıya, bağımsız çalışabileceğine ilişkin "Bağımsız Çalışma İzni Müracaat Belgesi" çalışma izni müracaat belgesinin geçerliliği MADDE 42 Bağımsız çalışma izni müracaat belgesi, verildiği tarihten itibaren üç ay süreyle geçerlidir. Yabancıya, işyerini kurmasının ardından, ticaret sicil kaydını Bakanlığa ibraz etmesi halinde bağımsız çalışma izni bağımsız çalışma izni verilmemesi halinde, ticaret sicil kayıtlarını tutan makama ve yabancının Türkiye’deki durumunun ikamet izni açısından değerlendirilebilmesi ve gerektiğinde yabancının izinsiz ikametinin önlenmesi amacıyla Bakanlıkça emniyet makamlarına bilgi BÖLÜMİstisnai Hallerİstisnai haller MADDE 43 Türkiye’nin taraf olduğu ikili veya çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe; ulusal mevzuata aykırı davranmamak ve mesleki hizmetlere ilişkin mevzuata uymak kaydıyla, ilgili mercilerin görüşleri de dikkate alınmak suretiyle, statüleri bu bölümün müteakip maddelerinde belirtilen yabancılara, çalışma izinleri istisnai olarak çalışma izinlerinin uzatılması ve iptali, Yönetmeliğin genel hükümlerindeki prosedüre tabidir. Ayrıca, istisnai çalışma izinleri, ilgili mesleki mevzuatın gereklerinin yerine getirilmediğinin tespit edilmesi halinde de iptal edilir. İstisnai çalışma izinlerinin verilmesi, iptali ve uzatılmasına ilişkin kararlar, ilgili mercilere vatandaşı ile evli olanlar MADDE 44 Bir Türk vatandaşı ile evli olan ve eşiyle Türkiye’de evlilik birliği içinde yaşayan yabancıların çalışma izin başvurularında ikamete ilişkin süre koşulu az üç yıl süreyle Türk vatandaşı ile evlilik birliği içinde yaşayan yabancıların başvurularında bu Yönetmeliğin 13 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan kriterler uygulanmaz. Ancak, evliliğin aile birliği kurmak amacıyla yapılmadığının tespit edilmesi halinde çalışma izin belgesi geçerliğini sayılan yabancılar MADDE 45 Bir Türk vatandaşı ile olan evlilik birliği en az üç yıl sürdükten sonra sona ermiş olmakla birlikte, Türkiye’de yerleşmiş olan yabancıların çalışma izinleri, Türkiye’de kanuni olarak bulunmaları kaydıyla istisnai olarak yabancı kavramından, İçişleri Bakanlığının ikamet izinleri açısından bu kapsamda mütalaa ettiği kişiler anlaşılır. Bu yabancıların, emniyet makamlarından aldıkları durumlarını kanıtlayan belgeyi diğer belgelerle birlikte başvuruları sırasında Bakanlığa iletmeleri sayılan yabancıların çocukları MADDE 46 Bir Türk vatandaşı ile olan evlilik birliği en az üç yıl sürdükten sonra sona ermiş olmakla birlikte, Türkiye’de yerleşmiş olan yabancıların Türk vatandaşı eşinden olan çocuklarının çalışma izinleri de, Türkiye’de kanuni olarak bulunmaları kaydıyla istisnai olarak vatandaşlığını kaybedenler MADDE 47 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 19, 27 ve 28 inci maddeleri kapsamında bulunan yabancıların çalışma izni talebinde bulunmaları halinde, Bakanlığa başvuru sırasında durumlarını belgelemek koşuluyla çalışma izinleri istisnai olarak yaşını doldurmadan Türkiye’ye gelerek eğitimini Türkiye’de tamamlayanlar MADDE 48 Türkiye’de doğan veya kendi millî kanununa, vatansız ise Türk mevzuatına göre rüşt yaşını doldurmadan Türkiye’ye gelen ve Türkiye’de meslek okulu, yüksek okul veya üniversiteden mezun olan yabancıların çalışma izni talebinde bulunmaları halinde, Bakanlığa başvuru sırasında durumlarını belgelemek koşuluyla çalışma izinleri istisnai olarak sayılı İskan Kanunu kapsamında olanlar MADDE 49 2510 sayılı İskan Kanununa göre muhacir, mülteci veya göçebe olarak kabul edilen yabancıların çalışma izni talebinde bulunmaları halinde, Bakanlığa başvuru sırasında durumlarını belgelemek koşuluyla çalışma izinleri istisnai olarak Birliği üyesi ülke vatandaşları ile bunların eş ve çocukları MADDE 50 Avrupa Birliği üyesi ülke vatandaşları ile bunların Avrupa Birliği üyesi ülkelerin vatandaşı olmayan eş ve çocuklarının çalışma izni talebinde bulunmaları halinde, çalışma izinleri istisnai olarak Ekonomik Topluluğu-Türkiye Ortaklık Konseyinin 1/80 sayılı Kararının, bu yabancıların iş piyasasına girmeleri ile ilgili daha lehte olan 6 ncı ve 7 nci maddelerinin hükümleri, söz konusu Kararın 11 inci maddesiyle bağlantılı olarak Konsolosluk ve Uluslararası Kuruluşların Türkiye’deki temsilciliklerinde görevlendirilenler ile eş ve çocukları MADDE 51 Karşılıklılık ilkesi çerçevesinde olmak ve görev süresiyle sınırlı kalmak üzere, yabancı devletlerin Türkiye’deki büyükelçiliklerinde, konsolosluklarında ve uluslararası kuruluşlar ile bunların Türkiye’deki temsilciliklerinde görevli personelin eş ve çocuklarının çalışma izinleri Dışişleri Bakanlığının görüşü alınarak istisnai olarak verilebilir. Emniyet teşkilatı çalışanlarını ilgilendiren yönetmelik değişikliği tartışılmaya devam ediyor. Polislerin doğu be batı illerindeki görev süreleri değişiklik ile tekrar düzenlendi. İşte detaylar... Polislerin illerdeki görev süreleri yönetmelik değişikliği ile yeniden düzenlendi. Kamuoyunda şark olarak bilinen 2. bölge illerindeki hizmet süreleri düşürüldü. Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde Değişiklik Resmi Gazete'de yayımlandı. Bu yeni yönetmelik ile Emniyet Teşkilatı'nda 'bölge sistemi' getirildi. MAZERET ATAMA DÖNEMİ ŞUBAT VE EYLÜL AYLARI Yönetmelik ile mazeret atama dönemi de belirlendi. Mazeret atama dönemi Genel atama dönemi dışında Şubat ve Eylül aylarında bu Yönetmelikte gösterilen esaslara göre yapılan atama dönemini" oldu. İKİ KERE ŞARK GÖREVİ 4 GRUPTA GÖREV ZORUNLULUĞU Yapılan değişiklik ile personelin; iki bölge içerisinde yer alan dört grupta da görev yapması esas olup, ikinci bölgede yer alan her iki grupta da görev yapması zorunlu hale getirildi.Madde 5 ADAYLIK SÜRESİNDE YER DEĞİŞTİRME YAPILAMAZ Aynı Yönetmeliğin 11 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "MADDE 11- Emniyet Teşkilatında görev yapmakta olan her derece ve rütbedeki memurlar hakkında, Genel Müdürlük merkez teşkilatına yapılacak atamalar hariç, adaylık süreleri içinde birimler arasında yer değiştirme işlemi yapılmaz. Ancak eşleri kamu kurum veya kuruluşlarında kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde görev yapan personelin adaylık durumuna bakılmaksızın yer değiştirmesi yapılabilir." Buna göre, illerin ve ilçelerin görev süreleri yeniden belirlendi. Kamuoyunda şark olarak bilinen 2. bölge illerindeki hizmet süreleri düşürüldü. Böylece, bu bölgelerde görev yapan 62 bin 630 personel yeni sürelere tabi olacak. Hizmet süresi artırılan bazı yerlerde görev yapan polisler ise bu artıştan etkilenmeyecek. EMNİYET MÜDÜRÜ VE AMİRİNE FARKLI SÜRE Ayrıca ikinci şark görevini yapmakta olan personel, görev süresi 2 yıl olan birimler haricinde, yeni düzenlenen sürelerden 1 yıl eksik görev yapması durumunda şark görevini tamamlamış sayılacak. Ancak emniyet müdürü ve emniyet amiri rütbesindeki personel bu uygulamaya dahil edilmeyecek. Bu düzenlemeyle yaklaşık 7 bin 500 polis, 2. bölge görevini tamamlamış olacak. 2. BÖLGE ŞARK GÖREVİ SONRASI AYNI KADROYA ATANMA 2. bölge görevini bitirenler, talep etmesi halinde daha önce çalıştığı kadroya tekrar atanması için değerlendirmeye alınacak. ŞARK GÖREVİNDEN MUAFİYET Bunun yanı sıra şark görevinden muafiyet ve nüfusa kayıtlı olduğu yere atanma hakkından yararlanan şehit ve gazi yakınları bu haktan yararlanmaya devam edecek. Mevzuat sebebiyle bu haklardan yararlanamayan şehit ve gazi yakınları da bu kapsama dahil edildi. MAZERET ATAMALARINDA KAPSAM GENİŞLEDİ Polislerin sadece kendisi, eşi veya çocuklarının sağlık durumları nedeniyle talep edebildiği mazeret atamasının da kapsamı genişletildi. Bu çerçevede, mahkeme kararıyla vasi tayin edilmesi şartıyla evin tek çocuğu olan polis, anne ve babasının sağlık durumu nedeniyle atama talep edebilecek. Aynı şartla tek kardeşi olan polisin de kardeşinin sağlık durumu nedeniyle atama isteyebilmesinin önü açıldı. EŞİ ÇAKILI KADROYA GİH ATAMASI İMKANI Eşleri, kamuoyunda "çakılı kadro" olarak bilinen "sabit personel istihdamı" kapsamında olan polislerin ise çalıştığı birimin hizmet süresini tamamlaması üzerine, talebi halinde Emniyet Teşkilatında Genel İdare Hizmetleri Sınıfı'na atanabilmesi kolaylaştırıldı. YENİ MEZUNLARA BATI İLLERİ Yeni mezunların ise ilk atama yerleri batı illeri olacak. Mesleğe önce batı illerinde başlayan personel, görev yapmakta olduğu ilin süresi bitmeden atamaya tabi olmayacak, görev süresini bitirmesinin ardından bu durumda olanlar 2. bölge şark illerine atanacak. BİRÇOK MADDE 2024 TARİHİNDEN İTİBAREN UYGULANACAK Yönetmelik değişikliğinde geçici 9. madde ile bir çok değişiklik 1/1/2024 tarihinden itibaren uygulamaya geçecek. GEÇİCİ MADDE 9- Bu Yönetmeliğin, bu maddeyi ihdas eden Yönetmelikle değiştirilen 5 inci maddesi, 15 inci maddesi, 24 üncü maddesi, 26 nci maddesi, 28 inci maddesi, 34 üncü maddesinin üçüncü fıkrası, 40 inci maddesi, 42 nci maddesi, 43 üncü maddesi, ek 1 inci maddesi ve ek 4 üncü maddesi ile bu maddeyi ihdas eden Yönetmelikle eklenen geçici 7 nci maddesi 1/1/2024 tarihinden itibaren uygulanır. Bu Yönetmeliğin 5 inci maddesinin, 15 inci maddesinin, 24 üncü maddesinin, 26 ncı maddesinin, 28 inci maddesinin, 34 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının, 40 mcı maddesinin, 42 nci maddesinin, 43 üncü maddesinin, ek 1 inci maddesinin ve ek 4 üncü maddesinin bu maddeyi ihdas eden Yönetmelikle değiştirilmeden önceki hükümlerinin 42 nci maddesinin üçüncü fıkrası bu maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen şekilde uygulanmasına 1/1/2024 tarihine kadar devam olunur. Bu Yönetmeliğin 42 nci maddesinin, bu maddeyi ihdas eden Yönetmelikle değiştirilmeden önceki üçüncü fıkrası 1/1/2024 tarihine kadar "Özel harekat branşlı personel hariç 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 28 inci maddesinin Ç fıkrası kapsamında görevlendirilen personelin bu yerlerde çalıştığı süreler, hizmet süresi iki yıl olacak şekilde esas alınmak suretiyle ikinci bölge hizmetinden sayılır." şeklinde uygulanır." Yönetmelik değişikliğiyle illerin hizmet süreleri yıl olarak şöyle "Adana 8, Ankara 8, Antalya 8, Aydın 6, Balıkesir 6, Bursa 8, Çanakkale 6, Denizli 6, Eskişehir 6, Gaziantep 6, Hatay 6, İstanbul 8, İzmir 8, Kayseri 6, Kocaeli 6, Konya 6, Malatya 6, Manisa 6, Mersin 8, Muğla 6, Sakarya 6, Samsun 6, Tekirdağ 6, Trabzon 6, Yalova 6, Afyonkarahisar 5, Aksaray 5, Amasya 5, Bartın 4, Bilecik 4, Bolu 5, Burdur 5, Çankırı 4, Çorum 5, Düzce 5, Edirne 5, Giresun 5, Isparta 5, Kahramanmaraş 5, Karabük 4, Karaman 4, Kastamonu 5, Kırıkkale 5, Kırklareli 5, Kırşehir 4, Kilis 4, Kütahya 5, Nevşehir 5, Niğde 5, Ordu 5, Osmaniye 5, Rize 5, Sinop 4, Tokat 5, Uşak 5, Yozgat 4, Zonguldak 5, Adıyaman 5, Artvin 4, Batman 5, Bayburt 4, Diyarbakır 5, Elazığ 5, Erzincan 5, Erzurum 5, Gümüşhane 4, Mardin 5, Sivas 5, Şanlıurfa 5, Van 5, Ağrı 4, Ardahan 3, Bingöl 4, Bitlis 4, Hakkari 3, Iğdır 4, Kars 4, Muş 4, Siirt 4, Şırnak 3, Tunceli 3." İşte o yönetmelik değişikliğinin tam metni; EMNİYET HİZMETLERİ SINIFI MENSUPLARI ATAMA VE YER DEĞİŞTİRME YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK 2022 MADDE 1- 6/8/1992 tarihli ve 92/3393 sayılı Bakanlar Kurulu Karan ile yürürlüğe konulan Emniyet Hizmetleri Sınıfi Mensupları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "MADDE 3- Bu Yönetmeliğin uygulanmasında; a Bakanlık İçişleri Bakanlığını, b Birim Başkanlıkları, Hukuk Müşavirliğini, Daire Başkanlıklarını, iç Denetim Birimini, Genel Müdürlüğün doğrudan merkeze bağlı taşra teşkilatını, İl Emniyet Müdürlüklerini, c Birinci Bölge Bu Yönetmeliğin ekinde yer alan 1 sayılı cetvelde 1 olarak gösterilen bölgeleri, d Bölge Bu Yönetmeliğin ekinde yer alan 1 sayılı cetvelde gösterilen iki bölgeden her birini, e Genel atama dönemi Her yıl Mayıs ve Haziran aylarında bu Yönetmelikte gösterilen esaslara göre yapılan atama dönemini, f Genel Müdürlük Emniyet Genel Müdürlüğünü, g Grup Bu Yönetmeliğin ekinde yer alan 1 sayılı cetvelde belirtilen iki ana bölge altında birimlerin sınıflandınldığı dört gruptan her birini, h İkinci Bölge Bu Yönetmeliğin ekinde yer alan 1 sayılı cetvelde 2 olarak gösterilen bölgeleri, ı İlk atama Polis amiri ve polis memuru yetiştiren eğitim kurumlarmdaki öğrencilerin mezuniyetlerini müteakip memuriyete atanmasını, j Mazeret atama dönemi Genel atama dönemi dışında Şubat ve Eylül aylarında bu Yönetmelikte gösterilen esaslara göre yapılan atama dönemini, k Personel Emniyet hizmetleri smıfı mensuplarını, 1 Zamandışı atama Genel atama ve mazeret atama dönemlerine bağlı kalınmaksızın bu Yönetmelikte belirtilen sebeplerle yılın her ayında yapılan atamaları, m Zorunlu bölge İkinci bölgeyi, n Zorunlu hizmet süresi Bu Yönetmeliğin ekinde yer alan 1 sayılı cetvelde ikinci bölge için il merkezi veya ilçeler için belirlenen hizmet sürelerini, birinci bölge için ise il merkezi için belirlenen hizmet sürelerini, ifade eder." MADDE 2- Aym Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına "yakınlıkları itibarıyla" ibaresinden sonra gelmek üzere "birinci bölge ve ikinci bölge olarak" ibaresi eklenmiş, aynı fıkranın ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, ikinci fıkrasında yer alan "ana" ibaresi "birimler," şeklinde ve "alt bölgeler" ibaresi "gruplar" şeklinde değiştirilmiştir. "Her bölge kendi arasında iki gruba ayrılarak birimler toplam dört grupta sınıflandırılmıştır." MADDE 3- Aynı Yönetmeliğin 5 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "Bölgelerde ve Gruplarda Hizmet Zorunluluğu MADDE 5- Personelin; iki bölge içerisinde yer alan dört grupta da görev yapması esas olup, ikinci bölgede yer alan her iki grupta da görev yapması zorunludur. Zorunlu hizmet süresini tamamlayan personel atamaya tabidir. İkinci bölgede yer alan her iki grupta da görev yapan personelin, önceden görev yapmış olduğu grup ve ile tekrar ataması yapılabilir." MADDE 4- Aynı Yönetmeliğin 7 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "merkeze doğrudan bağlı taşra kuruluşlarının" ibaresi "doğrudan merkeze bağlı taşra teşkilatı" şeklinde ve aynı fıkranın d bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "d Kadro durumunun uygun olması halinde, özel harekat branşlı personel hariç aşağıdaki personel hakkında a ve b bendi hükümleri uygulanmayabilir 1 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu, 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 47 nci maddesi veya 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun mülga 45 inci ve 64 üncü maddeleri kapsamında; hayatını kaybedenlerin veya malül olanların eşi, annesi, babası, çocukları, çocuklarının eşleri, kardeşleri ve kardeşlerinin eşleri. 2 Vazife malülü idari polisler ile eşi, annesi, babası, çocukları, çocuklarının eşleri, kardeşleri ve kardeşlerinin eşleri. 3 6/2/2018 tarihli ve 7082 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanunun 14 üncü maddesi kapsamında gazilik unvanı verilenlerin kendisi, eşi, annesi, babası, çocukları, çocuklarının eşleri, kardeşleri ve kardeşlerinin eşleri. 4 20/2/2019 tarihli ve 30692 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik kapsamında kendisi, eşi veya çocuğu hakkında verilen Sağlık Kurulu Raporunda engel oranı %50 ve üzerinde bulunanlar. 5 20/2/2019 tarihli ve 30692 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik kapsamında çocuğu hakkında verilen Sağlık Kurulu Raporunda; a "3-Orta Düzeyde Özel Gereksinimi Vardır %50-59", b "4-İleri Düzeyde Özel Gereksinimi Vardır %60-69", c "5-Çok İleri Düzeyde Özel Gereksinimi Vardır %70-79", d "6-Belirgin Özel Gereksinimi Vardır %80-89", e "7-Özel Koşul Özel Gereksinimi Vardır %90-99", ibaresi bulunanlar. 6 Emniyet Teşkilatında görevli iken, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 47 nci maddesi kapsamında olanlardan vazife malüllüğüne bağlı nedenlerden dolayı hayatını kaybedenlerin eşi, annesi, babası, çocukları, çocuklarının eşleri, kardeşleri ve kardeşlerinin eşleri." MADDE 5- Aynı Yönetmeliğin 10 uncu maddesinin dördüncü fikrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "3 sayılı Üst Kademe Kamu Yöneticileri ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Atama Usüllerine Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine tabi unvanlar hariç olmak kaydıyla; ikinci sımf emniyet müdürü rütbesinde en az bekleme süresini tamamlayanlar, terfien birinci sınıf emniyet müdürü rütbesinde ikinci meslek derecesi karşılığı görev unvanlarına atanabilirler." MADDE 6- Aynı Yönetmeliğin 11 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "MADDE 11- Emniyet Teşkilatında görev yapmakta olan her derece ve rütbedeki memurlar hakkında, Genel Müdürlük merkez teşkilatına yapılacak atamalar hariç, adaylık süreleri içinde birimler arasında yer değiştirme işlemi yapılmaz. Ancak eşleri kamu kurum veya kuruluşlarında kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde görev yapan personelin adaylık durumuna bakılmaksızın yer değiştirmesi yapılabilir." MADDE 7- Aynı Yönetmeliğin 12 nci maddesinin birinci fıkrasının d bendinde yer alan "Bölgelerarası" ibaresi "Bölgeler arası veya gruplar arası" şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 8- Aynı Yönetmeliğin 13 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. "7 nci maddede belirtilen hükümler saklı kalmak kaydıyla; a Polis amiri ve polis memuru yetiştiren eğitim kurumlarından mezun olduktan sonra yapılan sınavda başarılı olanların ilk atamalarının öncelikle birinci bölge illere yapılması esastır. Ancak ihtiyaç halinde ikinci bölgeye de atama yapılabilir. b Polis amiri ve polis memuru yetiştiren eğitim kurumlarından mezun olduktan sonra yapılan sınavda başarılı olanların, eğitim kurumlarının mevzuatına göre oluşturulacak sıralamaları esas alınarak, kadro ve hizmet ihtiyacına göre Genel Müdürlükçe tespit olunacak yerlerden seçecekleri birimlere atamaları yapılır. Ancak teknik ve mesleki uzmanlıklarından yararlanılacakların atamaları, birim seçme işlemine tabi tutulmaksızın doğrudan ilgili birimlere yapılır. c Herhangi bir sebeple zamanında mezun olamayanların daha sonra atamaya hak kazanması halinde bunların atamaları, birim seçme işlemine tabi tutulmaksızın kadro ve hizmet ihtiyacına göre Genel Müdürlükçe uygun görülen birimlere yapılabilir. d Devlet memurlarıyla evli olanların ilk atamaları, öncesinde dilekçe ile talepleri halinde Genel Müdürlükçe eşlerinin görev yaptığı yere de yapılabilir. Tercih listesinden eşinin görev yaptığı yeri seçme imkanı var iken seçmeyenlerin yerleri değiştirilmez ve atamalar yapıldıktan sonra eşinin görevi nedeniyle atama talepleri değerlendirmeye alınmaz." MADDE 9- Aynı Yönetmeliğin 15 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "Bölgeler Arası ve Gruplar Arası Yer Değiştirme MADDE 15- Atamalar, 18 inci ve 19 uncu maddelerdeki hükümler saklı kalmak kaydıyla her yıl genel atama döneminde ve bu Yönetmelikte gösterilen esaslara göre yapılır. Görev yapmakta oldukları grubun hizmet süresini doldurup atamaya tabi olan personelin isimleri Genel Müdürlükçe en geç Şubat ayı sonuna kadar ilgili birimlere bildirilir. Bölgeler arası ve gruplar arası yer değişiklikleri aşağıdaki usullere göre yapılır a Birinci bölge birimlerde görevli personelin görev yapmakta olduğu birimin hizmet süresini tamamlamasına müteakip ikinci bölge birimlere ataması yapılır. b İkinci bölgedeki hizmet süresini tamamlayan personel daha önce görev yapmadığı gruplardan birine atanır. Ancak emniyet müdürü rütbesindeki personelin, teknik, bilgi, beceri ve tecrübesinden yararlanmak ve uzmanlık gerektiren birimlerde istihdam edilmek amacıyla talep edilmesi halinde daha önce görev yaptığı gruba ataması yapılabilir. c İkinci bölgedeki her iki grupta da görev yaptıktan sonra daha önce görev yaptığı gruba atanan personel, bu grubun hizmet süresini tamamlamasına müteakip daha önce görev yapmamış olduğu gruba atanır. d Personel tüm gruplarda görev yapmış ise istediği bölge ve gruba atanabilir. Bu şekilde ataması yapılan personel, atanmış olduğu birimin hizmet süresini tamamlamadan atanma talebinde bulunamaz. e Her grupta kuruluşu bulunmayan branşh birimlerin branşh personeli, atanacağı grupta branşlı biriminin kuruluşu olmaması durumunda diğer grupta kuruluşu bulunan ve daha önce görev yapmamış olduğu ile atanır." MADDE 10- Aynı Yönetmeliğin 16 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "MADDE 16- Bu Yönetmelik kapsamındaki personelden; a 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin eki II sayılı cetvelde yer alan kadro, pozisyon ve görevlere atama ve yer değiştirmeleri Cumhurbaşkanı onayı ile, b a bendi kapsamı dışında kalan ve emniyet müdürü meslek derecelerine mahsus unvanları taşıyan kadrolara yapılacak atamalar ve bu personelin yer değiştirmeleri Genel Müdürün önerisi üzerine Bakan onayı ile, c a ve b bentleri dışında kalan personelin atamaları ve bu personelin yer değiştirme suretiyle atamaları Genel Müdürün onayı ile, yapılır." MADDE 11- Aynı Yönetmeliğin 18 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "MADDE 18- Mazeret atamaları aşağıdaki hallerde talep edilebilir a Personelden; 1 Kendisinin, eşinin veya çocuklarının, 2 Anne ve babası için tek çocuk, kardeşi İçin ise tek kardeş olması şartıyla, bu kişilerden birine vasi tayin edilmesi durumunda anne, baba veya kardeşinin, hastalığı nedeniyle personelin bulunduğu yerde tedavisinin yapılamayacağının tam teşekküllü Devlet hastaneleri, Devlet eğitim ve araştırma hastaneleri ve üniversite hastanelerinden özel hastaneler ile özel veya vakıf üniversitelerine bağlı hastaneler hariç alınan sağlık kurulu raporu ile belgelenmesi. b 38 inci maddede yer alan eş durumu ile ilgili şartların ortaya çıkması. c 40 mcı maddede yer alan öğrenim durumu ile ilgili şartların ortaya çıkması. d Personelin boşanması ve boşandığını kesinleşmiş mahkeme ilamı ile belgelemesi üzerine kesinleşme tarihi itibarıyla bir yıl içinde atanma talebinde bulunması. e Personelin, eşinin veya çocuğunun vefat etmesi halinde, vefat tarihi itibarıyla iki yıl içinde atanma talebinde bulunması. f 7 nci maddenin birinci fıkrasının d bendinde sayılanların kendi istekleriyle atanma talebinde bulunması. Genel atama döneminde atamaya tabi personelden mazereti bulunanlar, mazereti ile ilgili belgeleri en geç Şubat ayında yayımlanan genelgede belirtilen süre içerisinde iletmek zorundadır." MADDE 12- Aynı Yönetmeliğin 19 uncu maddesinin birinci fıkrasına h bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiştir. "ı İdari tahkikatlar kapsamında müfettişlerce birim değişikliği yapılmasının teklif edilmesi." MADDE 13- Aynı Yönetmeliğin Beşinci Bölümünün başlığı "Bölgeler, Gruplar ve Hizmet Süreleri" şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 14- Aynı Yönetmeliğin 21 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "Bölgeler ve Gruplar MADDE 21- Emniyet Hizmetleri Sınıfına mensup olanların atama ve yer değiştirmeleri için yurdumuz birinci ve ikinci bölge olmak üzere iki bölgeye ayrılmıştır. Her bölge, kendi arasında iki gruba ayrılmış olup, birimler toplam dört grupta sınıflandırılmış ve hizmet süreleri ile birlikte ekli 1 sayılı cetvelde gösterilmiştir. ikinci bölgede il ve ilçe kuruluşları dışında kalan ve doğrudan merkeze bağlı taşra teşkilatında görevli personelin o bölgede hizmet süresi, birimin bağlı bulunduğu il veya ilçe merkezinin ekli 1 sayılı cetvelde gösterilen hizmet süresine bir yıl ilave edilmek suretiyle belirlenir." MADDE 15- Aynı Yönetmeliğin 23 üncü maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "Bölgeler, Gruplar ve Hizmet Süreleri MADDE 23- Personelin bölgelere göre birimlerdeki hizmet süreleri ekli 1 sayılı cetvelde gösterilmiştir. Ancak emniyet amiri ve emniyet müdürü rütbesi hariç ikinci bölge hizmetine ikinci defa ataması yapılan personel, ekli 1 sayılı cetvelde gösterilen birimlerin hizmet sürelerinden hizmet süresi iki yıl olan birimler hariç bir yıl eksik görev yapması durumunda ikinci bölge görevini tamamlamış sayılır. Personelin, atandığı bölgedeki grupta, ekli 1 sayılı cetvelde belirlenen süreden önce atanmasını gerektiren bir sebep olmadıkça o birim için tespit edilmiş süre kadar hizmet görmesi zorunludur. Birinci bölgede il merkezlerine göre hizmet süresi daha az olan ilçelerde görev yapan personel, ilçedeki hizmet süresini tamamlasa dahi il merkezinin hizmet süresini tamamlamadan il dışına atanma talebinde bulunamaz. Ancak personelin ilçedeki hizmet süresini tamamlamasına müteakip talep ve tercihleri ile il merkezi için belirlenen zorunlu süre dikkate alınarak il içinde yer değişikliğine tabi tutulabilir. Personelin hizmet süresinin hesaplanmasında; a Süre başlangıç tarihi, atandığı yerde göreve başlama tarihidir. Hizmet süresinin hesaplanmasında aynı il sınırlan içinde bulunan farklı birimlerde geçirilen süreler birleştirilir. b İller arası veya aynı il içerisinde doğrudan merkeze bağh taşra teşkilatına ataması yapılan personel, yeni atandığı birimde göreve başladığı tarihteki hizmet süresine tabidir. c Yıl döngüsü olarak genel atama dönemleri esas alınır; ancak üç aya kadar eksik hizmeti olanlar bölgedeki hizmet süresini tamamlamış sayılır. İkinci bölge birimlerde, ilçelerde bulunan Kara Hudut Kapıları ile Bölge Trafik İstasyonlannın hizmet süresi Şube Müdürlüğünün/Büro Amirliğinin bulunduğu ilçenin hizmet süresidir. Özel harekat branşlı personel hariç talep etmeleri halinde aşağıdaki personel, ikinci bölge hizmetinden muaf tutulur a 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu, 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 47 nci maddesi veya 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun mülga 45 inci ve 64 üncü maddeleri kapsamında; hayatım kaybedenlerin veya malül olanların eşi, annesi, babası, çocukları, çocuklarının eşleri, kardeşleri ve kardeşlerinin eşleri. b Vazife malülü idari polisler ile eşi, annesi, babası, çocukları, çocuklarının eşleri, kardeşleri ve kardeşlerinin eşleri. c 7082 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanunun 14 üncü maddesi kapsamında gazilik unvanı verilenlerin kendisi, eşi, annesi, babası, çocukları, çocuklarının eşleri, kardeşleri ve kardeşlerinin eşleri. d Engellilik ölçütü, Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik kapsamında verilen Sağlık Kurulu Raporuna göre kendisi, eşi veya çocuklarından; 1 Tam Bağımlı durumunda olanlar. 2 Engel oranı %80 ve üzerinde bağımsız ve kısmi bağımlı durumunda olanlar. 3 Engel oranı %50 ve üzerinde bağımsız ve kısmi bağımlı durumunda birden fazla engelli bireyi olanlar. e Engellilik ölçütü, Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik kapsamında çocukları için verilen Sağlık Kurulu Raporuna göre çocuklarından 7 nci maddenin birinci fıkrasının d bendinin 5 numaralı alt bendinde belirtilen özel gereksinim kodlarına göre; 1 Özel gereksinim kodu 5, 6 veya 7 olan en az bir engelli bireyi bulunanlar. 2 Özel gereksinim kodu 3 veya 4 olan birden fazla engelli bireyi bulunanlar. Altıncı fıkranın bentlerinde belirtilen durumları ortadan kalkan personelin, ikinci bölge hizmetinden muafiyet hakları sona erer." MADDE 16- Aynı Yönetmeliğin 24 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "MADDE 24- İkinci bölgeye atanacak personelin belirlenmesi aşağıdaki usullere göre yapılır a Henüz ikinci bölge görevini yapmayan veya bir defa ikinci bölge hizmetini tamamlayan personel, görev yapmakta olduğu birinci bölgedeki grubun hizmet süresini tamamlaması halinde ikinci bölge birimlere atanmaya tabidir. b İhtiyaç halinde ikinci bölgeye ilk defa atanacak personelin sırası, kadro ve personel ihtiyacına göre birinci bölgedeki hizmet sürelerine bakılmaksızın sicil numarası, rütbeleri ve hizmet branşları göz önüne alınarak da belirlenebilir." MADDE 17- Aynı Yönetmeliğin 26 ncı maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "Eksik Hizmet Süresinin Tamamlatılması MADDE 26- Personelden görev yapmakta olduğu birimin hizmet süresini tamamlamadan diğer bölgeye atanmış olanlar, sebebin ortadan kalkması veya atandığı birimin hizmet süresim tamamlamasını müteakip eksik kalan süresini tamamlamak üzere eski biriminin yer aldığı gruba atanır." MADDE 18- Aynı Yönetmeliğin 28 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "MADDE 28- Aynı grup veya il içinde yapılan yer değiştirmeler nedeniyle hizmet süreleri değişik birimlerde geçen personelin hizmet süresinin hesaplanmasında; fiili olarak çalışılan yerlerde geçen süreler, o yer için belirlenen zorunlu hizmet süresine yüzdelik olarak oranlanır. Bu oranların toplamı %100'e ulaştığında personel hizmet süresini bitirmiş sayılır. Aynı bölge içerisinde farklı gruplar arasında yapılan yer değişikliklerinde hizmet süresi hesaplanmasında fiili olarak çalışılan yerlerde geçen süreler, o yer için belirlenen zorunlu hizmet süresine yüzdelik olarak oranlanır. Bu oranların toplamı %100'e ulaştığında personel hizmet süresini bitirmiş sayılır. Personelin hizmet süresinin oranlanması sonucunda %50'den fazla olarak hangi birimde görev yapmış ise o birimin bulunduğu gruptaki hizmet süresini, oranın eşit olması halinde ise son görev yapmış olduğu birimin bulunduğu gruptaki hizmet süresini tamamlamış sayılır. Bu hesaplamalarda personelin eski görev yerinden ilişik kesme tarihi esas alınır ve mehil müddeti yeni atanılan yerin hizmet süresine dahil edilir." MADDE 19- Aynı Yönetmeliğin 29 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "MADDE 29- Bulunduğu gruptaki hizmet süresini dolduran personelden; merkez teşkilatında başkanlar ve daire başkanları, illerde valiler ile doğrudan merkeze bağlı taşra teşkilatında birim amirleri tarafından yerlerinde kalmaları gerekçeli olarak Şubat ayı sonuna kadar talep edilenlerin durumları Genel Müdürlük tarafından değerlendirilerek karara bağlanır. Genel Müdürlükçe ihtiyaç duyulması halinde, birimlerce haklarında erteleme talebinde bulunulabilecek azami personel sayısı, birimler ve rütbeler için ayrı ayrı tespit edilebilir. Birinci fıkra gereğince yerlerinde bırakılmış olanlar, ertesi yıl haklarında zaruri bir gerekçeye dayanan yeni bir erteleme talebi olmadığı takdirde, hizmetle yükümlü oldukları bölgelere atanırlar. Bulunduğu birimdeki hizmet süresini dolduran personel için bu Yönetmelikte belirtilen mazeretlere sahip olsa dahi üçüncü defa erteleme teklifinde bulunulamaz. Ancak personelin, teknik, bilgi, beceri ve tecrübesinden yararlanmak amacıyla uzmanlık gerektiren birimlerin talebi üzerine en fazla iki defa daha erteleme talebinde bulunulabilir. Atama ve yer değiştirme işlemi onaylanıp kesinleştikten sonra yapılan erteleme teklifleri ile personelin bu kapsamdaki başvuruları işleme konulmaz." MADDE 20- Aynı Yönetmeliğin 30 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "MADDE 30- Atamaya tabi personel; a Kendisinin, eşinin veya çocuklarının, b Anne ve babası için tek çocuk, kardeşi için ise tek kardeş olması şartıyla, bu kişilerden birine vasi tayin edilmesi durumunda anne, baba veya kardeşinin, sağlık durumları itibarıyla Şubat ayı sonuna kadar erteleme talebinde bulunabilir. Birinci fıkradaki talebe dayanak olan sağlık kurulu raporlarının tam teşekküllü Devlet hastaneleri, Devlet eğitim ve araştırma hastaneleri ve üniversite hastanelerinden özel hastaneler ile özel veya vakıf üniversitelerine bağlı hastaneler hariç alınması şarttır. Başka sağlık kuramlarından alman raporlar geçerli sayılmaz. İkinci fıkrada belirtilen sağlık kurulu raporları Genel Müdürlük Sosyal Hizmetler ve Sağlık Daire Başkanlığınca incelenir. Sağlık kurulu raporunda belirtilen hastalık veya engel durumu personelin atanacağı grupta mevcut sağlık kuramlarında tedavi edilebilir nitelikte ise, Sosyal Hizmetler ve Sağlık Daire Başkanlığınca bu tip tedavi kuramlarının bulunduğu iller belirtilmek suretiyle bu personelin görev yapabileceği yerler tespit olunarak atama işlemi buna göre yapılır. Tedavisi mümkün olacak yer bulunmayan personelin ataması bir sonraki genel atama dönemine kadar ertelenir. İkinci fıkrada belirtilen hastanelerden alman sağlık kurulu raporları en çok 2 yıl için geçerlidir. Aldıkları sağlık kurulu raporunun geçerlilik süresi dolmuş olan personel, sağlık özürlerinin devam etmesi halinde güncel raporunu Genel Müdürlüğe sunmak zorundadır. Çocuklarının sağlık özrü nedeniyle özel eğitim veren bir okula devam etme zorunluluğu bulunan personelin, atanacağı grupta aynı tip eğitimi veren bir okul bulunmadığı takdirde bulunduğu yerdeki görev süresi bir sonraki genel atama dönemine kadar ertelenir." MADDE 21- Aynı Yönetmeliğin 31 inci maddesinin başlığı "Bir Yıl içinde Atama Nedeniyle Erteleme" şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 22- Aynı Yönetmeliğin 32 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. "Çocuk Öğrenimi ve Eş Görevi Sebebiyle Erteleme MADDE 32- Bulunduğu birimdeki hizmet süresini dolduran personel, eşinin 38 inci maddede belirtilen şartlan taşıdığını belgeleyerek Şubat ayı sonuna kadar erteleme talebinde bulunabilir. Bulunduğu birimdeki hizmet süresini dolduran personelden, çocukları ilköğretim, ortaöğretim ve üniversite son sınıfa geçecek olan personel erteleme talebinde bulunabilir. Personelin öğrenim sebebiyle erteleme talebinde bulunabilmesi için çocuğunun aktif öğrencilik kaydının bulunması gereklidir." MADDE 23- Aynı Yönetmeliğin 34 üncü maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "Yer değişikliği teklifi uygun görülen personelin yeri, hizmet sürelerine ve yer değiştirme zamanına bakılmaksızın aym grup içinde değiştirilir." MADDE 24- Aynı Yönetmeliğin 37 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "MADDE 37- Personelden; a Kendisinin, eşinin veya çocuklarının, b Anne ve babası için tek çocuk, kardeşi için ise tek kardeş olması şartıyla, bu kişilerden birine vasi tayin edilmesi durumunda anne, baba veya kardeşinin, hastalığı nedeniyle bulunduğu yerde tedavisinin yapılamayacağının tam teşekküllü Devlet hastaneleri, Devlet eğitim ve araştırma hastaneleri ve üniversite hastanelerinden özel hastaneler ile özel veya vakıf üniversitelerine bağlı hastaneler hariç alınan sağlık kurulu raporu ile belgeleyenler, yer değiştirme talebinde bulunabilirler. Bu raporlar Genel Müdürlük Sosyal Hizmetler ve Sağlık Daire Başkanlığının uygun görüşü alındıktan sonra, raporda "acil" kaydı olanların en kısa sürede, "acil" kaydı olmayanların ise bu Yönetmelikte belirtilen atama dönemlerinde yer değişikliği yapılır. Bu yer değişikliğinde öncelikle, aynı grupta rapora uygun bir il seçilir. Bu grup içinde raporda belirtilen sağlık şartlarına uygun bir il bulunmadığı takdirde, personel öncelikle görev yapmakta olduğu bölgedeki diğer gruptaki tedavisi bulunan bir ile atanır." MADDE 25- Aynı Yönetmeliğin 38 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "Eş Görevi Bakımından Yer Değiştirme MADDE 38- Emniyet Teşkilatında çalışan eşlerden birisi, hizmet gerekleri bakımından uygun görülmesi halinde diğerinin bulunduğu yere atanabilir. Eşleri emniyet mensubu olmayanlar, kurumlar arası koordinasyon sağlanarak, hizmet gerekleri bakımından uygun görülmesi halinde istekleri üzerine eşlerinin görevli bulunduğu yerlere de atanabilirler. Bu madde kapsamında yapılacak yer değiştirmeler, 5 inci maddede belirlenen hizmet yükümlülüklerini ortadan kaldırmaz." MADDE 26- Aynı Yönetmeliğin 39 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "MADDE 39- Personelin, eşinin görevi sebebiyle görev yapmakta olduğu birimin hizmet süresinden daha fazla aynı yerde kalmak zorunda bulunması halinde, biriminin hizmet süresini tamamlamasına müteakip eşinin başka bir ile atanamayacağına dair belgeyi sunarak Emniyet Teşkilatı bünyesinde Genel İdare Hizmetleri Sınıfından bir göreve atanma talebinde bulunabilir. Birinci fıkra kapsamında smıf değiştirenler, yeniden Emniyet Hizmetleri Sınıfına atanamaz." MADDE 27- Aynı Yönetmeliğin 40 mcı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "MADDE 40- Personel, çocuğunun ilköğretimden ortaöğretime geçiş sınavı sonucunda aldığı puan, yüzdelik dilimi ve okul türüne göre görev yaptığı ilde yerleşebileceği okul bulunmaması halinde yer değişikliği talebinde bulunabilir. Ancak bu taleplerde; öncelikle bulunduğu gruptaki illerde, bulunduğu gruptaki illerde uygun okul bulunmaması halinde, görev yapmakta olduğu bölgedeki diğer gruptan illeri tercih etmesi zorunludur." MADDE 28- Aynı Yönetmeliğin 42 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "Bölgelerdeki ve Gruplardaki Hizmet Süresinden Sayılacak Süreler MADDE 42- Yıllık izinler, mazeret izinleri ve yılda toplamı 30 günü geçmeyen sağlık İzinleri ile görev nedeniyle yaralanma halinde tedavi ve istirahat süreleri, o gruptaki hizmet süresinden sayılır. Birinci bölgede görev yapmakta iken, ikinci bölgede bulunan gruplarda görevlendirilerek buralarda kesintisiz olarak en az üç ay süreyle geçici görevle fiilen çalışan personelin çalıştığı süreler, 28 inci maddedeki usule göre personelin geçici görevli olarak görevlendirildiği grubun hizmet süresinden sayılır. Özel harekat branşlı personel hariç 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 28 inci maddesinin Ç fıkrası kapsamında görevlendirilen personelin bu yerlerde çalıştığı süreler, hizmet süresi iki yıl olacak şekilde esas alınmak suretiyle ikinci bölge ikinci grup hizmetinden sayılır." MADDE 29- Aynı Yönetmeliğin 43 üncü maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "Bölgelerdeki ve Gruplardaki Hizmet Süresinden Sayılmayacak Süreler MADDE 43- Aşağıda belirtilen hallere ait süreler, bölgelerdeki ve gruplardaki hizmet sürelerinden sayılmaz a Yurt içinde; göreve bağlı olarak eğitim, kurs, staj veya geçici görevlendirme gibi nedenlerle ikinci bölgeden birinci bölgeye yapılan görevlendirmelerin birine veya birkaçına bağlı olarak toplamı 4 aydan fazla olan ve diğer bölgeler veya gruplarda geçen süreler. b Yurt dışmda; kurs ve öğrenim, misyon koruma, barış gücü gibi görevlerde geçirilen sürelerin hiçbiri. c Görevden uzaklaştırılan, tutuklanan veya hüküm giyenlerin 3 ayı aşan süreleri. d 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine göre aylıksız izin almak suretiyle geçirilen süreler. e Ayrılma, ihraç ve benzeri sebeplerle Emniyet Teşkilatından ayrı kalman süreler. f Yıllık izinler, mazeret izinleri ve yılda toplamı 30 günü geçmeyen sağlık izinleri ile görev nedeniyle yaralanma halindeki tedavi ve istirahat süreleri dışında kalan her türlü izin ve istirahat süreleri. g İlk derece amirlik eğitiminde geçen sürelerin tamamı." MADDE 30- Aynı Yönetmeliğin 44 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Halen bulunduğu bölgedeki" ibaresi "Görev yapmakta olduğu birimin" şeklinde ve üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "Birinci fıkra kapsamına giren personel, talep etmesi halinde istediği illerden birine atanabilir. Ancak bu talebin yerine getirilebilmesi için; a Personelin bulunduğu yerde en az iki yıl çalışmış olması, b 7 nci maddede belirtilen engel hallerin bulunmaması, şarttır." MADDE 31- Aynı Yönetmeliğin ek 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "EK MADDE 1- 3201 sayılı Kanunun 55 inci maddesinin on üçüncü fıkrası kapsamında ilk derece amirlik eğitimini başarıyla bitirerek komiser yardımcılığı rütbesine atananların eğitim kurumu mevzuatına göre oluşturulacak sıralamaları esas alınarak kadro ve hizmet ihtiyacına göre Genel Müdürlükçe tespit olunacak yerlerden seçecekleri birimlere atamaları yapılır. 7 nci madde hükümleri saklı kalmak kaydıyla ilk derece amirlik eğitimini başarı ile bitirenlerden; a Birinci bölgede görev yapmış olduğu birimin hizmet süresini tamamlamamış olanlar, aym grup içerisinde görev yapmadığı farklı bir birimi, b Birinci bölgede görev yapmış olduğu birimin hizmet süresini tamamlamış olanlar ikinci bölge birimleri, c İkinci bölgede yer alan birimin hizmet süresini tamamlamamış olanlar, aynı grup içerisinde görev yapmadığı birimi, d İkinci bölgede görev yapmış olduğu birimin hizmet süresini tamamlamış olanlar daha önce görev yapmamış olduğu gruplardaki birimleri, e Her iki bölge içerisinde tüm gruplarda görev yapmış olanların son görev yeri hariç tüm gruplarda yer alan illeri, seçmesi esastır. Ancak Ankara, İstanbul ve İzmir ilinde görev yapmakta iken ilk derece amirlik eğitimine katılıp başarı ile bitirenler, bu illerin hizmet süresini tamamlamamış olması durumunda eski çalıştıkları illeri seçebilir. Devlet memurlarıyla evli olanlardan, seçtikleri yere eşlerinin kanuni gerekçelerle atanması mümkün olmayanlar ile 37 nci maddede belirtilen hususlar çerçevesinde seçtiği yerde kendisinin, eş veya çocuğunun tedavi imkanı bulunmayanların yerleri Genel Müdürlükçe değiştirilebilir. Bu mazeretlere bağlı olarak, atanacağı yerin değiştirilmesi talebinde bulunanların, eş durumu veya sağlık sebebi ile tercih listesinden mazeretine uygun yer seçme imkanı var iken seçmemiş olması halinde yerleri değiştirilmez. Atamalar yapıldıktan sonra belirtilen mazeretler nedeniyle atanma talepleri değerlendirmeye alınmaz. İlk derece amirlik eğitimini başarı ile bitirenlerin atanacağı yerler, Personel Daire Başkanlığınca ikinci fıkrada belirtilen usuller çerçevesinde belirlenir." MADDE 32- Aynı Yönetmeliğin ek 2 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "zorunlu" ve "yıl" ibareleri yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 33- Aynı Yönetmeliğin ek 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "EK MADDE 3- Bu Yönetmelikte belirtilen il veya ilçelerin hizmet sürelerinin düşürülmesi halinde; değişikliğin yürürlüğe girmesinden önce o yerde göreve başlamış olanların hizmet süresi hesaplamaları, yeni hizmet süreleri üzerinden yapılır. Bu Yönetmelikte belirtilen il veya ilçelerin hizmet sürelerinin artırılması halinde; yeni hizmet süreleri, değişikliğin yürürlüğe girmesinden önce o yerde göreve başlamış olanlar için uygulanmaz. Görev yapmakta olduğu il içerisinde doğrudan merkeze bağlı birimlere ataması yapılan personel, yeni atandığı birimin göreve başladığı tarihteki hizmet süresine tabidir." MADDE 34- Aynı Yönetmeliğin ek 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "EK MADDE 4- Bu Yönetmelikte bölgeler altında belirtilen gruplardaki il veya ilçelerin, farklı bir grup kapsamına alınması halinde, değişikliğin yürürlüğe girmesinden önce grubu değiştirilen yerde göreve başlayanlar, başladıkları tarihte geçerli olan grubu tamamlamaları durumunda hizmetini tamamlamış sayılırlar." MADDE 35- Aynı Yönetmeliğe ek 4 üncü maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki ek 5 inci madde eklenmiştir. "Atama ve Yer Değiştirmelerin Program Destekli Yapılması EK MADDE 5- Başkomiser ve altı rütbelerdeki personelin atama ve yer değiştirmelerine ilişkin işlemler, yazılım destekli programlar ile yapılabilir." MADDE 36- Aynı Yönetmeliğin geçici 2 nci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 37- Aynı Yönetmeliğin geçici 3 üncü maddesi yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 38- Aynı Yönetmeliğe geçici 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir. "GEÇİCİ MADDE 6- Bu maddeyi ihdas eden Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden sonra kurulacak olan il veya ilçeler, ayrıldıkları il veya ilçe hizmet grubuna dahil edilmiş sayılır ve hizmet süresi olarak ayrıldığı il veya ilçenin hizmet süresi esas alınır. Doğrudan merkeze bağlı taşra teşkilatı kurulması durumunda birinci bölge ve ikinci bölge illerde kurulan birim, bulunduğu ilin grubuna dahil edilmiş sayılır. Bu birimlerin hizmet süresi; a Birinci bölge illerde kurulan birim, bulunduğu ilin hizmet süresi olarak, b İkinci bölge illerde kurulan birim, bulunduğu ilin hizmet süresine bir yıl ilave edilerek, belirlenir. GEÇİCİ MADDE 7- Personelin daha önce görev yapmış olduğu birimler, bu Yönetmelikte belirlenen gruplara göre değerlendirilir. Personel, görev yaptığı dönemde yürürlükte olan hizmet süresini tamamlamış olması durumunda o grubun hizmet süresini tamamlamış sayılır. Daha önce ikinci bölge statüsünde olup, yapılan değişiklikler ile birinci bölge statüsüne alınan birimlerde ikinci bölge hizmetini tamamlayan personel, ikinci bölge birinci grup hizmetini tamamlamış sayılır. GEÇİCİ MADDE 8- Ekli 1 sayılı cetvelde belirtilen ikinci bölge birimlerde, bu maddeyi ihdas eden Yönetmelikte yapılan değişiklikten önce görev yapılan dönem için belirlenmiş zorunlu hizmet süresinin iki katı kadar kesintisiz olarak görev yapanlar, zorunlu bölge hizmetini tamamlamış sayılır. GEÇİCİ MADDE 9- Bu Yönetmeliğin, bu maddeyi ihdas eden Yönetmelikle değiştirilen 5 inci maddesi, 15 inci maddesi, 24 üncü maddesi, 26 nci maddesi, 28 inci maddesi, 34 üncü maddesinin üçüncü fıkrası, 40 inci maddesi, 42 nci maddesi, 43 üncü maddesi, ek 1 inci maddesi ve ek 4 üncü maddesi ile bu maddeyi ihdas eden Yönetmelikle eklenen geçici 7 nci maddesi 1/1/2024 tarihinden itibaren uygulanır. Bu Yönetmeliğin 5 inci maddesinin, 15 inci maddesinin, 24 üncü maddesinin, 26 ncı maddesinin, 28 inci maddesinin, 34 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının, 40 mcı maddesinin, 42 nci maddesinin, 43 üncü maddesinin, ek 1 inci maddesinin ve ek 4 üncü maddesinin bu maddeyi ihdas eden Yönetmelikle değiştirilmeden önceki hükümlerinin 42 nci maddesinin üçüncü fıkrası bu maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen şekilde uygulanmasına 1/1/2024 tarihine kadar devam olunur. Bu Yönetmeliğin 42 nci maddesinin, bu maddeyi ihdas eden Yönetmelikle değiştirilmeden önceki üçüncü fıkrası 1/1/2024 tarihine kadar "Özel harekat branşlı personel hariç 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 28 inci maddesinin Ç fıkrası kapsamında görevlendirilen personelin bu yerlerde çalıştığı süreler, hizmet süresi iki yıl olacak şekilde esas alınmak suretiyle ikinci bölge hizmetinden sayılır." şeklinde uygulanır." MADDE 39- Aynı Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek 1 sayılı cetvel ekteki şekilde değişmiştir. MADDE 40- Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 41- Bu Yönetmelik hükümlerini İçişleri Bakanı yürütür Mükellefim, Kadın 65 yaşında boşanmış ve emekli sandığından emekli maaşı almaktadır. Annesinin vefatı sonrasında emekli sandığından maaş alan annesinin maaşını alabilir mi? Emekli Sandığı iştirakçisi/emeklisi ana ve/veya babadan ise Emekli Sandığı iştirakçisi/emeklisi olan kız çocuğuna aylık bağlanmıyor. 5434 sy Kanun Erkek bir arkadaşım vefat etti. Kendisi SGK’dan emekli, hanımı da SGK’dan emekli. Maaş tercihinde eşinin maaşı bira daha yüksek hanımı eşinin maaşının tamamını ve kendi maaşının da % 50 sini alabilir mi? Eşine aylık bağlanması için, ölüm tarihinde sigortalının eşi ile yasal evlilik bağı bulunması şarttır. Sigortalının dul eşine % 50’si; aylık bağlanmış çocuğu bulunmayan dul eşine ise Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının a, b ve e bentleri hariç Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaması veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olması halinde % 75’i oranında aylık bağlanacaktır. Emekli sandığından emekli maaşı alan kişi, ölen eşi için cenaze yardımı alabilir mi? Cenaze ödeneği sigortalının sırasıyla eşine, yoksa çocuklarına, o da yoksa ana babasına, o da yoksa kardeşlerine verilir. Cenazenin bu kişiler dışında gerçek veya tüzel kişiler tarafından kaldırıldığının belgelenmesi durumunda, masraflar gerçek veya tüzel kişilere ödenir. Cenaze ödeneğinin sayılan kişilere ödenememesi ve sigortalının cenazesinin gerçek veya tüzel kişiler tarafından kaldırılması durumunda, onaylanan tarifeyi geçmemek üzere belgelere dayanan masraflar, masrafı yapan gerçek veya tüzel kişilere ödenir. 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanununa tabi sigortalıların cenaze ödeneği kişinin emekli aylığından az olmamak üzere makam, temsil ve görev tazminatı gibi tazminatlar hariç 2021 yılı için TL’dir. Cenaze ödeneğinde zaman aşımı, hakkın doğduğu tarihten itibaren beş yıldır. _____________________________________________________________________________ Ölüm Sigortasından sağlanan yardımlar nelerdir? Ölüm Sigortası Ölüm sigortasından sağlanan yardımlar Ölüm sigortasından; Ölüm aylığı, Ölüm toptan ödemesi, Evlenme ödeneği, Cenaze ödeneği, yardımları yapılmaktadır. Yararlanma şartları Sigortalıya ilişkin koşullar Hak sahiplerine ölüm sigortasından aylık bağlanmasında gerek sigortalıya gerekse hak sahiplerine ilişkin koşullar değerlendirilirken sigortalıların öldüğü tarihte geçerli olan mevzuat esas alınacaktır. 2008/Ekim ayı başından önce ölen 4/1-a ve 4/1-b kapsamındaki sigortalıların hak sahiplerine mülga kanun hükümlerine göre, 2008/Ekim sonrası ölen sigortalıların hak sahiplerine ise Kanun hükümlerine göre ölüm aylığı bağlanacaktır. Bu itibarla, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre, Kanunun yürürlük tarihinden sonra ölen sigortalıların hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için; En az 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4/1-a sigortalıları için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş, Kanunun 47 nci maddesinde belirtilen sebeplerle kazaya uğramış, malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı almakta iken veya malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanmış olup henüz işlemi tamamlanmamış, Bağlanmış bulunan malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı, sigortalı olarak çalışmaya başlamaları sebebiyle kesilmiş, olması şartları aranmaktadır. Ölüm aylığı bağlanabilmesi için sadece 4/1-a sigortalıları için öngörülen her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması şartında; gerek ölen sigortalı tarafından, gerekse hak sahipleri tarafından yapılan tüm borçlanmalar bu şartların oluşmasında dikkate alınmayacaktır. Ancak, 1/10/2008 tarihinden önce ölen sigortalıların 900 gün hesabında borçlanılan tüm süreler dikkate alınacaktır. Örnek 1 4/9/2009 tarihinde ölen sigortalının 500 gün 4/1-a kapsamında hizmeti, 540 gün de sağlığında kendisi tarafından yapılan askerlik borçlanması hizmeti bulunmaktadır. Bu durumda, ölen sigortalının borçlanma süresi hariç en az 900 prim ödeme gün koşulunun bulunmaması nedeniyle hak sahiplerine aylık bağlanamayacaktır. Örnek 2 Sigortalı 22/10/2009 tarihinde vefat etmiş olup, ölüm tarihinde 1/1/2006- 30/8/2008 süresinde toplam 910 gün hizmeti bulunmaktadır. Bu durumda, 900 prim ödeme gün koşulu yerine gelmekle birlikte, 5 yıllık sigortalılık süresi şartı yerine gelmediğinden hak sahiplerine aylık bağlanamayacaktır. Örnek 3 25/2/2008 tahinde ölen ve 4/1-a kapsamında 500 gün hizmeti olan sigortalının hak sahibi, sigortalının yurtdışında geçen 400 günlük hizmet süresini borçlanmış ve borçlanma bedelini 7/4/2009 tarihinde ödeyerek aylık talebinde bulunmuştur. 5 yıllık sigortalılık süresi şartının da bulunması halinde, 1/5/2009 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanacaktır. Diğer taraftan, Kanunun 32 nci maddesindeki ölüm aylığı bağlanabilmesi için aranan 1800 prim gün koşulu 4/1-a, 4/1-b ve 4/1-c sigortalıları için geçerli olup, 1800 prim gün koşulunun oluşmasında, gerek ölen sigortalının gerekse hak sahiplerinin yaptıkları tüm borçlanmalar dikkate alınacaktır. Bu koşulun tek başına yerine gelmesi yeterli olup ayrıca, sigortalılık süresi aranmayacaktır. 4/1-c sigortalıları açısından Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümleri saklıdır. Kanunun 4/1-a, 4/1-b ve 4/1-c bentlerinden birden fazlasına tabi olarak çalışmış olan sigortalının ölümü halinde, en son tabi olduğu sigortalılık hali esas alınarak hak sahiplerine aylık bağlanacaktır. Ölüm aylığı bağlanması koşullarından 1800 prim ödeme gün veya 5 yıllık sigortalılık süresi ve en az 900 prim ödeme gün sayısı şartlarının yerine gelmesinde, sigortalının varsa birden fazla sigortalılık haline göre hizmetleri dikkate alınacak ve en son tabi olduğu sigortalılık haline göre aylık bağlanacaktır. Sigortalılık hallerinin birleşmesi sonucunda son tabi olunan sigortalılık haline göre aylığa hak kazanılamaması halinde, bu defa diğer sigortalılık hallerindeki hizmetlere göre ayrı ayrı değerlendirme yapılarak, aylığa hak kazanacağı sigortalılık hali esas alınarak aylık bağlanacaktır. Örnek 4 Ölen sigortalının 910 gün 4/1-a kapsamında, 200 gün 4/1-b kapsamında hizmeti olup, son sigortalılık hali 4/1-b dir. Hak sahiplerine son sigortalılık hali olan 4/1-b ye göre aylık bağlanabilmesi için 1800 prim gün sayısının tamamlanması gerekmektedir. Hak sahipleri tarafından 600 gün askerlik borçlanması yapılsa dahi 1800 prim gün sayısı tamamlanamadığından 4/1-b sigortalılık haline göre aylık bağlanamamaktadır. Bu durumda hizmetler ayrıştırılarak 5 yıllık sigortalılık süresi ve 900 gün koşuluna göre 4/1-a kapsamında aylık bağlanacak ve aylık bağlama işleminde 4/1-b kapsamındaki hizmetler dikkate alınmayacaktır. Hak sahiplerine ilişkin koşullar Kanunun 3 üncü maddesinin 7 numaralı bendinde hak sahibi kavramı; “Sigortalının veya sürekli iş göremezlik geliri ile malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı almakta olanların ölümü halinde, gelir veya aylık bağlanmasına veya toptan ödeme yapılmasına hak kazanan eş, çocuk, ana ve babası” olarak tanımlanmıştır. Diğer taraftan, Kanunun 56 ncı maddesinde, ölen sigortalının hak sahiplerinden; Kendisinden aylık bağlanacak sigortalıyı veya gelir ya da aylık bağlanmış olan sigortalıyı kasten öldürdüğü veya öldürmeye teşebbüs ettiği veya bu Kanun gereğince sürekli iş göremez hale veya malul duruma getirdiği, Kendisinden aylık bağlanacak sigortalıya veya gelir ya da aylık bağlanmamış olan sigortalıya veya hak sahibine karşı ağır bir suç işlediği veya bunlara karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemesi nedeniyle ölüme bağlı bir tasarrufla mirasçılıktan çıkarıldıkları, hususunda kesinleşmiş yargı kararı bulunan kişilere gelir veya aylık ödenmeyeceği öngörülmüştür. Kanuna göre ölüm tarihi Kanunun yürürlük tarihinden sonra olan sigortalıların hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanırken aranan şartlar aşağıda belirtilmiştir. Eşe aylık bağlama şartları Sigortalının ölümü ile dul kalan eşe aylık bağlanabilmesi için, ölüm tarihinde sigortalı ile Türk Medeni Kanununa uygun olarak evlilik ilişkisinin bulunması gerekmektedir. Çocuklara aylık bağlama şartları Ölüm aylığı bağlanmasında evlilik bağı içinde doğan çocuklar ile sigortalı ve eşi tarafından evlat edinilmiş, tanınmış veya nesebi düzeltilmiş yahut babalığı hükme bağlanmış çocuklar da hak sahibi sayılmaktadır. Ölüm aylığına hak kazanma şartları yönünden çocuklar için ortak koşul; Hizmet akdi ile çalışmamakla birlikte, ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde iş kazası ve meslek hastalığı ile analık sigortasına tabi çalıştırılan hükümlü ve tutuklular, Haklarında iş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık sigortası hükümleri uygulanan, 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde mesleki eğitim gören öğrenciler; haklarında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulanan meslek liselerinde okumakta iken veya yüksek öğrenimleri sırasında staja tabi tutulan öğrenciler ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 46 ncı maddesine tabi olarak kısmi zamanlı çalıştırılan öğrencilerden aylık prime esas kazanç tutarı, 82 nci maddeye göre belirlenen günlük prime esas kazanç alt sınırının otuz katından fazla olmayanlar, Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan ve haklarında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulanan kursiyerler, hariç olmak üzere, Kanun veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olmasıdır. Çocuklara ilişkin diğer koşullar, çocuğun kız veya erkek veya malul olmasına göre farklılıklar göstermektedir. Erkek çocuklar Erkek çocuklara ölüm aylığı bağlanabilmesi için öğrenci değilse 18, orta öğrenim yapması halinde 20, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmamış olması şarttır. Orta öğrenimin 20, yüksek öğrenimin ise 25 yaşından önce bitirilmesi halinde, ölüm aylıkları bu yaşlar beklenmeden kesilecek, erkek çocukların evlenmesi halinde aylıkları kesilmeyecektir. Kız çocuklar Kız çocuklarının yaşları ne olursa olsun evli olmaması, evli olmakla birlikte sonradan boşanması veya dul kalması şarttır. Kız çocukların hak sahibi olma şartları içerisinde belli yaşlara kadar öğrenci olma koşulu bulunmamaktadır. Malul çocuklar Ölüm aylığı, Kurum Sağlık Kurulu kararı ile çalışma gücünü en az % 60 oranında yitirip malul olduğu anlaşılan kız ve erkek çocuklarına bağlanacaktır. Malul çocuklarda, yaş, öğrencilik niteliği ve bekar olma şartları aranmaz. Ana ve babaya aylık bağlama şartları Bu başlık altında belirtilen hususlar “4/1-a ve 4/1-b Sigortalılarına İlişkin Tahsis Uygulamaları” konulu 22/06/2013 tarihli ve 2013/26 sayılı Genelge ile yürürlükten kaldırılmıştır. Kanuna göre ana ve babaya ölüm aylığı bağlanma şartları, Kanunun yürürlük tarihi olan 2008 yılı Ekim ayı başından özel sektör için 1/10/2008, kamu sektörü için 15/10/2008 sonra ölen sigortalılar için uygulanacaktır. Söz konusu madde hükmü gereği ana ve babaya aylık bağlanabilmesi için; Her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olması, Diğer çocuklarından hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması, Hak sahibi eş ve çocuklardan artan hissenin bulunması 65 yaşın üstünde olması halinde artan hisse şartı aranmaz, şartları aranmaktadır. Öte yandan, 6/8/2003 ila 2008/Ekim ayı arasında vefat eden sigortalılardan dolayı mülga kanun hükümlerine göre, bir veya birden fazla çocuktan aylık veya gelir almaya hak kazanan ana ve babaya; ilk hak kazanılan gelir veya aylık bağlanarak diğer hak kazanılan gelir ve aylıklar bağlanamamakta iken, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ölen sigortalılar için ana ve babaya gelir/aylık bağlama şartlarında değişiklik olmuştur. Buna göre, Kanunun 34 üncü maddesi gereğince hak sahibi eş ve çocuklardan artan hissenin bulunması 65 yaşın üstünde olması halinde artan hisse şartı aranmaz halinde, her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklarından hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması şartıyla ana ve babaya gelir/aylık bağlanmakta olup, anılan Kanun maddesine göre ana ve babaya diğer çocuklarından dolayı bağlanan veya bağlanacak gelir veya aylıkların dahi ana ve babaya bağlanacak gelir veya aylığın bağlanmasına engel teşkil etmemesi ve hem gelire hem aylığa hak kazanılması halinde gelir/aylık başlangıç tarihlerinin aynı olması gelir başlangıç tarihinin de ay başı olması nedenleriyle, aynı çocuktan dolayı hem gelire hem aylığa hak kazanan ana ve babaya Kanunun 54 üncü maddesi hükümleri dikkate alınarak hem gelir hem aylık bağlanacaktır. Diğer taraftan, 4/1-a veya 4/1-b kapsamındaki sigortalılardan 2008/Ekim ayı başından sonra ölenlerden dolayı ölüm gelir/aylık talebinde bulunan ana ve babalar hakkında alınan Tahsis Talep ve Beyan ve Taahhüt Belgesine istinaden; Öncelikle, 65 yaşından küçük ana ve baba için artan hissenin bulunup bulunmadığına bakılarak artan hisse bulunmaması halinde talep başka araştırma yapılmadan reddedilecektir. 65 yaşından büyük ana ve babalar için artan hisseye bakılmayacaktır. Örnek 1 1/2/2010 tarihinde ölen sigortalının ölüm tarihinde hak sahibi olarak eş ve 2 çocuğu bulunmaktadır. Bu durumda eşe % 50, çocuklara ise % 25 er oranında aylık bağlanacağından artan hisse bulunmamakta olup, ölüm aylığı talebinde bulunan ana veya babaya aylık bağlanmayacaktır. İkinci olarak, ana ve babanın diğer çocuklarından aldıkları gelir/aylıklar hariç olmak üzere gelir/aylık alıp almadıkları ayrı ayrı araştırılacaktır. Araştırma sonucunda miktarına bakılmaksızın gelir/aylık aldığı anlaşılan ana veya babanın talebi reddedilecektir. Sözleşme aylıkları kısmi aylıklar da bu kapsamda değerlendirilecektir. Ayrıca, 2022 sayılı Kanuna göre aylık alan ana veya babanın tercihi alınarak 2022 aylığının kesilmesini müteakip aylık bağlama işlemleri sonuçlandırılacaktır. Örnek 2 Sigortalı 12/5/2010 tarihinde ölmüş olup, ölüm aylığı talebinde bulunan ana ve baba arasında evlilik birliği mevcuttur. Baba kendi çalışmalarından dolayı 530 TL yaşlılık aylığı almaktadır. Bu durumda, babaya aylık alması nedeniyle ölüm aylığı bağlanmayacak, anneye ise, her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirin asgari ücretin net tutarından daha az olup olmadığı hususunda sosyal güvenlik kontrol memurları ile sosyal güvenlik denetmenleri aracılığı ile tespit yapıldıktan sonra % 25 oranında aylık bağlanacaktır. Üçüncü olarak, ana ve babanın her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olup olmadığının tespiti için öncelikle ana ve babanın daimi olarak oturdukları yerin bağlı bulunduğu il veya ilçe idare kurullarınca alınacak muhtaçlık kararına ilişkin belgenin temini yoluna gidilecek, temin edilememesi halinde, tespit işlemi Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurları aracılığı ile yapılacaktır. Ana ve baba arasında evlilik bağının bulunması halinde bu tespit, her ikisinin elde ettiği kazanç ve iratlar toplamının ikiye bölünmesi suretiyle yapılacaktır. Ancak, kazanç ve iratların tespitinde diğer çocuklardan dolayı alınan gelir/aylıklar dikkate alınmayacaktır. Yine, ülkemizle sosyal güvenlik sözleşmesi bulunan veya bulunmayan ülkelerin sosyal güvenlik kurumlarından aylık alan ana ve babaların bu aylıkları her türlü kazanç ve irat kapsamında değerlendirilecek olup, Almanya ve Bulgaristan tarafından bağlanan aylıkları Kurum aracılığı ile ödenenlerin gelir ve aylık tutarları, Kurum internet sayfasında “Emekli” başlığı altındaki “Almanya/Bulgaristan Rant ve Kaza Emekli Ödemeleri” bölümüne giriş yapılarak sorgulanacaktır. Sorgulama Dİ/DK/BI/BK rumuzları, dosya numarası ve cinsiyet kodu girilmek suretiyle yapılacaktır. Yabancı ülke sosyal güvenlik kurumlarınca bağlanan gelir/aylıkları Kurum aracılığı ile ödenmeyenlerin ise beyanları esas alınmak suretiyle işlem yapılacaktır. Ana ve babaya düşen pay asgari ücretin net tutarının üzerinde ise talepler reddedilecektir. Örnek 3 22/7/2009 tarihinde ölen sigortalının hak sahibi olarak eşi ve bir çocuğu bulunmaktadır. Sigortalının aralarında evlilik birliği olan ana ve babası ölüm aylığı talebinde bulunmuştur. Baba kendi çalışmalarından dolayı 850 lira yaşlılık aylığı almakta, ayrıca tapusu kendisine ait işyerinden dolayı lira kira geliri bulunmaktadır. Annenin üzerine kayıtlı mal varlığı ve gelir/aylığı bulunmamaktadır. Bu durumda, öncelikle artan hisse olup olmadığı hususuna bakılmış ve artan hissenin olduğu görülmüştür. İkinci olarak, ana ve babanın diğer çocuklarından aldıkları hariç olmak üzere gelir/aylık alıp almadığı araştırılacaktır. Baba yaşlılık aylığı aldığından talebi reddedilecektir. Anne herhangi bir gelir veya aylık almadığından, muhtaçlık belgesi istenecek, temin edilememesi durumunda her türlü kazanç ve irattan elde ettiği gelirin asgari ücretin net tutarı olan 521,89 liranın altında olup olmadığı araştırılacaktır. Ana ile baba arasında evlilik birlikteliği olduğundan, eve giren gelir toplam olarak değerlendirilip ikiye bölünecektir. 850 lira yaşlılık aylığı + lira kira geliri = 925 aile içindeki gelirden anneye düşen pay asgari ücretin net tutarının üzerinde olduğu için annenin talebi de reddedilecektir. Örnek 4 3/5/2010 tarihinde ölen sigortalının geride hak sahibi olarak eşi ve bir çocuğu bulunmaktadır ve sigortalının aralarında evlilik birliği bulunmayan ana ve babası ölüm aylığı talebinde bulunmuştur. Anne ve baba ölen diğer çocuklarından dolayı 500 er lira aylık almakta, babanın ayrıca tapusu kendisine ait işyerinden dolayı lira kira geliri bulunmaktadır. Bu durumda; öncelikle artan hisse olup olmadığı hususuna bakılmış ve artan hissenin olduğu, gelir veya aylık alıp almadıklarına bakıldığında ise, ölen diğer çocuklarından dolayı aldıkları aylık dışında gelir ve aylık almadıkları anlaşılan ana ve babadan muhtaçlık belgesi istenecek, temin edilememesi durumunda her türlü kazanç ve irattan elde ettiği gelirin asgari ücretin net tutarının altında olup olmadığı araştırılacaktır. Anne ile baba arasında evlilik birlikteliği olmadığından her birinin kazanç ve irattan elde ettiği geliri ayrı ayrı değerlendirilecektir. Annenin ayrıca bir kazancı yok iken, babanın diğer çocuğundan aldığı aylık değerlendirme dışı bırakıldığında 1500 TL kira geliri bulunmaktadır. Bu durumda, anneye aylık bağlanacak ancak, babanın 1500 TL kira geliri 2010 yılın ilk yarısı için belirlenen asgari ücretin net tutarının üzerinde olduğundan talebi reddedilecektir. Ana ve babaların her türlü kazanç ve irattan elde etmiş oldukları gelirin asgari ücretin net tutarından daha az olup olmadığının tespiti sosyal güvenlik kontrol memurları ile sosyal güvenlik denetmenleri aracılığı ile yaptırılacak araştırmaya göre tespit edilecektir. Araştırma sonuçlanıncaya kadar ana ve babanın gelir/aylık bağlama işlemi yapılmayacaktır. Ancak, araştırmanın sosyal güvenlik kontrol memurları ile sosyal güvenlik denetmenlerine talebin havale edildiği tarihten itibaren en geç 1 ay içerisinde sonuçlanması sağlanacaktır. Aynı sigortalıdan dolayı ana ve baba dışında başka hak sahiplerinin gelir/aylık taleplerinin bulunması halinde bunların işlemleri araştırma sonucu beklenmeden sonuçlandırılacaktır. Ölüm aylığı başvurusu Ölen sigortalıdan dolayı hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için hak sahiplerinin örneği Kurumca hazırlanan tahsis talep dilekçesi ile Kuruma başvurması şarttır. Dilekçeye; 18 yaşını doldurmayanlar hariç, ortaöğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmayan erkek çocukların ilgili öğretim kurumundan alacakları öğrenci belgesi, 15 yaşından küçük çocuklar hariç olmak üzere bir adet belgelik fotoğraf, Malul çocuklar için sağlık kurulu raporu, Hak sahibi anne ve babalar için alınabiliyorsa il ve ilçe idare kurullarınca verilecek muhtaçlık kararı, eklenecektir. Ölüm aylığının başlangıcı Kanunun 35 inci maddesinde, ölüm sigortasından sigortalının hak sahiplerine bağlanacak aylıkların, sigortalının ölüm tarihini veya hak sahibi olma niteliğinin ölüm tarihinden sonra kazanılması halinde, bu niteliğin kazanıldığı tarihi takip eden ay başından itibaren başlatılacağı, aylığın kesilmesine yol açan sebebin ortadan kalkması ile yeniden hak sahibi niteliğinin kazanılması halinde ise 34 üncü maddede belirtilen şartlar saklı kalmak kaydıyla, müracaat tarihini takip eden ay başından itibaren yeniden aylık bağlanacağı öngörülmüştür. Buna göre; Sigortalının öldüğü tarihte hak sahibi olup, bu niteliğin kaybedilmesi ve daha sonra tekrar hak sahibi durumuna girilmesi halinde, ölüm aylıkları, hak sahibi olma niteliğinin kazanıldığı tarihi takip eden aybaşından değil, hak sahiplerinin müracaat tarihlerini takip eden aybaşından başlatılacaktır. Bu durum, ölüm gelirleri için de 1 Sigortalı B, 11/12/2008 tarihinde vefat etmiştir. Sigortalının hak sahibi kızına ölüm tarihini takip eden aybaşı olan 1/1/2009 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanmıştır. Hak sahibi kız çocuğunun 14/2/2009 tarihinde çalışmaya başlaması nedeniyle ölüm aylığı bu tarihi takip eden ödeme dönemi itibariyle kesilmiştir. Kız çocuğu 20/5/2009 tarihinde çalıştığı işten ayrılarak 12/6/2009 tarihinde tahsis talebinde bulunmuş olup, tarafına talebini takip eden aybaşı yani 1/7/2009 tarihi itibariyle ölüm aylığı 2 Sigortalı C, 10/10/2009 tarihinde vefat etmiştir. Babasının ölüm tarihinde evli olan kız çocuğu 2/3/2010 tarihinde boşanmış ve 16/6/2010 tarihinde tahsis talebinde bulunmuştur. Hak sahibi kız çocuğuna boşandığı tarihi takip eden aybaşı yani 1/4/2010 tarihi itibariyle ölüm aylığı bağlanacaktır. Kurumdan malullük veya yaşlılık aylığı almakta iken ölen sigortalının hak sahiplerinin aylıkları da, sigortalının ölüm tarihini takip eden ay başından başlatılacaktır. Kanunun 4/1-b bendine göre sigortalı sayılanların hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için ölen sigortalının genel sağlık sigortası primi dahil, prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması Kanunun yürürlük tarihinden sonra ölen sigortalının ölüm tarihinde prim borçlarının bulunması halinde, hak sahiplerine prim borçlarını ödemeden aylık bağlama işlemi yapılmayacak ve ölüm aylığı prim borçlarını ödedikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlatılacaktır. Sigortalıların ölüm tarihinde 1800 günden fazla primi ödenmiş süresinin bulunması aylıkların ölüm tarihini takip eden aybaşından itibaren başlatılması için yeterli sayılmayacaktır. Örnek 1 Sigortalı 12/3/2009 tarihinde vefat etmiş olup öldüğü tarihte 4300 gün hizmeti bulunmakla birlikte prim borcu da bulunmaktadır. Hak sahipleri 20/5/2009 tarihinde prim borçlarını ödemişlerdir. Bu durumda hak sahiplerine prim borcunu ödedikleri tarihi takip eden aybaşı olan 1/6/2009 tarihi itibariyle aylık 2 21/2/2009 tarihinde vefat eden 4/1-b sigortalısının 3800 prim ödeme gün sayısı ve bu hizmetlere ilişkin prim borcu bulunmaktadır. Hak sahipleri prim borçlarını 30/4/2009 tarihinde ödemiştir. Bu durumda ölüm aylığı prim borçlarının ödendiği tarihi takip eden aybaşı olan 1/5/2009 tarihi itibariyle başlatılacaktır. 4/1-b kapsamında geçen hizmetlerle 4/1-a ve 4/1-c kapsamında aylık bağlanacağı durumlarda, ölüm tarihinde, sigortalının 4/1-b kapsamında geçen hizmetlere ilişkin borcunun bulunması halinde, ölüm aylıkları prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödendiği tarihi takip eden aybaşından başlatılacaktır. Bu uygulama, 2008/Ekim ve sonrasında ölen sigortalıların hak sahiplerine bağlanacak ölüm aylıkları için yapılacaktır. 4/1-b kapsamında ticari faaliyetine devam edeceğini belirterek 4/1-a kapsamında yaşlılık sigortasından tahsis talebinde bulunan ve talep tarihinde prim borçlarının bulunması nedeniyle aylık bağlama işlemi sonuçlandırılamayan sigortalıların borçlarını ödemeden vefat etmeleri halinde, bunların 4/1-b kapsamındaki sigortalılıkları ölüm nedeniyle sona ereceğinden; Ölüm tarihine kadar hizmetlerinin dikkate alınması, Ölüm sigortasında son sigortalılık haline göre aylık bağlanacağından ve bu durumda iken ölen sigortalıların faaliyetlerinin devam etmesi nedeniyle son sigortalılık halinin 4/1-b olması, Bunların hak sahiplerinin prim borçlarını ödemesi koşuluyla prim borçlarının ödendiği tarihi takip eden aybaşından itibaren 4/1-b kapsamında ölüm aylığı bağlanması, gerekmektedir. Söz konusu Kanun hükmünden yararlanmak suretiyle askerlik borçlanması yaparak ölüm aylığı talebinde bulunan hak sahiplerine sigortalının ölüm tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükümlerine göre borcun ödendiği tarihi takip eden aybaşından itibaren ölüm aylığı bağlanacaktır. Ölüm sigortasında, sigortalıların ölüm tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükümlerine göre aylık bağlanacağından, Devredilen Bağ-Kur Tahsisler Daire Başkanlığının 2002/33 sayılı Genelgesinin “ 619 sayılı KHK 4/10/2000 tarihinden sonra” bölümünün c bendi, Kanunun yürürlük tarihi olan 1/10/2008 tarihi itibariyle uygulamadan 1 tarihi 1/1/1996 Terk tarihi 31/12/1997 Hizmet süresi 2 yıl Ölüm tarihi 1/6/1999 Askerlik 25/6/2000 Hak sahipleri askerlik borçlanması yapmak suretiyle ölüm aylığı bağlanmasını talep etmektedir. Ancak sigortalı öldüğü tarihte aktif sigortalı olmadığından yürürlükte bulunan 1479 sayılı Kanunun ek 9 uncu maddesi gereğince hak sahibinin borçlanma talebi reddedilmiştir. Örnek 2 tarihi 1/1/1996 Terk tarihi 31/12/1997 Hizmet süresi 2 yıl Ölüm tarihi 1/6/1999 Askerlik 22/6/2009 Borç. ödediği tarih 1/7/2009 Aylık başlangıç tarihi 1/8/2009 Hak sahiplerinin askerlik borçlanma talep tarihinin Kanunun yürürlük tarihinden sonra olması ve Kanunda borçlanma için ölüm tarihinde aktif sigortalılık şartı aranmaması nedenleriyle hak sahiplerine borçlanma yaptırılacak ve ölüm aylığı bağlanmasında sigortalının ölüm tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat gereği 3 yıllık hizmet süresi koşulu borçlanma ile yerine geldiğinden, ölüm aylığı borçlanma bedelinin ödendiği tarihi takip eden aybaşından itibaren başlatılacaktır. Hak sahiplerine paylaştırılması Ölüm aylığından yararlanan eş, çocuk, ana ve babaların aylıktaki hisseleri farklılıklar göstermektedir. Eş ve çocuklara bağlanan aylıklar toplamı, sigortalının aylığını aşarsa bunların aylıkları hisseleriyle orantılı olarak indirilecektir. Kanunun yürürlüğe girdiği 1/10/2008 tarihinden önce 1479 ve 2926 sayılı kanunların ilgili maddelerine göre, sigortalıların gerek kendilerinin gerekse ölümleri halinde hak sahiplerinin askerlik borçlanması yapabilmesi için borçlanma tarihinde veya ölüm tarihinde aktif sigortalı olma şartı arandığından, anılan kanunlara göre aktif sigortalı olmamaları nedeniyle askerlik borçlanma talepleri reddedilenlerin, Kanunun yürürlük tarihinden sonra anılan Kanunun 41 inci maddesine göre gerek kendilerince gerekse hak sahiplerince yapılan talepleri kabul edilerek borçlanma işlemleri sonuçlandırılacaktır. Eşe bağlanacak aylığın oranı Sigortalının dul eşine % 50 si; aylık bağlanmış çocuğu bulunmayan dul eşine ise Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının a, b ve e bentleri hariç Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaması veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olması halinde % 75 i oranında aylık bağlanacaktır. Çocuklara bağlanan aylıkların oranı Ölen sigortalının hak sahibi durumundaki çocuklarına erkek, kız ve malul çocuklar bağlanan ölüm aylığının oranı, her çocuk için % 25 tir. Ancak, çocuklardan, sigortalının ölümü ile anasız ve babasız kalan veya sonradan bu duruma düşenlerle, ana ve babaları arasında evlilik bağı bulunmayan veya sigortalının ölümü tarihinde evlilik bağı bulunmakla beraber ana veya babaları sonradan evlenenler ile kendisinden başka aylık alan hak sahibi bulunmayanların her biri için ölüm aylığı oranı % 50 dir. Sigortalı tarafından evlat edinilmiş, tanınmış veya nesebi düzeltilmiş yahut babalığı hükme bağlanmış çocuklar da yukarıda belirtilen oranlara göre ölüm aylığından yararlanacaktır. Ana ve babaya bağlanan aylıkların oranı Sigortalının ölüm tarihinde veya sonradan eşine ve çocuklarına bağlanması gereken aylıkların toplamı hesaplanan ölüm aylığından; Az olursa, artan bölümü, ölüm aylığına hak kazanan ana ve babasına eşit paylar halinde ödenecektir. Ancak, ana ve babanın her birinin hissesi ölüm aylığının % 25 ini geçmeyecektir. Ana ve babanın toplam hissesi % 25 olduğu için, ana ve babanın her ikisinin de aylığa hak kazanması halinde hisseleri % 12,5, sadece birinin aylığa hak kazanması halinde ise hissesi % 25 olacaktır. Diğerinin daha sonra tekrar gelire girmesi halinde hisse % 12,5 e düşecektir. Sigortalının ana ve babasına ölüm aylığı bağlanmasında artan hissenin bulunması koşulu sigortalının ölüm tarihi ile sınırlı tutulmamıştır. Diğer bir ifadeyle, ana ve babanın müracaatında artan hisse bulunmamakla birlikte daha sonra artan hissenin ortaya çıkması halinde, aylık bağlanacak, artan hissenin ortadan kalkması halinde ise aylıkları durum değişikliğini takip eden ödeme dönemi itibariyle kesilecektir. Evlenme ödeneği verilmesi Kanunun 37 nci maddesine göre evlenmeleri nedeniyle gelir ve aylıkları kesilmesi gereken kız çocuklarına evlenmeleri ve talepte bulunmaları halinde, almakta oldukları gelir veya aylıklarının ek ödeme hariç iki yıllık tutarı bir defaya mahsus olmak üzere evlenme ödeneği olarak peşin ödenecektir. Örnek Hak sahipleri Eş ve 3 öz çocuk Hisseler 2/5- 1/5 – 1/5 – 1/5 Kız çocuğun evlenme tarihi 2/6/2009 Tahsis numarasını son rakamı 5 2009/ Haziran ayında ödenen aylık miktarları Eş 280,38 TL Çocuklar 140,19 TL Kurumuzdan aylık almakta iken 2/6/2009 tarihinde evlenen kız çocuğuna almakta olduğu aylığın iki yıllık tutarı evlenme ödeneği olarak ödenecektir. Evlenme ödeneği 140,19 x 24 = TL dir. Hesaplanan bu miktar bir defaya mahsus olmak üzere evlenme ödeneği olarak verilecektir. Kanunun yürürlük tarihinden önce ölen 4/1-b sigortalılarının hak sahibi kız çocuklarının aylık almakta iken Kanunun yürürlük tarihinden sonra evlenmeleri halinde, bunlara da Kanunun 37 nci maddesi uyarınca evlenme ödeneği verilecektir. Evlenme ödeneği verilen kız çocuklarının gelir ve aylıkları, evlenme tarihini izleyen ödeme dönemi başından itibaren durdurulacak, gelir ve aylıkların durdurulduğu tarihten iki sene sonra da kesilecektir. Evlenme ödeneği verilmesi halinde diğer hak sahiplerinin gelir ve aylıkları, evlenme ödeneği verilen sürenin bitimini takip eden ödeme döneminden itibaren yeniden belirlenecektir. Evlenme ödeneği alan hak sahibinin gelir ve aylığının kesildiği tarihten itibaren iki yıl içerisinde yeniden hak sahibi olması halinde, bu süre içinde tekrar gelir ve aylık bağlanmayacak, bu gibi durumlarda kız çocuklarına bağlanacak ölüm gelir ve aylıklarının başlangıcı, iki yıllık sürenin dolduğu tarihi takip eden aybaşı olacaktır. Anne veya babasından dolayı tarafına evlenme ödeneği verilen kız çocuğunun iki yıl içerisinde eşinin ölümü halinde, eşten dolayı tarafına ölüm aylığı bağlanacaktır. 4/1-a ve 4/1-b sigortalılarının hak sahibi kız çocukları evlenme ödeneği taleplerini Tahsis Talep ve Beyan Taahhüt Belgesi ile yapacaklardır. Evlenme tarihi nüfus kütüğüne işlenmemişse, evlenme cüzdanının bir örneğinin de Kuruma verilmesi zorunludur. Cenaze ödeneği verilmesi Kanunun cenaze ödeneği verilmesine ilişkin 37 nci maddesi gereğince cenaze ödeneği; İş kazası veya meslek hastalığı sonucu, Sürekli iş göremezlik geliri, malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı almakta iken, Kendisi için en az 360 gün malullük yaşlılık ve ölüm sigortası primi bildirilmiş iken, ölen sigortalının hak sahiplerine verilecektir. 360 gün malullük, yaşlılık ve ölüm primi bildirilmiş olanların hak sahiplerine cenaze ödeneği verilmesi için ölüm tarihinde sigortalı olma şartı aranmayacaktır. Cenaze ödeneği sigortalının sırasıyla eşine, yoksa çocuklarına, o da yoksa ana veya babasına, o da yoksa kardeşlerine verilecektir. Cenazenin bu kişiler dışında gerçek veya tüzel kişiler tarafından kaldırıldığının belgelenmesi durumunda, cenaze ödeneği tutarını geçmemek üzere belgelere dayanan tutar, masrafı yapan gerçek veya tüzel kişilere ödenecektir. Cenaze ödeneği için, hak sahiplerince ölüm tarihini belirten bir dilekçe ile Kuruma başvurulması şarttır. Sigortalının ölüm tarihi nüfus kütüğüne kaydedilmemişse, dilekçeyle birlikte sigortalının ölüm tarihini belirten ilgili makamlarca usulüne göre düzenlenen bir belgenin defin ruhsatı, ölüm tutanağı …vs. Kuruma verilmesi gerekmektedir. Cenaze ödeneği, Kurum Yönetim Kurulunca belirlenip Bakan tarafından onaylanan tarife üzerinden ödenecektir. Buna göre cenaze ödeneği miktarları yıllar itibariyle Genelge Eki Ek-4 tabloda gösterilmiştir. Cenaze ödeneği, 4/1-a sigortalılarından; 1/1/2009 tarihinden önce ölenlerin hak sahiplerine, “g cics”, ”OD00”, ” Yardımı İşlemleri” programı, 1/1/2009 tarihinden sonra ölenlerin hak sahiplerine ise “ “SSK/Tahsis İşlemleri” menüsünde yer alan “Kanuna Göre Cenaze Ödeneği Programı” kullanılmak suretiyle ödenecektir. Ancak söz konusu program web tabanlı olup, gelirden çıkma işleminin yapıldığı programla arasında entegrasyon olmadığından, sigortalıların hak sahiplerine cenaze ödeneği ödenmeden önce mutlaka gelirden çıkma işleminin yapılması gerekmektedir. Kanunun 4/1-a bendi kapsamındaki sigortalılarının hak sahiplerine yapılacak cenaze ödenekleri PTT şubeleri aracılığı ile 4/1-b kapsamındaki sigortalıların hak sahiplerine yapılacak cenaze ödenekleri ise Ziraat Bankası şubeleri aracılığıyla yapılacaktır. Ölüm aylığı bağlama işlemlerinde dikkat edilecek hususlar Sosyal güvenlik merkezlerince hak sahiplerine gelir/aylık bağlama işlemi yapılarak Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğüne gönderilen ölüm dosyalarının incelenmesinde; Kanunun 4/1-a bendi kapsamındaki sigortalılar için gerek pasif gerekse aktif ölüm ilk karar aylık bağlama işlemleri sırasında; Hak sahibi eşe aylık bağlanırken, eşin çalışması veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir/aylık alması halinde eş kodunun yanlış girildiği, Hak sahibi erkek çocuklardan, orta öğrenime 20, yüksek öğrenime 25 yaşlarını tamamlamadan kayıt yaptıranların durum kodları ile muhtemel mezuniyet tarihlerinin sisteme kaydedilmediği, Hak sahibi kız çocuklarının gelir/aylık bağlama işlemleri sırasında 4/1-a haricinde 4/1- ve 4/1-c kapsamına tabi çalışıp çalışmadıkları hususunda araştırma yapılmadığı, Hak sahibi eşin 4/1-a kapsamında gelir/aylık alması halinde SYZ E/H kodunun hatalı girildiği, 506 sayılı Kanunun Kanunla mülga 92, 93 ve 96 ncı maddeleri gereği karşılığı bulunan dosyalarda pasif ve aktif ölüm ilk karar programlarında “T/Y” ve “A/S” kodlarının doğru girilmediği, ayrıca her iki dosyadan SYZ ödendiği, Eş ve çocuklar dışında ana ve babanın ölüm gelir/aylığı talebinde bulunduğu hallerde, ana ve babanın ölüm aylığı müstahaklığı araştırılıncaya kadar diğer hak sahiplerine gelir/aylık bağlanmadığı, tespit edilmiştir. Buna göre, gerek hak sahiplerinin mağduriyetine neden olunmaması gerekse işlemlerin doğru yapılması açısından; Hak sahibi eşe aylık bağlanırken eşin çalışması veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir/aylık bağlanmış olması halinde eş kodunun “1” girilmesi, Hak sahibi erkek çocuklardan, orta öğrenime 20, yüksek öğrenime 25 yaşlarını tamamlamadan kayıt yaptıranların durum kodları ile muhtemel mezuniyet tarihlerinin sisteme kaydedilmesi, Hak sahibi kız çocuklarının gelir/aylık bağlama sırasında 4/1-a haricinde 4/1-b ve 4/1- kapsamına tabi çalışıp çalışmadıklarının mutlaka araştırılması, Hak sahibi eşin 4/1-a kapsamında gelir/aylık alması halinde SYZ’nin “H”, 4/1-b veya 4/1-c kapsamında gelir/aylık alması halinde SYZ’nin “E” olarak girilmesi, 506 sayılı Kanunun Kanunla mülga 92, 93 ve 96 maddeleri gereği karşılığı bulunan dosyalarda pasif ve aktif ölüm ilk karar programlarında “T/Y” ve “A/S” kodlarının doğru girilmesi ve SYZ nin her iki dosyadan ödenmemesine dikkat edilmesi, Eş ve çocuklar dışında ana ve babanın ölüm gelir/aylığı talebinde bulunduğu hallerde, ana ve baba dışında başka hak sahiplerinin gelir/aylık bağlama işlemlerinin araştırma sonucu beklenmeden sonuçlandırılması, hususlarına dikkat edilerek ölüm tahsis işlemleri sonuçlandırılacaktır. Ölüm aylığının kesilmesi, yeniden başlaması, durum değişiklikleri Ölüm olayı dışında sigortalının hak sahiplerine bağlanmış bulunan aylıkların hangi hallerde kesileceği ve hangi hallerde yeniden bağlanabileceği aşağıda açıklanmış olup, bu haller Kanunun yürürlük tarihinden sonra ölen sigortalılardan dolayı ölüm aylığı bağlanan hak sahipleri için geçerlidir. Kanunun yürürlük tarihinden önce ölen 4/1-a ve 4/1-b sigortalılardan dolayı ölüm aylığı bağlanan hak sahibi eş ve çocuklar ile ana ve babaların durum değişikliği nedeniyle aylıklarının artırılması, azaltılması kesilmesi ve yeniden bağlanmasında mülga kanun hükümleri uygulanacaktır. Ölüm aylığının kesilmesi ve yeniden başlaması Dul eşin aylıkları Sigortalının dul eşi evlendiğinde, bağlanmış bulunan ölüm aylığı evlenme tarihini takip eden dönem başından itibaren kesilecektir. Aylığın kesilmesine neden olan evlenmenin, ölüm veya boşanma nedeniyle son bulması halinde, kesilmiş bulunan aylık eşin talebi üzerine yeniden bağlanacaktır. Sonradan evlendiği eşinin ölümü nedeniyle, ikinci eşinden de ölüm aylığına hak kazanan dul eşe, bu aylıklardan tercih ettiği aylığı bağlanacaktır. Ayrıca, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eşlerin bağlanmış olan aylıkları kesilecek ve adlarına ödenmiş olan tutarlar Kanunun 96 ncı maddesine göre geri alınacaktır. Erkek çocukların aylıkları Erkek çocuklara bağlanan aylıklar; Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının a, b ve e bentleri hariç Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başladıkları, Kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlandığı, 18 yaşını, orta öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurdukları, tarihi izleyen ödeme dönemi başından kesilecektir. Orta öğrenimde 20 veya yüksek öğrenimde ise 25 yaşına gelmeden önce mezun olma, kendi isteği ile ayrılma, atılma gibi nedenlerle okulla ilişiği kesilenlerin aylıkları da ilişiğin kesildiği tarihten sonraki ödeme dönemi başından geçerli olmak üzere kesilecektir. Bu şekilde aylığı kesilenlerden yeniden öğrenime başlayanlara, yukarıda belirtilen yaş sınırları içinde kalmak ve talepte bulunmak koşuluyla yeniden aylık bağlanacaktır. Erkek çocukların evlenmeleri halinde aylıkları kesilmeyecektir. Kız çocukların aylıkları Kız çocuklarına bağlanan aylıklar; Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının a, b ve e bentleri hariç Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başladıkları, Kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlandığı, Evlendikleri, tarihi izleyen ödeme dönemi başından itibaren kesilecektir. Ölüm aylığının kesilmesine neden olan sebebin ortadan kalkması işten ayrılma, evliliğin son bulması, dul kalma ve bağlanan gelirin/aylığın kesilmesi halinde, müracaat tarihini takip eden ay başından itibaren yeniden aylık bağlanır. Ancak, evlenme ödeneği aldıktan sonra, evlenme tarihini izleyen ödeme dönemi başından başlamak üzere iki yıl içerisinde meydana gelen boşanma veya dul kalma halinde, bu süre içinde tekrar aylık ödenmediğinden, bu gibi durumlarda kız çocuklarına bağlanacak ölüm aylıkları, iki yıllık sürenin dolduğu tarihten itibaren başlatılacaktır. Evliliğin son bulması ile kocasından da aylık bağlanmasına hak kazanan kız çocuğuna tercih ettiği aylık bağlanacaktır. Kız çocukların boşanmaları nedeniyle ölüm aylığına hak kazanmaları halinde, aylığın başlangıç tarihi, boşanma ilamının kesinleştiği tarihe göre belirlenecektir. Ayrıca, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen kız çocukların bağlanmış olan aylıkları kesilecek ve adlarına ödenmiş olan tutarlar Kanunun 96 ncı maddesine göre geri alınacaktır. Malul çocukların aylıkları Malul çocuklara bağlanan aylıklar; Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının a, b ve e bentleri hariç Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başladıkları, Kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlandığı, Kanunun 94 üncü maddesine göre yapılan kontrol muayenesi sonucu Kurum Sağlık Kurulu kararı ile çalışma gücünü en az % 60 oranında yitirmediği tespit edilen çocukların yeni malullük durumuna esas tutulan rapor tarihini, izleyen ödeme dönemi başından itibaren kesilecektir. Sigortalının ölüm tarihinde aylık bağlanmamış ya da bağlandıktan sonra kesilen çocuklardan sonradan çalışamayacak durumda malul olanlara, Kanuna tabi veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmamaları ve buralardan kendi sigortalılığı nedeniyle gelir ve aylık bağlanmaması koşuluyla, malullük durumunun tespitine esas sağlık kurulu rapor tarihini takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanacaktır. Malul çocukların evlenmeleri halinde aylık kesilmeyecektir. Ana ve babanın aylıkları Ana ve babaya bağlanan ölüm aylıkları; Eş ve çocuklardan artan hissenin bulunmadığı 65 yaşın üstündeki ana ve babalar hariç, Her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirinin asgari ücretin net tutarından daha fazla olduğunun tespit edildiği, Diğer çocuklarından hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve aylık bağlandığı, tarihi takip eden ödeme döneminden kesilecektir. Diğer durum değişiklikleri Kanuna göre gelir veya aylık bağlanan sigortalı ile hak sahibi kişilerin durumlarının, kendilerine veya başka hak sahiplerine bağlanmış bulunan gelir veya aylık tutarının düzeltilmesini gerektirir bir şekilde değişmesi halinde gelir veya aylık tutarları, değişikliğin meydana geldiği tarihten sonraki ödeme dönemi başından başlanarak yeni duruma göre düzeltilecektir. Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşayan eş ve çocukların durum değişiklikleri Diğer taraftan, Kanunun 56 ncı maddesinin son fıkrası gereğince eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilmekte ve bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınmakta olup, uygulamanın usul ve esasları aşağıda açıklanmıştır. Buna göre; Kurumumuzca, eşinden boşanarak gelir/aylık talebinde bulunan eş ve kız çocuklarının gelir/aylık bağlama işlemleri geciktirilmeksizin gerçekleştirilecek, ancak ihbar veya şikayet olması ya da Kurumca gerekli görüldüğü hallerde gerekli inceleme yaptırılarak sonucuna göre işlemleri tamamlanacaktır. Boşandığı eşi ile tekrar evlenerek evlenme ödeneği talebinde bulunan kız çocuklarına sosyal güvenlik kontrol memurları veya sosyal güvenlik denetmenlerine inceleme yaptırılarak oluşturulan rapora göre işlemler sonuçlandırılacak, bunun dışında kalan evlenme ödeneği taleplerinde ise araştırma yapılmamakla birlikte Genelge eki Ek-40 Taahhütname alınmak suretiyle gelir/aylık bağlama işlemi tamamlanacak ancak, araştırma işlemine devam edilecektir. Boşanmaları nedeniyle gelir/aylık talebinde bulunan eş ve kız çocukları ile evlenme ödeneği talebinde bulunan kız çocuklarından Tahsis Talep ve Beyan Taahhüt Belgesiyle birlikte ayrıca Genelge eki Ek-40 “Taahhütname” alınacaktır. Kanunun 4/1-b bendi kapsamındaki sigortalıların ölüm dosyaları sosyal güvenlik il müdürlüklerinde/sosyal güvenlik merkezlerinde bulunduğundan, bu sigortalıların boşanmaları nedeniyle ölüm gelir veya aylığı bağlanan eş ve kız çocuklarının dosyaları her ay aylık bağlanan dosya sayısının % 10 u örnekleme usulü ile seçilerek, bu dosyalardan boşanma tarihi ile ölüm aylığı talep tarihi arasında 1 yıl ve daha az süre bulunanlar hakkında, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşayıp yaşamadığı konusunda sosyal güvenlik kontrol memurları veya sosyal güvenlik denetmenlerine inceleme yaptırılacaktır. Kanunun 4/1-a bendi kapsamındaki sigortalıların ölüm dosyalarının merkezde olması nedeniyle örnekleme usulü kontroller SSGM Sigortalı Emeklilik İşlemleri Daire Başkanlığınca yapılacaktır. Sosyal güvenlik kontrol memurları ile sosyal güvenlik denetmenlerinin tespiti sonucu gelir veya aylıkları 56 ncı madde gereği kesilmiş bulunan hak sahiplerinden gelir ve aylıklarının yeniden bağlanmasını talep edenlerden; Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeniyle aylığı kesilen hak sahibinin, birlikte yaşadığı tespit edilen eşinin ölmesi veya eşinin başka biri ile evlenmesi hallerinde, hak sahibi eş veya kız çocuklarının aylıkları; gelir/aylık aldıkları sigortalının ölüm tarihi 2008/Ekim öncesi ise, boşandıkları eşlerinin ölüm veya evlenme tarihlerini takip eden aybaşından, 2008/Ekim ve sonrası ise talep tarihlerini takip eden aybaşından başlatılacaktır. SSGM İzleme Değerlendirme Bilgilendirme ve Kontrol Daire Başkanlığının tespitin yapılmasında dikkat edilecek usul ve esaslarla ilgili 2/2/2010 tarihli toplu talimatı göz önüne alınarak; boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı Kurumca tespit edilen eş ve kız çocuklarının, haklarında eksik araştırma yapıldığı ve birlikte yaşamadığı yönündeki talepleriyle birlikte yeniden somut bilgi ve belge sunmaları halinde, bu talepler daha önce inceleme yapan sosyal güvenlik merkezine intikal ettirilecektir. Yeni bilgi veya belge sunulmaması durumunda ise hak sahiplerinin araştırma talepleri reddedilecektir. Yeniden yapılan incelemede, hak sahibi hakkında yapılan ilk tespitin doğru olmadığına karar verilmesi halinde, gelir ve aylıklar kesildiği tarihten itibaren yeniden başlatılacaktır. 2022 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesi gereğince uygulanan fark aylıkları Bilindiği üzere, 2022 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesi gereğince Kurumumuzdan ölüm aylığı veya geliri almakta olan hak sahibi çocuklardan, Kanunda belirtilen koşulları yerine getirenlere fark aylıklar ödenmekte ve bunların karşılığı Hazineden alınmaktadır. Anılan Kanunun ek 1 inci maddesinin son fıkrası, 5754 sayılı Kanunun 92 nci maddesiyle; “Bu maddenin birinci fıkrası hükümlerine göre aylık almaya hak kazanacak şekilde özürlü olduğunu belgeleyen ve herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan yetim olarak aylık veya gelir almakta olan çocuklardan bu kurumlardan aldıkları aylık veya gelir toplamı tutarları bu madde gereğince durumlarına göre ödenebilecek tutardan daha az olanlara; aradaki fark ilgili sosyal güvenlik kurumu tarafından birden fazla sosyal güvenlik kurumundan aylık veya gelir alanlar için yalnızca tercih edecekleri bir sosyal güvenlik kurumu tarafından ödenir ve bu şekilde ödenen tutarlar Hazineden tahsil edilir.” şeklinde değiştirilmiş; yine aynı Kanuna eklenen geçici 1 inci madde ile “Bu Kanun kapsamındaki kişilere bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yersiz ödenen ve geri alınması gereken aylıklar ile bunlardan doğan ceza ve faizler terkin edilmiştir. İlgililer hakkında herhangi bir idari ve icrai takibat yapılmaz.” hükmü getirilmiştir. Buna göre; Kanuna ve 506, 1479, 5434, 2925 ve 2926 sayılı kanunlara göre gelir veya aylık almakta olan yetim çocuklar hakkında aşağıda belirtildiği şekilde işlem yapılacaktır. Mevcut uygulamada, sosyal güvenlik kurumlarından sadece malul olmaları nedeniyle yetim aylığı alan çocuklar kapsamda iken yapılan değişiklikle, sosyal güvenlik kurumlarından, aylık veya gelir almakta olan çocuklardan 18 yaşın altında olanlar da dahil olmak üzere Kanunda belirtilen şekilde özürlü olduğunu belgeleyen tüm yetim çocuklar kapsama alınmıştır. 2022 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinin son fıkrasında yapılan değişiklik, 8/5/2008 dahil tarihinden itibaren talepte bulunan ve gelir ve aylık alan yetim çocuklara uygulanacağından, malul çocuklar dışında gelir veya aylık almakta olan diğer yetim çocuklar da söz konusu maddeden anılan tarih itibariyle yararlandırılacaktır. Kurumdan yetim aylığı alan çocuklardan; 18 yaşından büyük olanların ek 1 inci maddenin birinci fıkrasının a ve b bentlerinden yararlanabilmesi için çalışma güçlerini; % 70 ve üzerinde başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek şekilde özürlü, % 40 ile % 69 arasında özürlü, kaybetmeleri koşullarından birini yerine getirmiş olmaları, 18 yaşından küçük olanların, ek 1 inci maddenin birinci fıkrasının c bendinden yararlanabilmesi için ise çalışma güçlerini en az % 40 oranında kaybetmiş olmaları, gerekmektedir. Kurumdan gelir ve aylık almakta olan yetim çocuklara, sadece özürlülük dereceleri göz önüne alınarak 2022 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesine göre fark aylıkları ödenecek olup, 2022 sayılı Kanuna göre aylık bağlanmasında aranan diğer şartlar Kurumumuzca fark aylıklarında dikkate alınmayacaktır. Kurumdan gelir ve aylık alan çocuklardan; 18 yaşından büyük olanların almakta oldukları aylık toplamının; Özürlülük derecesi % 70 ve üzerinde olanlar için gösterge rakamının her yıl bütçe kanunu ile tespit edilecek katsayı ile çarpımının % 300 ünün, % 40 ile % 69 arasında olanlar için ise % 200 ünün, 18 yaşından küçük olanların almakta oldukları aylık toplamının, özürlülük derecesi % 40 ve üzeri olanlar için % 200 ünün; altında olması halinde aradaki fark kadar aylıklarına ilave ödeme yapılacaktır. Yetim çocuklara 2022 sayılı Kanuna göre fark aylıkları Kurumumuzdan gelir veya aylık aldıkları sürece ödenecektir. 2022 sayılı Kanunun 5797 sayılı Kanunla değişik 8 inci maddesinin son fıkrasına göre; “Bu madde kapsamında aylık bağlamaya esas sağlık kurulu raporlarını düzenlemeye yetkili sağlık kuruluşlarının belirlenmesi ile bu raporların alınmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Sağlık Bakanlığı ile Kurum tarafından birlikte hazırlanacak yönetmelikle ” 2022 sayılı Kanun Kapsamında Aylık Alan Özürlülere Sağlık Kurulu Raporu Vermeye Yetkili Hastanelerin Belirlenmesi ile Sağlık Raporlarının Alınmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4 üncü maddesi; “Bu Kanun kapsamında aylık bağlanması talebinde bulunan özürlüler için, 16/7/2006 tarihli ve 26230 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’te belirtilen usul ve esaslara göre, söz konusu Yönetmelik ekinde yer alan Yetkili Sağlık Kuruluşları tarafından düzenlenecek sağlık kurulu raporları esas alınır.” şeklinde olup, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğin 7 nci maddesi; “Bu Yönetmelikte belirtilen özürlü sağlık kurulu raporlarını düzenlemeye yetkili sağlık kurumlarını ve hakem hastaneleri Sağlık Bakanlığı belirler ve internet sitesinde yayımlar. Yetkili olmayan sağlık kurumları ile 6 ncı maddede belirtilen şekilde özürlü sağlık kurulunu teşkil edemeyen sağlık kurumlarının verdiği sağlık kurulu raporları değerlendirilmeye alınmaz.” hükmüne amirdir. Diğer taraftan, 2022 sayılı Kanunun 5754 sayılı Kanunla değişik ek 1 inci maddesi gereği ödenecek fark aylıklarına esas özürlülük dereceleri; bunların sağlık kurumlarından alınan sağlık kurulu raporlarına göre Kurum Sağlık Kurulunca belirlenmekle birlikte mevzuatta, Kurumdan 2022 sayılı Kanuna göre fark aylığı alan yetim çocukların özürlülük derecelerinin Kurum Sağlık Kurulunca belirlenmesine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle, uygulamada birlikteliğin sağlanması ve hak sahibi çocukların işlemlerinin daha kısa sürede sonuçlandırılması açısından, bundan böyle yetim çocuklara fark aylıkların ödenmesinde yetkili sağlık kuruluşlarınca düzenlenen sağlık kurulu raporlarında belirtilen özürlülük dereceleri esas alınacak olup, özürlü çocukların sağlık kurulu raporları Kurum Sağlık Kuruluna gönderilmeksizin rapor asıllarına raporların, noter tasdikli dahi olsa fotokopi veya suret olmaması göre işlemleri sonuçlandırılacaktır. Öte yandan, 4/1-a sigortalılarından dolayı taraflarına Kurumumuzca ölüm geliri veya aylığı bağlandıktan sonra 2022 sayılı Kanuna göre fark aylığı almak için ünitelere talepte bulunan hak sahiplerinin talep belgeleri ile sağlık kurulu raporları SSGM Sigortalı Emeklilik İşlemleri Daire Başkanlığına intikal ettirilecektir. Kanunun 4/1-a bendi kapsamında veya 506 ve 2925 sayılı kanunlara göre ölüm gelir ve aylığı almakta olan yetim çocuklar ödeme programlarında; 18 yaşından küçük olanlar “1” kodu, 18 yaşından büyük; Erkek çocuklardan, orta öğrenime devam edenler “2”, yüksek öğrenime devam edenler “3” kodu, Malul çocuklar “6” kodu, Kız çocuklar “7” kodu, ile yer almakta olup, ölüm güncelleme ve hak sahibi giriş ve güncelleme programlarında bu kodla yer alan kayıtlar için yeni açılacak alana, 18 yaşından büyük çocuklar için, “A” girilmesi halinde hak sahibi çocuğun aylığı muhtaçlık aylığının % 300 oranı, “B” girilmesi halinde % 200 oranı ile mukayese edilerek fark hesaplanacaktır. 18 yaşından küçük çocuklar için ise bu alana sadece “C” girilecek olup, “C” kodunun girilmesi halinde hak sahibi çocuğun aylığı muhtaçlık aylığının % 200 oranı ile mukayese edilerek fark hesaplanacaktır. Kanunun 4/1-b bendi kapsamında veya 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre ölüm aylığı almakta olan yetim çocuklardan; 18 yaşından büyük olmakla birlikte malul olmaları nedeniyle M kodu atılmış olanlar ölüm aylığı alan çocuklar için 5378 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra bu kanundan yararlanmak istediğini beyan eden talep dilekçesini, Ölüm aylığı bağlanan ve 18 yaşın altında olanlar da dahil özürlü olduklarını belgeleyen çocuklar için de 8/5/2008 tarihinden itibaren talep tarihini, takip eden aybaşından itibaren Emektar Projesi ile ilgili olarak hazırlanan kullanım kılavuzuna uygun olarak işlem yapılacaktır. 2022 sayılı Kanuna eklenen geçici 1 inci madde gereğince, aylık farkı hakkını kaybeden özürlü çocukların, bu aylıklarının kesilmesini gerektiren tarihten 8/5/2008 tarihine kadar yersiz ödenen ve geri alınması gereken aylıklar ile bunlardan doğan ceza ve faizleri terkin edileceğinden, söz konusu yersiz ödemeler gereği yapılmak üzere mahalli maliye teşkilatına Kız çocuklarına ödenecek evlenme yardımında, 2022 sayılı Kanuna göre ödenen fark aylıkları dikkate alınmayacaktır. 2022 sayılı Kanuna göre ödenen fark aylıklar için ayrıca ek ödeme hesaplanacaktır. Kanuna ve 506, 1479, 2925 ve 2926 sayılı Kanunlara göre yetim olarak aylık veya gelir almakta olan çocuklara 2022 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesi gereğince yapılacak fark aylık ödemeleri yıllar itibariyle Genelge eki Ek-5 tabloda gösterilmiştir. Kaynak ismmmo Yasal Uyarı Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir. Kazanma Yolları Madde 1 - Anayasa'nın 54 üncü maddesi gereğince "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür". Vatandaşlık bağı aşağıda gösterilen üç yolla kurulduğundan Türk vatandaşlığı da bu yollarla kazanılabilir. I - Kanun yolu ile II - Yetkili makam kararı ile III - Seçme hakkı ile Kanun yolu ile kazanma, bir kimseye - evlenme ve evlat edinme hariç - doğum ile birlikte Asli Türk vatandaşlığını; yetkili makam kararı veya seçme hakkı ile kazanmada, başka bir devlet uyrukluğunu haiz iken veya vatansız olarak değiştirme suretiyle Müktesep Türk vatandaşlığını bahşeder. Birincisi hiçbir makamın takdir ve işlemine lüzum kalmadan kendiliğinden; ikincisi Türk Vatandaşlığı Kanununun yetkili kıldığı İçişleri Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulunun kararı; üçüncüsü de adı geçen kanunda belirtilen hallerde ilgilinin seçme hakkı Hakkı hıyar kullanılması ile kazanılır. I - KANUN YOLU İLE KAZANMA Sebepleri Madde 2 - Kanun yolu ile kazanma nesep, doğum yeri ve evlenme sebepleri ile mümkün olur. Nesep Madde 3 - Bir kişiyi babaya ve anaya bağlayan kan bağı olarak yeni doğan çocuğun vatandaşlığını kazanmasında nesep birinci derecede rol oynar. Bu bakımdan kanun, neseple kazanılan vatandaşlığı A - Doğum B - Hal değişikliği C - Evlat edinme Başlıkları ile ayrı ayrı üç maddede göstermiştir. Doğum Madde 4 - Değişik madde 21/03/1981 - 17286 s. Yön. Türkiye içinde veya dışında Türk babadan olan ya da Türk anadan doğan çocuklar doğumlarından başlayarak Türk vatandaşıdırlar. Çocuğun doğumla Türk vatandaşlığını kazanması için ana ve babadan yalnız birinin doğum tarihinde Türk vatandaşı olması yeterlidir. Diğerinin yabancı olması bu sonucu etkilemez. Hal değişikliği Madde 5 - Yabancı uyruklu bir kadınla Türk vatandaşı bir erkeğin evlilik dışı münasebetinden doğan çocuk, Medeni Kanun hükümlerine uygun olarak a Nesebinin tashihi, b Babalığın hükümle tahakkuk etmesi, c Tanıma, Yollarından biri ile bir Türk uyruklu erkeğe nesep bağı ile bağlanırsa, doğumundan başlıyarak Türk vatandaşı olur. Evlat edinme Madde 6 - Prensip olarak bir kişinin evlat edinilmesi onun vatandaşlığına tesir etmez. Yani evlat edinme ile evlatlığın vatandaşlığı değişmez. Ancak evlatlık, reşit olmamak şartı ile, a Vatansız ise, b Anası babası bulunmamışsa, c Ana veya babanın nerede olduğu bilinmezse, Bir Türk tarafından evlatlığa alınmakla kendisi ile sun'i, bir nesep bağı sağladığı evlat edinenin vatandaşlığını kazanır. Doğum yeri Madde 7 - Türkiye'de doğan ve ana babalarının belli olmaması veya vatansız bulunmaları gibi sebeplerle veyahut milli kanunları gereğince onların vatandaşlığını doğumla kazanamayan çocuklar, doğumlarından başlıyarak Türk vatandaşıdırlar. Türkiye'de bulunmuş çocuklar Türkiye dışında doğduğu sabit olmadıkça Türk topraklarında doğmuş sayılırlar. Evlenme Madde 8 - Mülga madde 04/05/2004 - 25452 Yön./ *9* II- YETKİLİ MAKAM KARARI İLE KAZANMA TELSİK Çeşitleri Madde 9 - Yetkili makam kararı ile vatandaşlığa alınma İkamet şartlı olarak genel, ikamet ve yerleşme niyetini teyid şartları aranmadan istinai ve yeniden olarak üç yolla mümkündür. Genel Olarak Vatandaşlığa Alınma Adi Telsik Madde 10 - Vatandaşlığa alınmasını isteyen yabancılar uyruklu veya uyruksuz aşağıdaki yedi bentte yazılı niteliklerin hepsini haiz iseler Bakanlar Kurulu kararı ile Türk vatandaşlığına alınabilirler. Bu şartları tamamen taşımış olmak vatandaşlığa alınmak için başvuran kişiye kesin bir hak bahşetmez. Devletin egemenlik hakkını ilgilendirdiğinden alınıp alınmaması Bakanlar Kurulunun takdirine bağlıdır. Vatandaşlığa alınmada aranan nitelikler şunlardır a Vatandaşlığa alınma isteğinde bulunan kişi yabancı uyruklu ise kendi milli kanununa, vatansız ise Türk kanununa göre reşit olmalıdır. b Müracaat tarihinden geriye doğru Türkiye'de 5 yıl ikamet etmiş olmalıdır. İkametin anlam ve kesilme şekli 13 üncü maddede açıklanmıştır. c Türkiye'de yerleşmeğe karar verdiğini, taşınmaz mal edinmek, evlenmek, ticaret ve iş merkezini başka memleketten Türkiye'ye nakletmek, sermaye yatırımı yapmak gibi davranışlarla teyit etmiş olmak lazımdır. ç İyi ahlak sahibi olmalıdır. Yani bulunduğu toplum ve muhite zararlı bir kişi olmaması, hırsızlık, kaçakçılık, sahtekarlık ve dolandırıcılık gibi kamu oyu tarafından hoş karşılanmayan suçları ve hareketleri itiyat ve meslek haline getirmiş bulunmaması, sanat ve mesleği ile kendisine, ailesine ve bulunduğu topluma faydalı bir unsur olarak çalışan kişi olduğunu, gerek oturduğu memlekette, gerekse Türkiye'de etrafına, muhitine telkin etmiş bulunmalıdır. d Genel sağlık bakımından kendisi, temas ettiği kişiler ve muhiti için tehlike teşkil edecek hastalığı bulunmamalıdır. Bunun resmi bir sağlık kurulu raporu ile belgelendirilmesi gerekir. e Türkçe'yi en az meramını anlatacak kadar konuşabilmeli ve söyleneni anlayabilmelidir. Bu husus Milli Eğitim Müdürlüklerince belgelendirilir. f Türkiye'de kendisinin ve varsa geçimi ile yükümlü olduğu kimselerin başkasına muhtaç olmadan geçimini sağlayacak gelire veya böyle bir gelir getirecek mesleğe sahip olmalıdır. İstisnai Olarak Vatandaşlığa Alınma Fevkalade Telsik Madde 11 - Aşağıdaki hallerde yabancılar 10 uncu maddenin b ve c bentlerindeki şartlar aranmaksızın İçişleri Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile istisnai olarak Türk vatandaşlığına alınabilirler. Bu takdirde yabancılar için en zor şart olan beş yıllık ikamet süresi ile Türkiye'de yerleşme niyetlerini teyit eden davranışları aranmaz. Bu istisnadan yararlanacak kişiler şunlardır a Türk vatandaşlığını herhangi bir şekilde kaybetmiş olanların Türk vatandaşlığından ayrıldıktan sonra doğmuş ve rüşt yaşına girmiş çocukları, b Bir Türk vatandaşı ile resmen evli olanlarla bunların rüşt yaşına girmiş çocukları, c Genel olarak Türk soyundan olanlarla bunların eşleri ve reşit çocukları, ç Muntazam pasaportla, iltica sureti ile veya herhangi bir şekilde Türkiye'ye gelmiş ve bir Türk vatandaşı ile karı koca hayatı yaşamağa başlamış, çocukları olmuş veya evlenmeleri kararlaşmış ve bu maksatla da Türkiye'de yerleşmiş olanlar, d Türkiye'ye sanayi tesisleri getiren, sosyal, ekonomik veya bilim, teknik veyahut sanat alanlarında Türkiye'ye olağanüstü hizmeti geçmiş veya hizmeti geçeceği Hükümetçe düşünülen kimseler, e Vatandaşlığa alınmalarında siyasi, idari, veya herhangi bir sebeple Bakanlar Kurulunca zaruret görülenler. Bu gibi hallerde ilgililer veya ilgili kurumlar, İçişleri Bakanlığına başvururlar ve bu Bakanlıkça yapılacak inceleme sonunda istisnai işlem uygun görülürse durum gerekçesi ile Bakanlar Kuruluna sunulur ve alınacak karara göre gereği yapılır. Yeniden Vatandaşlığa Alınma Tekrar İktisap Madde 12 - Değişik fıkra 04/05/2004 - 25452 Yön./ *1* 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 19 uncu maddesi uyarınca yabancı erkekle evlenmek ve kocasının uyrukluğunu seçmek suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden ve aynı Kanunun 13 üncü maddesinde öngörülen süreyi geçiren kadınlar ile aynı Kanunun 20 nci maddesi uyarınca izin almak suretiyle Türk vatandaşlığından çıkanlar İçişleri Bakanlığınca ve aynı Kanunun 25 inci maddesine göre kaybedenler ise Bakanlar Kurulunca ikamet şartı aranmaksızın yeniden vatandaşlığa alınabilirler. Vatandaşlıktan çıkarılanlar yeniden vatandaşlığa alınamazlar. Yeniden vatandaşlığa alınma hakkından yararlanacaklar şunlardır a Türk Vatandaşlığı Kanununun 19 uncu maddesi uyarınca yabancı erkekle evlenmek ve kocasının uyrukluğunu seçmek suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden kadınlardan bu Yönetmeliğin 20 nci maddesindeki seçme hakkı süresini geçirenler, b Resmi izinle Türk vatandaşlığından çıkanlar, c Türk Vatandaşlığı Kanununun 25 inci maddesi gereğince Bakanlar Kurulunca Türk vatandaşlığını kaybettiklerine karar verilenler, Yabancının ikameti Madde 13 - Türk Vatandaşlığı Kanununun ve bu Yönetmeliğin çeşitli maddelerinde geçen bir yabancı için ikamet deyimi, Türk kanunlarına uygun olarak Türkiye'de oturmaktır. Aşağıda belirtilen iki şekildeki ikamette de aralıksız ve kesintisiz oturmak şartı aranmaz. a Türkiye'de Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre ikametgah sahibi olmadan sadece kanunlara uygun olarak oturan yabancının, ister ayrı ayrı zamanlarda ister toplu olarak bir defada yurt dışına çıkması ve kalması beş yıl içinde toplam olarak altı ayı geçmemek şartı ile ikamet süresini kesmez. Ancak Türkiye dışında geçirdiği altı ayı geçmiyecek zaman belirli ikamet süresinden düşülür. b Türkiye'de, Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre ikametgah sahibi olan yabancının tedavi, öğrenim veya herhangi bir mücbir sebeple yurt dışına çıkması veya böyle bir sebeple Türkiye dışında kalması hallerinde dışarıda geçen zamanın toplamı altı ayı geçse dahi ikamet süresi kesilmiş olmaz ve daimi ikametgahı Türkiye'de bulunduğu için dışarıda geçen süre ikamet süresinden indirilmez. Bu gibilerin ikametgahlarını yurt dışına nakletmeleri halinde a bendi uyarınca işlem yapılır. Müracaat makamları Madde 14 - Vatandaşlığa alınmak için başvurulacak makamlar genel olarak Türkiye içinde en büyük mülkiye amiri, yurt dışında Türk konsoloslarıdır. Vatandaşlığa girme isteği, bu Yönetmeliğin 10 uncu maddesine göre ikamet şartlı ise, ilgili yabancının oturduğu yer, 11 ve 12 nci maddelere göre ikamet şartı aranmaksızın istisnai olarak veya yeniden alınma şeklinde ise, yabancının bulunduğu mahallin en büyük mülkiye amiri bu dilekleri kabule yetkilidir. İkamet şartsız vatandaşlığa alınmaları mümkün olan kimseler, yurt dışında bulundukları takdirde dilekçelerini o yer Türk konsolosluklarına verebilirler. Gerek en büyük mülkiye amirleri, gerekse konsoloslar, dilekçelerde verilen bilgilerin belgelerini ve 15 inci maddedeki esaslara uygun olarak yapılacak soruşturma evrakını ve düşüncelerini eklemek suretiyle tamamlayacakları dosyayı gereği yapılmak üzere İçişleri Bakanlığına gönderirler. Bakanlık Nüfus İşleri Genel Müdürlüğü Vatandaşlık Şubesi işi sonuçlandırır. Soruşturma Madde 15 - Türk uyrukluğuna girmek isteyen yabancılar 14 üncü maddede yazılı makamlara açık kimlik ve imzaları ile verecekleri dilekçelere a Hangi devlet uyrukluğunu taşıdıklarını, b Vatansız ise ne sebepten ve hangi tarihten beri vatansız kaldıklarını ve varsa bu tarihten önceki uyrukluklarını, c Doğum tarihlerini, ç Doğum yeri ve kayıtlı bulundukları nüfus idarelerini memleket, il, ilce, kanton, komün, köy d Medeni halini evli ise eşinin ve varsa reşit çocuklarının vatandaşlığını, e Mesleklerini, f Hangi tarihten beri Türkiye'de bulunduğunu ve Türkiye'nin nerelerinde ikamet ettiğini ve ne gibi işlerle meşgul olduklarını, g Türkiye'ye ilk geldiği tarihten sonra yurt dışına kaç defa ve ne maksatla çıktığını ve bu gidişlerle dışarıda kaldığı sürenin toplamını, h Türkçe konuşma derecesini, Milli Eğitim Müdürlüklerince yoklanmak ve belgelendirilmek şartıyla ı Türkiye'de kendisinin ve geçimi ile yükümlü olduğu kimselerin geçimini ne ile sağlayacaklarını, Belirtecekler ve bu hususlara ait resmi belgeler yabancı dilde ise ayrıca noterden onaylı Türkçe'ye çevrilmiş suretleriyle birlikte genel sağlık bakımından tehlike teşkil eden bir hastalığı bulunmadığına dair Türk resmi sağlık kurullarından alacakları raporla üç aded vesikalık fotoğraflarını iliştireceklerdir. Yapılacak işlem Madde 16 - Bu dilekçeleri alan en büyük mülkiye amirleri, incelenmek üzere illerde hukuk işleri müdürlüğüne, ilçelerde zabıtaya havale ederler. Hukuk işlerince de zabıtaya tevdi olunan dosya üzerinde dikkatli ve esaslı soruşturma yaparak yabancıların 11/02/1964 tarihli ve 403 sayılı kanunun 6, 7, 8 ve Yönetmeliğin 10, 11, 12 ve 15 inci maddelerindeki nitelikleri haiz olup olmadıklarını araştırırlar. Bu yabancılar Türkiye'nin başka yerlerinde de oturmuşlar ise oralardan da sorularak özel ve genel durumları ve bilhassa vatandaşlığa alınmalarında sakınca olup olmadığı, varsa neler olduğu ve verdikleri belgelerin doğruluğu hakkında hazırlayacakları raporla birlikte bu Yönetmeliğe bağlı örnekteki aile listesini doldurarak, en büyük mülkiye amirine sunarlar. Valiler de tamamlanan dosyayı düşünceleri ile birlikte İçişleri Bakanlığına gönderirler. Karar ve tescil Madde 17 - Değişik madde 04/05/2004 - 25452 Yön./ *2* İçişleri Bakanlığına gelen vatandaşlığa alınma isteklerine ait dosyalar üzerinde, Nüfus ve Vatandaşlık işleri Genel Müdürlüğünce gerekli incelemeler yapılarak varsa noksanlıklar tamamlatıldıktan sonra A 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 6 ncı ve 7 nci maddeleri uyarınca Türk vatandaşlığına alınmalarını isteyen kişilerin; 1 İçişleri Bakanlığınca kabul edilen Sakıncalı Deyiminin Kapsamına ilişkin Uygulama Protokolü ile belirlenen esaslar çerçevesinde güvenlik açısından sakıncalı bulunup bulunmadığı Emniyet Genel Müdürlüğünden sorulur, gerekli görülen hallerde kişinin güvenlik bakımından durumunun bildirilmesi Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığından istenir. Buradan sağlanacak bilgi ve görüşler işlemlerin sonuçlandırılmasında esas alınabilir. 2 Türkiye'de oturanların ikamet etmek üzere hangi tarihte geldikleri ve müracaat tarihinden geriye doğru kaç yıldır yurdumuzda oturmalarına izin verildiği hususları yine Emniyet Genel Müdürlüğünden sorulur. İkamet hususunda dosyada mevcut veya ilgililerce ibraz edilen resmi makamlarca verilmiş belgeler ile örneklerine itibar edilebilir. 3 Soy durumları ise dış temsilciliklerimizce, gerekli görülen hallerde Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığınca veya Emniyet Genel Müdürlüğünce araştırılır. Ayrıca Valiliklerce yaptırılan araştırmalar sonucunda elde edilen bilgilere ya da ilgililerin resmi makamlardan aldıkları belgelere de itibar edilebilir. B 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 8 inci maddesi uyarınca yeniden Türk vatandaşlığına alınmalarını isteyen kişiler hakkında gerekli görülen haller dışında, Türk vatandaşlığını kaybettikleri tarihten sonra, Türkiye'yi bölmek veya belli bir ideolojiyi yerleştirmek amacıyla gizli ya da açık faaliyette bulunan dernek veya kuruluşlarla ilişkilerinin bulunup bulunmadığı hususu Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele ve Harekat Dairesindeki kayıtlardan araştırılır. Ancak bunlardan; 1 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 20 nci maddesi uyarınca Türk vatandaşlığından çıkma izni almış olup da, çıkma belgesinin teslim edildiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde müracaat edenler hakkında gerekli görülen haller dışında çıkma izni verilmesi sırasında yaptırılan soruşturmalar yeterli görülür. Bu kişiler hakkında başkaca bir soruşturma yaptırılmasına gerek kalmadan vatandaşlığa alınma işlemleri sonuçlandırılır. 2 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 25 inci maddesinin birinci fıkrasının b ve c bentleri uyarınca Türk vatandaşlığını kaybetmiş olup da yeniden vatandaşlığa alınmak isteyenlerin durumları diğer yabancılar hakkında uygulanan esaslar çerçevesinde değerlendirilir. 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 19 uncu maddesi uyarınca Türk vatandaşlığını kaybeden ve aynı Kanunun 13 üncü maddesinde öngörülen süreyi geçiren kadınlar ile aynı Kanunun 20 nci maddesi uyarınca izin almak suretiyle Türk vatandaşlığından çıkanlardan, yeniden Türk vatandaşlığına alınma istekleri uygun görülenler hakkında Türk vatandaşlığına kabul edilme işlemleri İçişleri Bakanlığınca karara bağlanır. Aynı Kanunun 25 inci maddesi uyarınca Türk vatandaşlığını kaybetmiş olup da yeniden vatandaşlığa alınma isteği İçişleri Bakanlığınca uygun görülenler için ise Türk vatandaşlığına kabul edilme hususunda Bakanlar Kuruluna teklifte bulunulur. Yeniden vatandaşlığa alınma isteği uygun görülmeyenlerin vatandaşlığa alınma başvuruları ise İçişleri Bakanlığınca reddedilir. Vatandaşlığa alınma işlemleri hakkında alınan kararlar ilgiliye ve müracaat makamlarına tebliğ olunur. Vatandaşlığa yeniden alınanların nüfus kütüklerindeki eski kayıtları canlandırılır. Diğer kişilerin ise nüfus kütüklerinde açılacak yeni hanelere kayıtları yapılır ve nüfus hüviyet cüzdanları verilir. III - SEÇME HAKKI İLE KAZANMA Çeşitleri Madde 18 - Bu kısımdaki vatandaşlık kazanmaları; önceden Türk vatandaşı iken baba veya analarının kanun yolu veya yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını kaybetmeleri halinde, kendilerinin de küçük bulunmaları sebebi ile bunlara bağlı olarak aynı şekilde kaybetmeleri veya Türk anadan doğmasına rağmen anaya izafetle Türk vatandaşlığını herhangi bir sebeple kazanamamaları veyahut Türk Vatandaşlığı Kanununun 19 uncu maddesi gereğince yabancı ile evlenmek ve kocanın uyrukluğunu almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden kadının durumu gibi sebeplerle ve aşağıda gösterilen belirli şartların varlığı halinde, seçme hakkını kullanmakla elde edilir. Bu hakkın kullanılması için bu Yönetmeliğin 14 üncü maddesindeki müracaat makamlarına bir dilekçe vermek kafidir. Dilekçede Türk vatandaşlığını kaybetme tarihi ve sebebi, kayıptan sonra kazandığı uyrukluk, doğum tarihi ve yeri ile ayrıca yabancı ile evlenenler de evliliğin başlama ve sona erme tarihleri gösterilir ve varsa belgeleri eklenir. Bu makamlarca dileğinin doğruluğu tesbit edildiği takdirde derhal tescilleri yapılır ve İçişleri Bakanlığına bilgi verilir. Türk vatandaşlığını kaybeden küçükler Madde 19 - Aşağıdaki kişiler, Türk Medeni Kanununa göre reşit olmalarından başlıyarak bir yıl içinde Türk vatandaşlığını seçebilirler a Mülga bend 21/03/1981 - 17286 s. Yön. b Yabancı ile evlenmek sureti ile Türk vatandaşlığını kaybeden Türk kadınının bu evlenmeden önceki küçük çocukları Babanın ölmüş olması, belli olmaması veya vatansız bulunması sebepleri ile anasına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybetmeleri halinde c Türk erkekle evlenmek suretiyle Türk vatandaşlığına geçen analarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazanan ve kanunun 28 inci maddesi uyarınca seçme hakkını kullanarak ayrılan analarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybeden küçükler, ç Kadına Türk vatandaşlığını kazandıran Türk erkekle evlenmesinden olan ve kanunun 32 nci maddesinin 2 nci fıkrasında belirtilen şartlarla seçme hakkını kullanan analarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybeden küçükler, d Türk vatandaşlığından çıkan babalarına ve kanunun 32 nci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca analarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybeden küçükler, e Seçme hakkı ile Türk vatandaşlığından ayrılan kişilerin küçük çocukları, Rüşt yaşına girmeden müracaat veya reşit olmalarından başlıyarak bir yılın geçmesi hallerinde bu madde uygulanamaz. Bu gibiler seçme hakkı süresi olan bir yılı geçirdikleri takdirde kanunun 8 ve Yönetmeliğin 12 nci maddeleri uyarınca yeniden vatandaşlığa alınma isteğinde bulunabilirler. Evlenme Madde 20 - Türk Vatandaşlığı Kanununun 19 uncu maddesi gereğince bir yabancı ile evlenmek ve kocasının uyrukluğunu almak sureti ile Türk vatandaşlığını kaybeden kadın bu evliliğin sona ermesinden başlıyarak üç yıl içinde Türk vatandaşlığına dönebilir. Bu gibiler hakkında 18 inci madde hükümleri uygulanır. Bu şekilde vatandaşlığa dönmeler için hiçbir makamın kararına lüzum yoktur. Evliliğin sona ermesinden başlıyarak üç yıl geçmiş bulunursa seçme hakkını kullanarak Türk vatandaşlığına dönmesi mümkün olamaz. Bu takdirde kanunun 8 inci, Yönetmeliğin 12 nci maddelerinin uygulanması gerekir. IV - VATANDAŞLIĞI KAZANMANIN SONUÇLARI Etki Madde 21 - Türk vatandaşlığının hangi yolla olursa olsun kazanılması bazı kayıtlarla, kazanan kişinin eş ve çocukları üzerinde etki yapar. Bunlar vatandaşlığın kazanma çeşitlerine göre aşağıdaki maddelerde belirtilmiştir. Kadına vatandaşlık kazandıran evlenmeden önceki küçük çocukları Madde 22 - Evlenme ile Türk vatandaşlığını kazanan kadının bu evlenmeden önceki küçük çocukları aşağıdaki şartlardan birinin mevcudiyeti halinde analarına bağlı olarak Türk vatandaşı olurlar. a Babanın ölmüş olması, b Babanın belli olmaması, c Babanın vatansız bulunması, ç Çocuğun vatansız olması, d Velayetin anada bulunması, Ancak babanın ölmüş veya velayetin anada bulunmuş olmaları halinde anaya bağlı olarak Türk vatandaşı olabilmesi için çocuğun milli kanunun müsaade etmesi ve vatandaşlığının değişmesine engel olmaması şarttır. Eş ve reşit çocuklar Madde 23 - Genel olarak ikamet şartlı veya istisnai olarak veyahut yeniden, ikamet şartsız vatandaşlığa alınmalar, eşlerin ve reşit çocukların vatandaşlıklarına tesir etmez, onlar da ayrı ayrı müracaat ederek istekte bulunmak zorundadırlar. Ancak vatansız kadın, kocasına bağlı olarak Türk vatandaşı olur. Böyle bir durumda kocasının müracaatına dahil edilerek ayrı bir işlem yürütülmez. Küçükler Madde 24 - Prensip olarak küçük çocuklar, Türk vatandaşlığına kabul edilen babalarına bağlı olarak Türk vatandaşı olurlar ve babalarının müracaatına girerek birlikte işlem görürler. Yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığına alınan kadının küçük çocukları Madde 25 - Türk vatandaşlığına alınan kadının küçük çocukları aşağıdaki hallerde Milli kanunları engel olmadığı takdirde analarına bağlı olarak Türk vatandaşı olurlar. a Babanın ölmüş bulunması, b Babanın belli olmaması, c Babanın vatansız olması, ç Çocuğun vatansız olması, d Velayetin anada bulunması, yukarıdaki şartlardan biri mevcutsa ve çocuğun milli kanunu da Türk vatandaşlığına girmesine mani hüküm taşımıyorsa anaları ile birlikte ve onlara bağlı olarak Türk vatandaşı olurlar. Bunlarda analarının müracaatında yer alır ve ayrı bir işleme tabi tutulmazlar. Seçme hakkı ile dönenlerin eş ve çocukları Madde 26 - Seçme hakkı kullanarak Türk vatandaşlığına dönen kişilerin eşleri ve küçük çocukları hakkında da bu yönetmeliğin 23, 24, ve 25 inci maddeleri hükümleri uygulanır. Evlenme ile Türk vatandaşlığından ayrılan kadının bu evlenmeden önceki küçük çocukları Madde 27 - Evlenme ile Türk vatandaşlığından ayrılmış analarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybeden küçük çocuklar, kaybı doğuran evlenmenin sona ermesi üzerine yönetmeliğin 20 inci maddesi uyarınca seçme hakkı ile tekrar Türk vatandaşlığına dönen analarına bağlı olarak Türk vatandaşı olurlar. Kadına Türk vatandaşlığını kaybettiren, yabancı ile evlenmeden olan küçük çocuklar, ancak 25 inci maddedeki şartların bulunması halinde birinci fıkradan faydalanarak Türk vatandaşlığını analarına bağlı olarak alabilirler. İKİNCİ BÖLÜM Türk vatandaşlığının kaybı Kayıp yolları Madde 28 - Türk vatandaşlığının kaybı da kazanma gibi kanun yolu, yetkili makam kararı ve seçme hakkının kullanılması sureti ile olur. Birinci ve üçüncü yollarla kendiliğinden, ikinci yolla yetkili bir makam kararı sonunda Türk vatandaşlığı kaybedilmiş sayılır. I - KANUN YOLU İLE KAYIP Evlenme Madde 29 - Kanun yolu ile kayıp sadece yabancı ile evlenen Türk kadını için söz konusu olur ve aşağıdaki şartlarla tahakkuk eder a Yabancı ile evlenen Türk kadına, kocanın milli kanunu evlenme sebebi ile kendi vatandaşlığını bahşediyorsa, b Kadın evlenme akdi sırasında kocanın vatandaşlığına geçeceğini 55 inci madde gereğince yazılı olarak beyan etmişse, Kadın kocanın vatandaşlığını belirli şartların gerçekleşmesi ile kazanıyorsa Türk vatandaşlığı o tarihte kaybedilir. Bu şekilde vatandaşlığı kaybedenlerin nüfus sicillerindeki hanelerine "Türk Vatandaşlığı Kanununun 19 uncu maddesi uyarınca ....... uyruklu ...... le ....... tarihinde ......... evlendirme memurluğunda evlenmekle", kadınla birlikte kayba giren küçük çocuklar varsa onların da hanesine "Kanunun 30 uncu maddesi gereğince analarına bağlı olarak" Türk vatandaşlığını kaybetmiştir şerhi verilir. Mümkün olduğu takdirde nüfus hüviyet cüzdanları alınır ve bu gibi kayıtlar İçişleri Bakanlığına bildirilir. Nüfus İşleri Genel Müdürlüğü Vatandaşlık Şubesinde kaydedilir. II - YETKİLİ MAKAM KARARI İLE KAYIP Çeşitleri Madde 30 - Yetkili makam kararı ile kayıp iki şekilde vuku bulur. a Vatandaşlıktan çıkma, b Vatana bağlılıkla bağdaşmayan eylemler, b bendi de Türk Vatandaşlığı Kanununun 25 ve 26 ncı maddeleri ile Kayıbettirme ve Çıkarma olarak iki kısımda mütalaa edilmiştir. Türk Vatandaşlığı Kanunun kayıp bölümünde yer alan vatandaşlığa alınmanın iptali, vatandaşlık bakımından geriye Yani alınma tarihine işleyen netice doğurduğundan diğer kayıplarla karıştırılmamak lazımdır. Çıkma şartları Madde 31 - Değişik madde 04/05/2004 - 25452 Yön./ *3* Vatandaşlıktan çıkma, bir Türk vatandaşına İçişleri Bakanlığı kararı ile başka bir devlet uyrukluluğuna geçmek için verilen özel izin mahiyetindedir. Vatandaşlıktan çıkmalarına izin verilecek kimselerde aşağıdaki şartlar aranır a Mümeyyiz ve reşit olmak, b Hakkında herhangi bir mali ve cezai tahdit bulunmamak, c Herhangi bir suç nedeni ile aranmakta olan kişilerden olmamak, d Ne sebeple olursa olsun, başka bir devlet vatandaşlığını kazanmış olmak veya başka bir devlet vatandaşlığını kazanacağına ilişkin inandırıcı belirtileri bulunmak. İnandırıcı belirti olarak, ilgilinin vatandaşlığına geçmek istediği devlet makamlarından verilmiş o devlet vatandaşlığına kabul edileceğine ilişkin belge veya ilgilinin Türk vatandaşı olarak o ülkede uzun zamandan beri oturmasına ve orada mesleki, ticari veya sınai faaliyetlerde bulunmasına izin verildiğini gösteren belge veya o devlet vatandaşı ile evli olması ve bu durumun vatandaşlığa alınmasında kolaylıklar sağlayacağının anlaşılmış olması kabul edilebilir. Bu belgelerden en az birinin usulüne göre onaylanmış Türkçe tercümesinin izin dilekçesine eklenmiş olması gereklidir. Müracaat Madde 32 - Değişik madde 21/03/1981 - 17286 s. Yön. Türk vatandaşlığından çıkmak veya başka bir Devlet vatandaşlığını kazanmak isteyen kişi yurt içinde oturduğu yerin en büyük mülkiye amirine, yurt dışında bölgesinde görevli Türk konsolosluğuna bir dilekçe ile başvurur. Dilekçede aşağıdaki belirtilen hususların açıkça belirtilmiş olması gereklidir. 1 - Halen oturduğu ülke ve burada kaç yıldan beri bulunduğu, 2 - Tahsilinin ne olduğu, ne iş yaptığı ve geçimini ne ile sağladığı, çalışma ve oturma izin belgelerinin onaylanmış Türkçe örnekleri eklenir. 3 - Ana, baba ve küçük kardeşlerinin nerede bulundukları ve ne ile geçindikleri, bakıma muhtaç olup olmadıkları ile açık adresleri, 4 - Evli olup olmadığı, evli ise eş ve çocuklarının halen nerede bulundukları, geçimlerini ne yoldan sağladıkları, ayrı iseler nedenleri ve bakıma muhtaç olup olmadıkları ile açık adresleri, 5 - Eş ve 15 yaşından büyük çocukların kendisi ile birlikte yabancı devlet vatandaşlığını kazanmak isteyip istemedikleri, istemiyorlar ise nedenleri, Birlikte işlem görmek isteyen eşi ile 15 yaşından büyük çocuklarının ayrıca bu husustaki isteklerini içeren dilekçeleri eklenecektir. 6 - İlgili aynı zamanda başka bir Devlet vatandaşı ise bu vatandaşlığı hangi tarihte ve ne sebeple kazandığı, doğumla, sonradan isteği ile veya isteği dışında, 7 - Türk vatandaşlığını korumak isteyip istemediği, 8 - Erkeklerin askerlik durumları ve askerlik yapıp yapmadıkları, askerlik terhis belgesi veya nüfus cüzdanlarındaki askerlik terhisine ve bağlı olduğu askerlik şubesine ilişkin kayıtların onaylanmış örnekleri dilekçeye eklenir. 9 - Nüfusa kayıtlı olduğu yer, nüfus cüzdanı örneği eklenecektir. 10 - Türkiye'de varsa taşınmaz malları ve bunların yerleri ile tapu kütüğünün tarih ve numarası, ayrı bir imzalı liste halinde dilekçeye eklenecektir. 11 - Evvelce Türkiye'de ne iş yaptığı, vergi kaydı varsa ilgili vergi dairesi ve hesap numarası, 12 - Türkiye'de herhangi bir borcunun bulunup bulunmadığı, 13 - Açık adresi, adres değişikliği halinde yeni adres derhal bildirilecektir. Dilekçeye ayrıca işlem sonucu kendisine bildirilmek üzere açık adresi yazılı bir zarf ve yeterli miktarda uluslararası posta kuponu, geçmek istediği yabancı Devlet vatandaşlığına kabul edileceğine ilişkin garanti belgesinin onaylanmış Türkçe tercümesi veya inandırıcı diğer belgeler ile her şahsa ait başvuru tarihinde çekilmiş 4 fotoğraf eklenir. Dilekçeyi alan makam yukarıda belirtilen hususların tam olarak açıklanıp açıklanmadığını inceler. Eksiklikler varsa iade edilerek tamamlatır, bundan sonra da ileri sürülen hususların doğruluğunu inceler ve dilek hakkındaki görüşünü de belirtir bir yazı ile birlikte doğruca İçişleri Bakanlığı Nüfus İşleri Genel Müdürlüğüne gönderir. Nüfus İşleri Genel Müdürlüğünde nüfus aile kayıt örneği ile, askerlik şubelerinden askerlik kayıtları getirtilerek dosyaya eklenir. Gerekli görülen hallerde dilekçede belirtilen hususların doğruluğu hakkında yurt içinde de ilgili Valilik aracılığı ile soruşturma yaptırılarak dosya tamamlanır. Çıkma ve izin belgeleri Madde 33 - Değişik madde 21/03/1981 - 17286 s. Yön. Çıkma ve izin belgeleri aşağıda gösterilmiştir. a Çıkma belgesi Çıkma belgesi, ilgilinin Türk vatandaşlığından çıktığını gösteren ve verilmesi ile Türk vatandaşlığının kaybedilmesi sonucunu doğuran belgedir. İçişleri Bakanlığı *4* Kararı ile Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verilen kişi aynı zamanda başka bir Devlet vatandaşı ise, çıkma belgesi derhal imza karşılığında kendisine verilir. b İzin belgesi İzin belgesi kişinin başka bir Devlet vatandaşlığına geçmesine yetkili Türk makamlarınca izin verildiğini gösteren belgedir. Bu belge Türk vatandaşlığından çıkmak isteyen ve henüz başka bir Devlet vatandaşlığını kazanmamış olanlarla, başka bir Devlet vatandaşlığını kazanmak isteyenlere verilir. Türk vatandaşlığından çıkmak isteyen kişi bu belgeye dayanarak istediği Devlet vatandaşlığını kazandıktan sonra bu Devlet makamlarından alacağı belgeyi yetkili Türk makamlarına verdiği zaman kendisine Türk vatandaşlığından çıkma belgesi verilir. İzin belgesi 3 yıl için geçerlidir. Bu belgeyi alanlardan, belgenin verildiği tarihten itibaren en geç 3 yıl içinde, istedikleri Devlet vatandaşlığını kazananlar, bu Devlet makamlarından alacakları belgeyi yurt dışında Türk konsolosluklarına vermekle yükümlüdürler. İstenilen Devlet vatandaşlığının kazanılmaması halinde de alınan belge yukarıda belirtilen makamlara iade edilecektir. 3 yıl sonunda yukarıdaki fıkralara göre istenilen bilgi ve belgeleri vermeyen veya izin belgesini iade etmeyenler hakkında 34 üncü maddenin 4 üncü fıkrası uyarınca işlem yapılır. Çıkma ve İzin Belgelerinin Hükmü Madde 34 - Değişik madde 21/03/1981 - 17286 s. Yön. İçişleri Bakanlığı *4* Kararı ile Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verilen kişiye çıkma belgesinin verilmesi ile Türk vatandaşlığı kaybedilir. Nüfus İşleri Genel Müdürlüğünce vatandaşlıktan çıkan ve kendisi ile birlikte işlem görenlerin Türk vatandaşlığını kaybettiği aile kütüklerine işletilerek kayıtlarının kapatılması sağlanır. Başka Devlet vatandaşlığına geçme izin belgesi almış olup da, süresi içinde yetkili Türk makamlarına gerekli bilgi ve belgeleri verenlerle bunlarla birlikte işlem görmüş olanların kazandıkları Devlet vatandaşlığı aile kütüklerine işlenir ve dosyası saklanır. Kendilerine İçişleri Bakanlığınca başka Devlet vatandaşlığını kazanma izin belgesi verilmiş olup da 3 yıllık süre içinde yetkili Türk makamlarına herhangi bir bilgi veya belge vermeyenlerle istediği Devlet vatandaşlığını kazanamaması halinde almış olduğu izin belgesini iade etmeyenlerin İçişleri Bakanlığının teklifi ile Bakanlar Kurulunca Türk vatandaşlığını kaybedip etmediklerine karar verilir. Alınacak karara göre aile kütüklerine gerekli açıklamalar düşürülür. Bakanlar Kurulunca Türk vatandaşlığını kaybettiğine karar verilenler bu kararın Resmi Gazetede ilanından sonra istediği Devlet Vatandaşlığını kazanamadığından bahisle yetkili Türk makamlarına başvururlarsa haklarında 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 8 inci maddesi hükmü uygulanır. İPTAL Sebep ve yapılacak işlem Madde 35 - Vatandaşlığa alınma ilgili kişilerin, yönetmeliğin 10, 11, 15 inci maddelerinde belirtilen şartlar ve soruşturma konularında, yalan beyanları veya önemli hususları gizlemeleri sonucu vukubulduğuna bilgi edinildiği ve belgelendirildiği takdirde İçişleri Bakanlığı durumu Bakanlar Kuruluna sunar ve vatandaşlığa alınma kararları iptal edilir. Vatandaşlığa alınma tarihinden başlıyarak beş yıl geçtikten sonra iptal kararı verilemez. İptal işlemleri, vatandaşlığa alındığı zaman kaydedildiği yer nüfus sicilinde şerh verilmek sureti ile tescil olunur. VATANA BAĞLILIKLA BAĞDAŞMAYAN EYLEMLER Kaybettirme Madde 36 - Aşağıda gösterilen eylemleri sabit olan kişilerin Türk vatandaşlığını kaybettiklerine Bakanlar Kurulunca karar verilebilir a Değişik bend 21/03/1981 - 17286 s. Yön. Türk Vatandaşlığı Kanununun 20 inci maddesi ve 22 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca izin almaksızın kendi istekleri ile başka bir Devlet vatandaşlığını kazandığı tesbit edilenler bunlardan bu durumlarının tespitinden önce kendiliklerinden izin için başvuranlar hakkında bu Yönetmeliğin 31 inci maddesi uyarınca işlem yapılır. b Yurt içinde ve dışında herhangi yabancı bir Devletin resmi veya özel, askeri veya sivil bir hizmetinde bulunanlara, bu hizmetlerin Türkiye'nin menfaatlarına aykırı olduğu, Hükümetçe Bakanlar Kurulunca kararlaştırılıp bu görevi bırakmaları kendilerine yurt içinde mülkiye amirleri, yurt dışında elçilik veya konsolosluklarımız tarafından yazı ile bildirildiği halde üç aydan az olmamak şartı ile hükümet kararında belirtilecek münasip bir süre içerisinde kendi istekleri ile bu hizmetten ayrılmayanlar, c Türkiye ile savaş halinde bulunan bir devletin her türlü hizmetinde hükümetin izni olmaksızın ve b bendindeki karar ve tebliğe lüzum kalmadan kendi istekleri ile çalışmaya devam edenler, ç Türk vatandaşı olarak yurt dışında bulunup da muvazzaf askerlik görevini yapmak veya Türkiye'nin savaş haline girmesi üzerine yurt savunmasına katılmak için elçilikler, konsolosluklar veya hükümetçe yetkili kılınmış diğer makamlar tarafından usulen yapılacak çağrıya mazeretsiz olarak üç ay içinde icabet etmeyenler Usulen yapılacak çağrı Türk kanunları ile ilgilinin oturduğu yabancı memleket mevzuatının tesbit ettiği şekillerde, mazeret de askerlik kanunları çerçevesi içerisinde düşünülecektir, d Yurt içinde askere alınmış olup kıtasına sevk edilirken veya kıtalarına katıldıktan sonra yurt dışına kaçıp ta ilgili kanunların kabul ettiği süre içinde dönmeyenler, e Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları ile askerlik görevini yapmakta olanlardan görev, izin, hava değişimi veya tedavi için yurt dışında bulunup ta süresi bittiği halde mazeretsiz olarak üç ay içinde geri gelmeyenler, f Türk Vatandaşlığı Kanununun 6, 7 ve 8 inci, Yönetmeliğin 10, 11, 12 nci maddeleri gereğince yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını sonradan kazanmış kişilerden, kesintisiz olarak yedi yıl ve daha fazla Türkiye dışında oturan ve Türkiye ile maddi ve manevi ilgisini ve bağlılığını kesmediğine ve Türk vatandaşlığını muhafaza ettiğine delalet edecek resmi temas ve işlemleri bulunmayanlar, Bu bend sadece müktesep olarak Türk vatandaşlığını kazanmış olanlara diğer bendler, doğumla Asli ve yetkili makam kararı veya seçme hakkının kullanılması ile Türk vatandaşlığını kazanan Müktesep bütün vatandaşlara uygulanır. f bendinde belirtilen haller dışında, yabancı memleketlerdeki Türk vatandaşlarının kaldırılmış 1312 sayılı kanunun 10 uncu maddesinin son bendinde görülen her yıl Türk Konsolosluğuna tescil edilme yükümlülüğü nazara alınmamıştır. Bu maddenin "ç", "d" ve "e" bendlerine göre karar verilebilmesi için Milli Savunma Bakanlığının İçişleri Bakanlığına diğer bendler içinde doğrudan doğruya İçişleri Bakanlığının Bakanlar Kuruluna teklifi şarttır. g Değişik bend 24/10/1984 - 18555 s Yön. Yurt dışında bulunup da Türkiye Cumhuriyetinin iç ve dış güvenliği Türk Ceza Kanununun 2 nci kitabında 1 inci bap, 1 inci fasıl ve 2 nci fasıl hükümleri içinde yer alan maddeler ile Askeri Ceza Kanununun ayni amaca yönelik hükümleri, silah kaçakçılığı veya benzeri suçlar hangi yolla olursa olsun kanunların suç saydığı şekilde iktisadi ve mali güvenliği aleyhinde mal, döviz, altın, uyuşturucu madde, hileli vergi kaçakçılığı veya benzeri faaliyetlerde bulunmaktan sanık olarak haklarında yetkili Cumhuriyet Savcıları veya Askeri Savcılarca soruşturma açılan veya yurt içinde bu tür faaliyetlerde mahkemenin sanığın yurt dışında bulunması nedeniyle ceza kovuşturmasının yapılamayacağı konusundaki karar örneğini ilgisine göre Adalet Bakanlığına veya Milli Savunma Bakanlığına gönderir. Adı geçen Bakanlıklar intikal eden bilgi ve belgeleri ilgili hakkında 403 Sayılı Kanunun 25 inci maddesine eklenen son fıkra gereğince 35 inci maddenin birinci fıkrasının uygulanması konusundaki görüşlerini de belirtmek suretiyle İçişleri Bakanlığına gönderirler. İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünde dosya incelenir. Varsa eksiklikleri tamamlattırılır, ilgilinin aile kayıt örneği de getirtilerek dosyaya eklenir. Maddede kayıp işlemi için öngörülen bütün unsurların tamam olduğu anlaşıldıktan ve sanığın malları hakkında yapılacak işlem hakkındaki İçişleri Bakanlığı görüşü de tesbit edildikten sonra sanığa yurda dönmesi için duyuru yapılır. Duyuru, bilinen yurt içi ve yurt dışı adreslerine gönderilecek bir yazı ve aynı zamanda Resmi Gazete ile ilan suretiyle yapılır. Yurt dışı adresi belirli değil ise ilan Hükümet Bildirisi olarak TRT Radyo veya Televizyonlarında iki defa üst üste yayımlanır. Kanunda gösterilen süreler en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. Sanığın malların tasfiyesini gerektiren hallerde bloke işlemine esas olmak üzere malların tespiti ve bu malların üzerinde yapılacak işlemlerin durdurulması için İçişleri Bakanlığınca durum Maliye ve Gümrük Bakanlığı ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne bildirilir. Kanunen belirli süreler içinde sanık yurda döneceğini bildirdiği takdirde kayıp işlemi derhal durdurulur. Bu yolda bir başvuru alan bütün dış temsilciliklerimiz ve ilgili makamlar en seri vasıta ile durumu İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne bildirirler. Kanunda öngörülüp ilanda belirtilen sürenin geçmesine rağmen sanık yurda dönmez veya döneceği yolunda bir bildirimde bulunmazsa, Bakanlar Kurulu Kararı alınarak gereği yapılır. Bakanlar Kurulunca malların tasfiyesine karar verilmiş olması halinde tüm malları bloke edilerek karar aleyhinde Danıştay'a başvurma süresi geçtikten ve Danıştay'a dava açılmadığı anlaşıldıktan sonra Maliye ve Gümrük Bakanlığınca tasfiye işlemine başlanır. Ek bend 21/03/1981 - 17286 s. Yön. h Herhangi bir yolla yabancı bir Devlet vatandaşlığını kazanmış olup kesintisiz olarak en az 7 yıl süreyle Türkiye dışında oturan ve Türkiye ile ilgisini ve bağlılığını kesmediğine ve Türk vatandaşlığını muhafaza etmek istediğine delalet edecek resmi temas ve işlemlerde bulunmayan, Kişilerin Türk vatandaşlığını kaybettiklerine İçişleri Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca karar verilebilir. İlgilinin Türkiye'de gayrimenkullerinin veya işyerlerinin bulunması ailesinden bir kısmının Türkiye'de oturması ilgilinin bunlarla bağlılığını sürdürerek bu süre içinde zaman zaman yurda gelip gitmesi, şahsi ve medeni halinde meydana gelen değişikliklerle diğer nüfus olaylarını yetkili makamlara bildirilmesi ve askerlik işlemlerini yaptırması halinde Türkiye ile ilgi ve bağlılığını kesmediği ve Türk vatandaşlığını korumak istediği anlaşılır. Ek fıkra 21/03/1981 - 17286 s. Yön. Bakanlar Kurulu, ülkenin bütününde veya bir bölümünde sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilan edilmiş olması halinde, g bendine göre vatandaşlığımızı kayıp işlemine tabi tutulanlar hakkında 403 sayılı Kanunun 35 inci maddesinin birinci ve yönetmeliğin 48 inci maddesinin birinci fıkrası hükümlerinin uygulanmasına karar verebilir. Çıkarma Madde 37 - Değişik madde 21/03/1981 - 17286 s. Yön. Yurt dışında bulunup ta Türkiye Cumhuriyetinin iç ve dış güvenliği Türk Ceza Kanununun 2 nci kitabının 2 inci bap, 1 inci fasıl ve 2 inci fasıl hükümleri içinde yer alan maddeler ile Askeri Ceza Kanununun aynı amaca yönelik hükümleri, silah kaçakçılığı veya benzeri suçlar ile hangi yolla olursa olsun kanunların suç saydığı şekilde iktisadi veya mali güvenliği aleyhinde mal, döviz, altın, uyuşturucu madde, hileli vergi kaçakçılığı veya benzeri faaliyetlerde bulunmaktan sanık olarak haklarında yetkili cumhuriyet savcıları veya askeri savcılarca soruşturma açılan veya yurt içinde bu tür faaliyetlerde bulunup ta haklarında soruşturma açılmasından önce veya sonra her ne surette olursa olsun, yurt dışına çıkmaları nedeniyle haklarında kamu davası açılmasına veya ceza kovuşturmasına veya hükmün infazına olanak bulunmayan ve gelmesi için yapılan duyuruya rağmen üç ay içinde, savaş sıkı yönetim ve olağanüstü hallerde bir ay içinde yurda dönmeyen vatandaşlığımızı sonradan Müktesep kazananlar, Bakanlar Kurulu Kararı ile vatandaşlıktan çıkarılabilirler. Yukarıdaki hükmün uygulanmasında 36 ncı maddenin g bendindeki usullere göre işlem yapılır. Bu hüküm Türkiye savaş halinde iken asli vatandaşlarımız hakkında da uygulanabilir. III - SEÇME HAKKI İLE KAYIP Uygulama alanı Madde 38 - Seçme hakkı ile kayıp Türk vatandaşlığını çeşitli sebeplerle kazanmış çocuklarla evlenme ile Türk vatandaşı olmuş kadınlara uygulanır ve hiçbir makamın tasarrufuna ihtiyaç göstermeden, iradesini açıklamakla hüküm ifade eder. Bir kimseye bağlı olarak kazanılan vatandaşlığın kaybı Madde 39 - Aşağıdaki Türk vatandaşları Türk Medeni Kanununa göre reşit olmalarından başlayarak iki yıl içinde Türk vatandaşlığından seçme hakkını kullanmak sureti ile ayrılabilirler a Değişik bend 21/03/1981 - 17286 s. Yön. Analarına bağlı olarak doğumla Kanunun birinci Yönetmeliğin 4 üncü maddeleri gereğince Türk vatandaşı oldukları halde doğumla veya sonradan yabancı babalarının vatandaşlığını kazananlar. b Kanunun 3 üncü, Yönetmeliğin 6 ncı maddeleri gereğince evlatlığa alınmakla Türk vatandaşı olanlar, c Kanunun 4 üncü, Yönetmeliğin 7 nci maddeleri uyarınca doğum yeri esasına göre Türk vatandaşı oldukları halde sonradan ana ve babasının vatandaşlığını kazananlar. ç Kanunun 12, 14, 16, 17, 18, Yönetmeliğin 12, 19, 22, 25, 26, 27 nci maddelerine göre herhangi bir şekilde Türk vatandaşlığını kazanmış olan ana ve babalarına bağlı olarak Türk vatandaşı olanlar. Bu madde hükümlerine göre vatandaşlıktan ayrılma, ilgiliyi vatansız bırakacaksa bu hak kullanılamaz. Evlenme ile Türk vatandaşlığını kazanan kadının seçme hakkı ile ayrılması Madde 40 - Kanunun 5 inci Yönetmeliğin 8 inci maddeleri gereğince evlenme ile Türk vatandaşlığını kazanan kadınlar, evliliğin sona ermesinden başlıyarak üç yıl içinde Türk vatandaşlığından ayrılabilirler. Ancak bu suretle Türk vatandaşlığının kaybı, kadının evlenmeden önceki vatandaşlığını muhafaza etmesine veya Türk vatandaşlığını evlenme ile kazanmasından dolayı eski vatandaşlığını kaybetmişse bu madde uyarınca ayrılması ile eski vatandaşlığına dönebilmesi imkanına bağlıdır. Evliliğin sona ermesi sebebi ile Türk vatandaşlığından ayrılışın kendisini vatansız hale getirmemesi lazımdır. Yapılacak işlem Madde 41 - Yukarıdaki 39 ve 40 ıncı maddelere uygun olarak seçme hakkı ile kayıp için hiçbir yetkili makam tasarrufu istenmemekle beraber müracaatı alan idare makamları ve konsolosluklar, adı geçen maddelerin aradığı şartları tesbit ve vatansız kalmayacaklarını ispat eden belgeleri eklemek sureti ile ilgiliye ait düzenlenecek dosyayı İçişleri Bakanlığına gönderirler. Bakanlık Nüfus İşleri Genel Müdürlüğü nüfus kayıtlarına kayıp şerhlerini vermek üzere ilgili valiliğe sevkederler. Yukarıda sözü edilen maddelere uymayan veya vatansız kalacakları anlaşılan hallerde müracaat makamları İçişleri Bakanlığına intikal ettirmeden bu hakkın kullanılmayacağını ilgiliye tebliğ ederler. IV - KAYBIN SONUÇLARI Kaybedenlerin hukuki durumu Madde 42 - Değişik madde 04/05/2004 - 25452 Yön./ *5* 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu gereğince Türk vatandaşlığını kaybeden kişiler, kayıp tarihinden başlayarak yabancı muamelesine tabi tutulurlar. Türkiye'de ikamet, seyahat, taşınmaz mal edinme, ferağ, miras ve çalışma gibi konularda Türk Kanunlarının yabancılara tanıdığı haklardan yararlanabilirler. Ancak, doğumla Türk vatandaşlığını kazanmış olup da sonradan İçişleri Bakanlığından çıkma izni almak suretiyle yabancı bir devlet vatandaşlığını kazanan kişiler ve bunların kanuni mirasçıları, Türkiye Cumhuriyeti'nin Milli güvenliği ve kamu düzenine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla, Türkiye'de ikamet, seyahat, çalışma, yatırım, ticari faaliyet, miras, taşınır-taşınmaz mal satın alma, ferağ, kiralama gibi konularda, Türk vatandaşlığına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam ederler. Bu kişilere istekleri üzerine yurt dışında Türk temsilcilikleri, yurt içinde ise Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü ile İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüklerince bu durumlarını gösteren bir belge verilir. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce örneği hazırlanarak bastırılan ve düzenlenmesine ilişkin esasları belirlenen bu belgenin 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 29 uncu maddesinde belirtilen konulara ilişkin işlemler sırasında ibraz edilmesi zorunludur. Bu şekilde hakları saklı tutulan kişinin ölümü halinde kanuni mirasçıları veraset ilamı ile belirlenir. Bu kişilerin ülkede ikamet, seyahat, çalışma, yatırım, ticari faaliyet, miras, taşınır-taşınmaz mal iktisabı ile ferağ konularında kendilerine tanınan haklar konusundaki işlemler yürürlükte bulunan mevzuat çerçevesinde ilgili kurum ve kuruluşlarca yürütülür. Türk vatandaşlığının iptali ile vatandaşlıktan çıkarmanın sonuçlarını belirten 403 sayılı Türk vatandaşlığı Kanununun 33 üncü ve 35 inci, 11/2/1964 Tarihli ve 403 sayılı Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 46 ncı ve 48 inci maddeleri hükümleri saklıdır. Evlenme ile Türk vatandaşlığını kaybeden kadının evlenmeden önceki küçük çocukları Madde 43 - Kanunun 19 ve Yönetmeliğin 29 uncu maddeleri gereğince yabancı ile evlenmek sureti ile Türk vatandaşlığını kanun yolu ile kaybeden kadının bu evlenmeden önceki küçük çocukları, aşağıdaki hallerden birisinin bulunması ile analarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybederler a Babanın ölmüş bulunması, b Babanın belli olmaması, c Babanın vatansız olması, Bu madde gereğince Türk vatandaşlığının kaybı, çocuk onbeş yaşından büyükse kendisinin yazılı muvafakatına bağlıdır. Bu kayıp çocukları vatansız kılacaksa Türk kalırlar. Çıkma İzninin Eş ve Çocuklara Etkisi *6* Madde 44 - Değişik madde 04/05/2004 - 25452 Yön./ *6* Vatandaşlıktan çıkma eşin vatandaşlığını etkilemez. Ancak Türk vatandaşlığından çıkan babanın küçük çocukları, a Ananın ölmüş bulunması, b Ananın yabancı olması, c Velayetin babada bulunması ve ananın yazılı muvafakatının alınması. Hallerinde babalarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybederler. Ancak, ananın muvafakat etmemesi durumunda mahkemeden alınacak karara göre işlem yapılır. Babaya bağlı olarak vatandaşlığın kaybı, çocuk 15 yaşından büyük ise, yazılı muvafakatine bağlıdır. Yukarıdaki hükümler gereğince vatandaşlığın kaybı çocukları vatansız kılacaksa, çocuklar Türk kalırlar. Çocuğun muvafakat etmediği veya kayıpla baba ile birlikte babanın kazandığı vatandaşlığı kazanmasının mümkün olmadığı ve vatansız kaldığı durumlarda kayıp vuku bulmaz. Vatandaşlıktan çıkan ananın küçük çocukları Madde 45 - Değişik fıkra 04/05/2004 - 25452 Yön./ *7* Ananın yalnız olarak Türk vatandaşlığından çıkması, küçük çocukların vatandaşlığına tesir etmez. Ancak vatandaşlıktan çıkan ananın küçük çocukları; a Babanın ölmüş olması, b Babanın belli olmaması, c Babanın yabancı olması, d Velayetin anada bulunması ve babanın yazılı muvafakatinin alınması. Hallerinde, analarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybederler. Ancak, babanın muvafakat etmemesi durumunda mahkemeden alınacak karara göre işlem yapılır. Anaya bağlı olarak vatandaşlığın kaybı, çocuk 15 yaşından büyük ise yazılı muvafakatine bağlıdır. Yukarıdaki hükümler gereğince vatandaşlığın kaybı çocukları vatansız kalacaksa çocuklar Türk kalırlar, çocuğun muvafakat etmediği veya kayıpla, ana ile birlikte ananın kazandığı vatandaşlığı kazanması mümkün olmadığı ve vatansız kaldığı takdirde kayıp vukubulmaz. İptalin neticesi Madde 46 - Türk Vatandaşlığı Kanununun 24 üncü, Yönetmeliğin 35 inci maddeleri gereğince vatandaşlığa alınma kararı iptal edilen kişiye bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazanan eş ve çocukları hakkında da bu iptal hüküm ifade eder. Yani iptal kararı ilgili ile birlikte ve ona bağlı olarak Türk vatandaşı olmuş eş ve çocuklara da sirayet eder, ancak vatandaşlığa kabulleri tarihinden başlayarak yapmış oldukları muameleler bakımından iptal kararının hükümleri geriye yürümez. Bakanlar Kurulunca vatandaşlığı iptal edilenlerin kararında, ilgililerin mallarının tasfiyesi ile kendilerinin sınır dışı edilmeleri belirtilmişse bu gibiler en geç bir yıl içinde, Türkiye'deki mallarını tasfiye ederek ikametgah ve iş merkezlerini yurt dışına nakil ve memleketi terk etmek zorundadırlar. Aksi halde malları Hazinece satılarak bedelleri nam ve hesaplarına milli bir bankaya yatırılır ve kendileri de sınır dışı edilir. İptal kararı alınınca Nüfus İşleri Genel Müdürlüğü, mal tasfiyesi ve sınır dışı işlemleri olacaksa bu kararın birer örneklerini gereği yapılmak üzere Maliye Bakanlığına ve Emniyet Genel Müdürlüğüne gönderir ve ilgili valiliği de haberdar eder. Haklarında iptal kararı verilenler bu karar aleyhinde Danıştay'a başvurdukları takdirde, mallarının tasfiyesi ve sınır dışı işlemleri dava sonuna bırakılır. Kaybettirme ve çıkarmanın etkisi Madde 47 - Genel olarak vatandaşlığı yetkili makam kararı ile kaybettirme ve çıkarma şahsidir. İlgilinin eşi ve çocuklarına etki yapmaz. Çıkarmanın neticesi Madde 48 - Kanunun 26 ncı ve bu Yönetmeliğin 37 nci maddeleri gereğince Türk vatandaşlığından çıkarılan kişilerin Türkiye'de bulunan malları, Hazinece tasfiye edilir ve bedelleri nam ve hesaplarına milli bir bankaya yatırılır Türk vatandaşlığı Kanunu yurt içinde bulunan hiçbir vatandaşın çıkarılmasını terviç etmediğinden vatandaşlıktan çıkarılan kişiler mutlaka yurt dışındadırlar. Malların tasfiyesi için 46 ncı maddede olduğu gibi Maliye Bakanlığı haberdar edilir ve çıkarma kararı konsolosluklar aracılığı ile ilgiliye resmen duyurulur. Vatandaşlıktan çıkarılan kişiler çıkarma kararı aleyhine Danıştay'a başvurdukları takdirde mallarının tasfiyesi dava sonuna kadar yapılamaz. Çıkarma kararının ilgiliye tebliğinden ve Resmi Gazete ile yayımlanmasından önce Türkiye'ye dönenler hakkında vatandaşlıktan çıkarma işlemi durdurulur. Türk vatandaşlığından çıkarılanlar hiçbir şekilde yeniden Türk vatandaşlığını kazanamazlar ve Türkiye'de yerleşmemek ve genel hükümlere tabi olmak şartı ile Türkiye'ye gelebilirler. Seçme hakkı ile ayrılanların eş ve çocukları Madde 49 - Bu Yönetmeliğin vatandaşlıktan çıkmanın sonuçlarını düzenleyen 44 ve 45 inci maddeleri, 38 ve 39 uncu maddeler uyarınca seçme hakkını kullanarak Türk vatandaşlığından ayrılan kişilerin eşleri ve küçük çocukları hakkında da uygulanır. Küçük çocuklar Madde 50 - Bir Türk erkekle evlenmek sureti ile bu Yönetmeliğin 8 inci maddesi uyarınca Türk vatandaşlığına geçen analarına bağlı olarak 22 nci madde gereğince Türk vatandaşlığını kazanan küçük çocuklar, kadının 40 ıncı maddeye uygun olarak evliliğin son bulmasından sonra seçme hakkını kullanmak sureti ile Türk vatandaşlığından ayrılması halinde keza analarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybederler. Kadına Türk vatandaşlığını kazandıran evlenmeden olan küçük çocukları 45 inci madde de belirtilen şartlarla seçme hakkını kullanan analarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybederler. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Türk vatandaşlığının ispatı ve yargı yolu İspat Madde 51 - Türk vatandaşlığının ispatı herhangi bir şekle tabi tutulmamıştır. Her türlü belge ve resmi kayıtlarla benzeri, aksi sabit oluncaya kadar ilgilinin Türk vatandaşı olduğuna karine teşkil eder. Aşağıdaki kayıt ve belgeler Hemen her vatandaşta bulunacağı için başlıca vatandaşlık ispat vasıtası kabul edilmiştir. a Türkiye Cumhuriyeti nüfus sicili kayıtları, b Nüfus hüviyet cüzdanları, c Pasaport ve pasaport yerine geçen belgeler, ç Türk konsolosluklarınca verilmiş vatandaşlık ilmühaberleri, İdari makamlar Madde 52 - Bir kimsenin Türk vatandaşı olup olmadığı hakkında resmi Türk makam ve dairelerince tereddüde düşüldüğü takdirde anlaşmazlığı, kanun, yönetmelik ve uyrukluk anlaşmaları çerçevesi içinde halletmek için konu İçişleri Bakanlığından sorulur. Bu Bakanlık Nüfus İşleri Genel Müdürlüğü, Vatandaşlık Şubesi Tetkik Bürosu, gereken incelemeyi yapar ve kararını genel müdürlüğün onayına sunduktan sonra ilgili yere karşılık verir. YARGI YOLU Danıştay Madde 53 - Vatandaşlık hakkında yetkili idare makamlarınca verilen her türlü kararlar aleyhine ilgililerce Danıştay dava açılabilir. Diğer yargı organları Madde 54 - Danıştay dışında her türlü yargı organı önünde herhangi bir dava münasebeti ile, bir kimsenin Türk vatandaşı olup olmadığı iddia edilir ve ilgili organ tarafından tereddüde düşülürse bu husus İçişleri Bakanlığından sorulur ve 52 nci maddedeki usule göre varılan netice en geç bir ay içinde ilgili yere bildirilir. İçişleri Bakanlığınca verilen kararın davaya bakmakta olan mahkemece taraflara tebliğinden başlayarak bir ay içinde ilgililerce Danıştay'a başvurulmadığı takdirde Bakanlık kararı kesinleşir. İçişleri Bakanlığı kararına uyulmayarak taraflardan biri Danıştay'a başvurursa bakılmakta olan dava, 403 sayılı kanunun 41 inci maddesi esaslarına uyularak Danıştay kararına kadar durdurulur. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Çeşitli hükümler Evlenmede vatandaşlıkla ilgili beyan Madde 55 - 29 uncu maddedeki beyan *8* a Evlenme, evlendirmeğe yetkili Türk makamları önünde yapıldığı takdirde evlenme akdinin yapıldığı sırada o makama, b Evlenme, evlendirmeğe yetkili yabancı makamlar önünde yapıldığı takdirde evlenmeyi tescil ile görevli Türk makamlarına, evlenme akdinden başlayarak bir aylık süre içinde yazılı olarak yapılır. a ve b bendlerine uygun olarak yapılan beyanı alan makam, evlenmenin tesciline ait işlemli evrak ile birlikte bunu ilgili nüfus memurluğuna gönderir. Nüfus memurluğu da başka bir emir ve karar beklemeden nüfus siciline kaydederek, ayrılan kadına kayıp şerhi, Türk vatandaşı olan kadına da nüfus hüviyet cüzdanı verir ve İçişleri Bakanlığına bildirir. Seçme hakkını kullanma şekli Madde 56 - Türk Vatandaşlığı Kanununun 12, 13, 27, 28 inci, Yönetmeliğin 18, 19, 20, 39 ve 40 ıncı maddeleri gereğince seçme hakları İçişleri Bakanlığına gönderilmek üzere mahallin en büyük mülkiye amirliğine ve yabancı memleketlerde de Türkiye Elçilik ve konsolosluklarına yazılı bildiride bulunmak sureti ile yapılır. Maddi hataların düzeltilmesi Madde 57 - Türk Vatandaşlığı Kanununa göre vatandaşlığın kazanılması, kaybettirilmesi, iptal ve çıkarma gibi yetkili makamlarca alınan kararlarda maddi bir hata bulunduğu sonradan anlaşılırsa, bu kararı veren makam düzeltme veya değiştirme kararı alabilir. Resmi Gazetede yayım Madde 58 - Türk vatandaşlığının kazanılması, kaybı, iptali, kaybettirme ve çıkarma kararları, ilgilinin İçişleri Bakanlığının teklifindeki tam hüviyetleri ile Resmi Gazetede yayımlanır. BEŞİNCİ BÖLÜM Son hükümler Kaldırılan kanunlar Madde 59 - 11/02/1964 tarihli ve 403 sayılı kanunun, 46 ncı maddesi ile vatandaşlıkla ilgili bazı önemli kanun ve hükümleri saklı tutmuş, diğerlerini yürürlükten kaldırmıştır A - Saklı kalanlar, 1 - Hilafetin İlgasına ve Hanedanı Osmani'nin Türkiye Cumhuriyeti Memalik-i Haricine çıkarılmasına dair 3 Mart 1340 tarihli ve 431 sayılı kanun, 2 - 431 sayılı kanunun 2 nci maddesinin değiştirilmesi ve aynı kanuna bazı maddeler eklenmesi hakkında 16 Haziran 1952 tarihli ve 5958 sayılı kanun, 3 - 14/06/1934 tarihli ve 2510 sayılı İskan Kanununun vatandaşlıkla ilgili ve göçmenlere uygulanan hükümleri, B - Kaldırılan kanunlar, 1 - Şeraiti Muayyeney-i Haiz Olmayan Osmanlı Tebaasının Türk Vatandaşlığından İskatı hakkında 23/05/1927 tarihli ve 1041 sayılı kanun 2 - 23/05/1928 tarihli ve 1312 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu 3 - 11/02/1964 tarihli ve 403 sayılı kanuna aykırı diğer hükümler, Kayıp kişiler Madde 60 - Türk Vatandaşlığı Kanunu geçici iki madde ile kayıp kişiler ve 1312 sayılı kanuna göre iskat edilenler hakkında hükümler koymuştur. Buna göre, 1 - Milli Mücadeleden sonra "Avdeti gayri caizdir." şerhini havi Büyük Millet Meclisi Hükümeti veya işgal devletlerinin İstanbul temsilcileri tarafından verilen pasaportlarla veya hiçbir belgesi olmaksızın Türkiye'den 1930 yılının Türk ve Yunan hükümetleri arasında imza edilen Ankara Mukavelenamesi tarihi sonuna kadar ayrılmış bulunupta halen ölü veya sağ oldukları bilinmeyen ve sadece nüfus sicillerinde kayıtlı bulunan kişiler, 403 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 22/05/1964 tarihinde Türk vatandaşlığını kaybetmiş sayılırlar. Bütün nüfus daireleri bu gibi kişileri siciller üzerinden araştırıp gerekli soruşturmayı yaptıktan sonra durumları bu maddeye uyanların nüfus kayıtları hizasına "403 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesine göre vatandaşlığı kaybetmiştir" şerhini verecekler ve listesini valilikler yolu ile İçişleri Bakanlığına göndereceklerdir. Eskiden iskat edilenler 2 - 403 sayılı Kanunun yurt içinde bulunan bütün vatandaşlarla doğumla Türk vatandaşı olanları vatandaşlıktan çıkarmamayı ve tabiiyeti Osmaniye Kanunnamesi ile 1312 sayılı kanun hükümlerine göre çıkarma sebebi olan eylemleri yetkili makam kararı ile kaybettirme işlemine tabi tutmayı ve çıkarmayı da 26 ncı maddesi ile bir sebebe bağlamayı öngördüğünden adı geçen iki kanuna göre vatandaşlıktan iskat edilmiş doğuştan Türk vatandaşı Asli kişiler için 22 Mayıs 1964 tarihinden başlayarak bir yıl içinde yeniden Türk vatandaşlığına alınma isteğinde bulunmaları hakkını tanımıştır. Geçici 2 nci madde ile verilen bir yıllık süre içinde İçişleri Bakanlığına başvuran doğuştan Türk vatandaşı olupta iskat edilmiş bulunanların vatandaşlığa alınmasında sakınca görülmezse haklarında kanunun 8 inci, yönetmeliğin 12 nci maddesi uygulanır. Bu hüküm sonradan Türk vatandaşlığını kazanmış Müktesep kişilere ve özel kanunlarla iskat edilmiş bulunanlara uygulanamaz. Müracaatlar üzerine İçişleri Bakanlığı Yönetmeliğin 12 ila 17 nci maddeleri uyarınca işlem yapar, Geçici Maddeler Geçici Madde 1 - Ek madde 21/03/1981 - 17286 s. Yön. 1312 Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu hükümlerine göre Türk vatandaşlığından iskat edilmiş veya herhangi bir nedenle vatandaşlığımızı kaybetmiş bulunan doğuştan Türk vatandaşı olan kişilerin bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren iki yıl içinde yeniden Türk vatandaşlığına girmek istemeleri ve vatandaşlığa alınmalarında bir sakınca görülmemesi halinde haklarında 403 sayılı Kanunun 8 inci ve Yönetmeliğin 12 nci maddesi hükümleri uygulanır. Bu hüküm sonradan Türk vatandaşlığını kazanmış müktesep vatandaş kişilere uygulanmaz. Başvurular üzerine İçişleri Bakanlığı Yönetmeliğin 12 ve 17 nci maddesi uyarınca işlem yapar. Geçici Madde 2 - Ek madde 21/03/1981 - 17286 s. Yön. 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun yürürlüğe girdiği 22/05/1964 tarihinden bu kanunun yürürlüğe girdiği 17/02/1981 tarihine kadar Türk anadan doğan ve doğumla Türk vatandaşlığını kazanamayan küçükler, ana, baba ya da yasal temsilcilerinin başvurmaları halinde analarına bağlı olarak doğumlarından başlayarak Türk vatandaşı olurlar. Ancak ana, baba veya yasal temsilcilerinin başvurmamaları halinde Türk Medeni Kanununa göre çocuk reşit olmasından itibaren 3 yıl içinde seçme yolu ile Türk vatandaşlığını kazanma hakkına sahiptir. Bu durumda bulunan çocukların ana, baba ya da yasal temsilcileri bir dilekçe ile bulundukları yer vali veya kaymakamlıklarına yurt dışında yetkili Türk konsolosluklarına başvururlar. Dilekçelerine çocuğun vatandaşı olduğu Devlet makamlarından verilmiş tam künyesini gösteren kimlik cüzdanının Türkçe tercümesini de eklerler. Vali veya kaymakamlıklarca bu dilekçeler nüfus idarelerine havale edilir. Nüfus idareleri çocuğun annesi bulunduğu yerde kayıtlı ise, çıkaracağı aile kayıt örneğini de müracaata ekleyerek doğruca içişleri Bakanlığı Nüfus İşleri Genel Müdürlüğüne gönderir. Nüfus İşleri Genel Müdürlüğü Vatandaşlık Şubesinde gerekli işlemler yapıldıktan sonra Türk vatandaşlığını kazananlar hakkında tescil fişi doldurularak gereği yapılır. Yürürlük Madde 61 - Bu Yönetmelik yayımı tarihinden yürürlüğe girer. Yürütme Madde 62 - Bu Yönetmeliği İçişleri Bakanı yürütür.

kendisi ve evli ise eşinin yönetmeliğin 5 inci maddesi